Birlik ve beraberlik mesajlarının yanında uyanık olunması gerektiğinin de vurgulandığı programda, Ermenilerin iç yüzü de kamuoyuna sunuldu. Van’da “İffet Anıtı”nın yapılması talebi, 21 Mart Nevruz Kutlamalarındaki yeni düzenlemelerin de ele alındığı program, ulusal basın aracılığıyla tüm ülkeye duyuruldu.

ERMENİ MİLLETİ NASIL BİR MİLLET OLDUKLARINI BİR KEZ DAHA ORTAYA KOYDULAR

Azerbaycan Milletvekili Aydın Mirzezade, Hocalı Katliamını anlatan slayt gösterisinden çok etkilendiğini belirterek, “Yeniden kendim için büyük bir ağrı hissetim. Tarihte başımıza Ermeni canileri tarafından çok büyük acıların getirildiğine bir kez daha şahit olduk. Gözlerinizin önünde gerçekler canlandı. Benim bir şeyler ilave etmeme gerek yoktur. Sanki hepimiz o katliama şahit olduk ve küçük bir şehir olan Hocalının gece vakti Azerbaycan’ın bağımsız olmasına bakmayarak hele de Karabağ’da karar veren Rusya’nın harbi, tankları, topları, silahları ile silahsız bir şehrin üzerine hücum ediyorlar. Ermeni canileri bir silahsız ve özellikle kadınlardan, çocuklardan ibaret olan bir şehrin üzerine kendilerinin yiğitliklerini göstermeye çalıştılar. Gece şehirdeki evler dağıtıldı, insanlar öldürüldü, çoluk-çocuk demeden hepsini silahtan geçirdiler. Bir gece 613 nefer öldürüldü. 1200 nefer esir edildi ve onların başlarına oyunlar getirildi. Ermeni milleti nasıl bir millet olduklarını bir kez daha ortaya koydular. Merak dilen bir şey var. Kendileri faşist oldukları halde, kendileri canilik ettikleri halde, kendilerinin elleri kanlı oldukları halde sonradan Hocalı faciasının fotoğraflarını Amerika’da, Avrupa’da göstererek ‘Azeriler bizim başımıza böyle oyun açtılar’ diye bundan istifade etmeye çalıştılar. O dönemde Hocalı’ya hücum edenlerin başında şimdi Ermenistan’ın bakanı bugün Ermenistan’ın başında duruyor. Kana susamış bir insan bugün büyük bir devletin başında duruyor. Yani bütün bunların hiçbiri tesadüf değildir. Biz hepimiz Türk’üz. Hepimiz biliyoruz ki Ermenilerin tarihte Türk toprağına, Türk medeniyetine, Türk kültürüne olan iddiası duruyor. Eğer yalnız olsaydı hiçbir problem olmazdı. Yani onların tarihte Türkiye’ye, Azerbaycan’a diğer Türk bölgelerine karşı bir tane silahları var. Oda kan, işgalcilik, tarihini ve medeniyetini şad etmek. Tarihte Ermeni milleti böyle siyaset yapmışlar.” dedi.

AZERBAYCAN’IN TÜRKİYE GİBİ BİR DOSTU OLDUĞU İÇİN GURUR DUYUYORUM

Mirzezade ayrıca, “Şüphesiz ki Hocalı faciasının her yıl anılmasının bir sebebi var. Türk dünyası öyle etmeli ki böyle hiçbir zaman Hocalı baş vermesin. Hocalı faciasında dünya göz yumdu kulaklarını tıkadılar. Sadece Türk halkı bizim bu acımıza acıyla cevap verdi. Türk milleti her yerde Azerbaycan bayrağını kaldırdı. Türkler Azerbaycan’la aynı yerde olduğunu gösterdi. Üzerinden 21 yıl geçti. Bugün ne Ermeni, ne Ermenilerin arkasında kuduranlar artık Azerbaycan’ı eskisi gibi zayıf görmeyecekler. Kazandıkları ne oldu? Azerbaycan toprağının bir hissesi onlarda belli. Bizim insanlarımızı öldürdüler, bizim medeniyetimize sahip olmak istediler, kazandıkları ne oldu? Azerbaycan’ın bugün yıllık bütçesi 25 bin dolar. Ermenilerin bütçesi 2 milyar dolar. Biz sadece eğitme yılda 5 milyar dolar harcıyoruz. 1991’de Ermenistan milleti 4 milyon neferdi. Eğer güzel bir devlet kurabildiysen hani seni milletin. Türkiye’yi beğenmeyen Ermeniler bugün Türkiye’de ekmek parası kazanıyorlar. Ermenilerin başının gösterdiği siyaset kendisin mahvediyor. Devletçiliği olmayan Ermeniler Rusya’nın Sovyetlerin hesabına toprak kazandılar. Bugün Azerbaycan’ın Türklerle büyük bir dostluğu vardır. Azerbaycan’ın güçlü dış politikası var. Azerbaycan’ın Türkiye gibi bir dostu olduğu için gurur duyuyorum. Ben milliyetçi hareket partisinin genel başkanı çok değerli Devlet Bahçeli’ye çok teşekkür ediyorum. Milliyetçi Hareket Partisi’nin hem Iğdır da ki hem de Kars’taki il başkanlığına teşekkür ediyorum.” diye konuştu.

TÜRKİYE HOCALI KONUSUNDA TEK YÜREKTİR

MHP Iğdır Milletvekili Dr. Sinan Oğan da, “ Hocalı soykırımı söz konusu olduğunda Türkiye Azerbaycan kardeşliği söz konusu olduğunda Iğdır’da Kars’ta, Eskişehir’de, Tekirdağ’da, Antalya’da, Samsun’da Türkiye’nin her yerinde kim hangi eğitim seviyesine sahip olursa olsun bu konuda Türkiye’nin tek bir yürek olduğunu görmekten de ayrıca memnun oldum. Biz geçmişte maalesef hep zaferlerimizle ön plana çıktık, hep zaferlerimizi anlattık. Tarih kitaplarına bakarsanız, hep kutlamalara bakarsanız hep zafer bayramlarımızı gündeme getirdik. Tarih kitaplarımız zaferlerle doludur. Ama bizim tarih kitaplarımızda maalesef yer almayan bizim şimdiye kadar görmek istemediğimiz büyük ve gurulu bir millet olduğumuz için bize karşı yapılan soykırımları şimdiye kadar hiç gündeme getirmedik. Türk tarihi aynı zamanda Türklere karşı yapılan bir soykırım tarihidir. Balkanlardan Osmanlı çekilmeye başladığı günden itibaren balkanlarda ki birçok nehrin tamamıyla kan aktığını biliyoruz. Ama tarih kitaplarında bunlar yok. Kafkaslarda Türklere ne zulümler edildiğini biliyoruz. Azerbaycan’da Ermenilerin nasıl soykırım yaptığını biliyoruz. Ama bunu şimdiye kadar hiç gündeme getirmedik. Sadece Azerbaycan değil Kars’ta az mı zulüm gördü insanlarımız? Iğdır’da insanlarımızı samanlığa doldurup yakan, kapıyı dışarıdan çivileyen, camilerde insanlarımızı doldurup yakan Ermenilerdir.” şeklinde konuştu.

ERMENİLER, TÜRKİYE’NİN HER YERİNDE KATLİAM YAPMIŞTIR

Ermenilerin, Türkiye’nin her yerinde katliam yaptığını da ifade eden Oğan, “Biz bunları çok fazla dile getirmediğimiz için soykırımı yapan Ermeniler ama soykırımcı olarak suçlanan bizler olmuşuz. Bu sebeple bu tür konferanslar önemlidir. Bunların kitap olarak yazılması, bunların tarihi belge olarak gösterilmesi önemlidir. 1915’te olmayan bir tarih üzerinden Türkler yargılanırken biraz önce gördünüz Fransız gazetecide oradaydı, Amerikalı gazetecide oradaydı, Rus’da oradaydı. Hata ermeni gazetecide oradaydı. Onların ifadelerini okuduğunuz zaman insanın kanı donuyor. Birebir şahit oldular. Peki, bütün dünyanın gözü önünde gerçekleşen bu katliama batı ne diyor? Şimdiye kadar soykırım diyen birkaç ülke dışında fazla bir ülke yok. Allaha şükür şimdi hem Azerbaycan’ın hem Türkiye’nin güçlü dönemleridir. İnşallah bundan sonra hep güçlü olacaklar. Her ülkenin ortak çabası ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in dediği gibi ‘bir milletin iki diasporası olmaz’ sözünü ben çok önemsiyorum. Şimdi tek bir Türkiye diasporası var. Bütün içerisinde bayraklarımız maşallah burada var. Türkmen bayrağımız, Kırgız, Azerbaycan, Özbek, Kazak bu bayraklar bir arada şimdi. Türk lobisi olarak artık dünyada faaliyet gösteriyor ve biz artık gerçekleri dünyanın gözü önüne getirmek istiyoruz. Sadece dünyanın değil Türkiye’de de bunu anlatmak durumundayız. Biz unutmuyoruz ki kendileri katlettikleri halde bir Ermeni vatandaşını ‘hepimiz Ermeniyiz’ diye insanların sokaklara çıktığını unutmuyoruz. Ermenilerin halen Kars’ı, Iğdır’ı bu bölgeyi kendi toprağı olarak gördüklerini ve bir gün mutlaka burayı elde etmek için gece gündüz çalıştıklarını biz biliyoruz ve bunu unutmuyoruz. Bu sebeple bu konferansların bütün siyasi partiler tarafından yapılması önemlidir. Ben özellikle Kars İl Başkanımıza böyle bir konferansı teşkil ettiği için teşekkür ediyorum. Sayın genel başkanımız Dr. Devlet Bahçelinin Hocalı’nın her zaman yanında olduğu için Atatürk’ün ‘Azerbaycan’ın kederi kederimiz sevinci sevincimizdir’ sözünü bugün fiilen hayata geçirdiği için kendisine huzurunuzda teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.

ÜST KİMLİĞİMİZ ORTAK ADIMIZDIR

Oğan, şöyle konuştu:

“Bizim üst kimliğimiz ortak adımızdır. Peki, buna ermeni nasıl bakıyor? Emin olun Ermeni’de aynı şekilde bakıyor. Hocalıda soykırıma uğratılan Karabağ’da şehit edilen insanlarımızın içerisinde başka etnik kökenden gelen insanlar var. Ama ermeni hiçbirine adres sormadı. Hepimizi orada katletmek istedi. Nasıl ki yüz sene önce Kars’ta Iğdır’da hepimizi nasıl katletmeye çalıştıysa orada da aynı şekilde katletmeye çalıştı. Ermenistan olarak şimdi isimlendirilen yer daha bundan yüz sene önce Türk toprağıydı. Ermenistan’da belki iki üç tane kilise vardı ama yüzlerce cami vardı. Bugün bir tanesi bile kalmadı. Bu gün Türkiye’de her bir yerde kilise onarılıyor. Neden Ermenistan’da ki bir tane camiyi bile kimse onarmıyor? Hatta onarmayı bırakın işgal ettikleri yerlerde ki camilerimizi bu gün ahır olarak kullanıyorlar. Dolayısıyla hangi kökenden gelirsek gelelim bir şeyi unutmayacağız. Türk milleti barışsever bir millettir. Türk’e karşı kimse gelip silah kaldırmadıktan sonra Türkler dünyayı yönetti. Kimseyi soykırıma yöneltip asimile etmeye çalışmadı. Ama Türk’e karşı kim kılıcını kaldırmaya çalışırsa bunun hesabında er veya geç sorulacağını, Karbağ’ında, Hocalı katliamında hesabının sorulacağının herkes farkında olsun. Kimse zannetmesin ki Azerbaycan orada yalnızdır. Bundan dolayı uyanık olmak durumundayız. Görüşümüz ne olursa olsun söz konusu memleketse gerisi teferruattır. Hiçbir şey sizi umutsuzluğa sevk etmesin. Sesiz çoğunluğun tepkisi daha ortaya çıkmış değil. Sesiz çoğunluk bir gün sesini yükselttiğinde bu bölücüler kaçacak delik arayacaklardır. Milliyetçi hareket partisi var olduğu sürece, Türk milleti var olduğu sürece o ekranlarda şimdi boy boy dizilen insanlar kaçacak delik arayacaklar.”

BU MEMLEKETİ SOKAKTA BULMADIK.

“Biz bu memleketi sokakta bulmadık” diyen Oğan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Ne Iğdır’ı, ne Kars’ı, ne Karabağ’ı tesadüfen buralar bizim değil. Türk milleti buraya kanını dökmüştür. Sarıkamış’ta 90 bin insanımız boşuna donmamıştır. Mustafa Kemal Atatürk, Kazım Karabekir buraları boşuna savunmamıştır. Şimdi iki tane anayasa maddesi değiştirmekle ya da başka şekillerde kimseyle pazarlık yaparak buraları vereceğimizi kimse aklının ucundan geçirmesin. Türk milleti sabırlı millettir. Ama sabrında bir sonu olacağını her kesin bilmesi lazım. Dolayısıyla biz eğer sabırla bazı şeyleri bekliyorsak kimse zannetmesin ki korktuğumuzdan değil, bun memlekette tek vatandaşımızın dahi burnunun kanamasına yüreğimizin vicdanımızın müsaade etmediğindendir. Ama kimsede ister içerden olsun ister dışarıdan olsun Türk milletinin sabrıyla daha fazla oynamasın. Ermeniler bugün Türkiye üzerinden dağınık Karabağ’a insan taşıyorlar. Suriye’de ki iç çatışmalardan kaçan Ermeniler Erivan’a değil dağınık Karabağ’a yerleştiriliyor. Bunlarda hepimizin gözünün önünde cereyan ediyor. Kimse zannetmesin ki onlar oraya gidince orası onların olacak. Bu gün değerli dostumuz Aydın Bey güzel bir söz söyledi. ‘’Onlar şimdi orada varsayalım ki kiracı ama ev sahibi biziz. Günü geldiğinde onları oradan çıkaracağız.’’ Türk milleti de günü geldiğinde sonuna kadar bütün fertleri ile sizin yanınızda olacaktır.”

NEVRUZU AZERBAYCAN’LA BERABER KARS’TA VE IĞDIR’DA KUTLAYACAĞIZ

Oğan, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Biz şimdiye kadar Türk milleti olarak pek fazla yasımızı, acımızı, kederimizi gündeme getirmiyoruz. Ama bundan sonra zaferimizi de sevincimizi de, kederimizi de hem gündeme getireceğiz, hem kardeşlerimizle beraber bunu paylaşacağız. Çünkü acılar paylaşıldıkça azalacak, sevinçlerimiz ise paylaşıldıkça çoğalacaktır. Bizim Azerbaycan’la bir tek ortak yanımız acımız değil, ortak kültürümüz var, ortak geçmişimiz, ortak tarihimiz var. Nevruz gibi Türklerin beraberce Ergenekon’dan çıktığı inşallah onu da Azerbaycan’la beraber Kars’ta ve Iğdır’da ortak kültürümüzü sevincimizi de beraber yaşayacağız. Dolayısıyla kimse zannetmesin ki iki tane teker yakıp, lastik yakıp üzerinden atlamayla Türk milletinin ortak bayramına sahip çıkacağına kimse zannetmesin. Bu hepimizin bayramıdır. Bunu bayram olarak yaşamak isteyen herkesin ortak bayramıdır. İnşallah 21 Martta Nevruzda hem Kars’ta hem Iğdır’da bunu ortak yaşayacağız. Iğdır’da ki bizim sloganımız bu nevruzu Iğdır’da kutlayacağız. Kars içinde sizde inşallah benzer bir sloganla Iğdır dışında Kars dışında kadar Iğdırlımız Karslımız varsa onları da davet ediyoruz. Bu Nevruzu burada kardeşçe artık nevruzda insanların taş attığı değil, nevruzda insanların el ele tutuştuğu bayramlar yaşayalım. Bu bizim gücümüz olacaktır. Bu nevruz inşallah bundan sonra burada bölücülerin değil burada Türk milletinin sesinin daha gür çıkacağı nice nevruzlar inşallah beraber geçireceğiz. Bu bizim gücümüzde bize garanti olacak ki bundan sonra ne Ermeni’si, nede başkası aynı Hocalı’da olan görüntüleri, içimizi parçalayan ‘insanım’ diyenin bakmakta dahi zorlandığı görüntülerin bir daha asla Türk tarihinde yaşanmaması için bizim Türk milletinin; Azerbaycan’ıyla, Kazakistan’ıyla, Kırgızistan’ıyla, Kerkük’te ki türküyle, Doğu Türkistan’daki Türküyle, hep beraber bir olacağımız günlerinde başlangıcı olacaktır. Acımızı konuşmak için bir aradaydık ama acımızla beraber ortak değerlerimizi bizi biz yapan ve bizi daha güçlü kılan bir daha aynı acıları yaşamamamız için bizi daha güçlü kılan değerlerimizi de bundan sonra beraber yaşayacağımızı bildirmek istiyorum.”

HOCALI BİZE BİR ÖRNEKTİR

Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu ise konuşmasında, “İncede olsa hiç kimsenin görmediği çok güze bir bağ olduğunu düşünüyorum. Herkesin konuşmalarımızı hissederek, duyarak anlayacağını da düşünüyorum. Avrupa ülkelerinde çok konferanslara gittim. Avrupa insanını tarihi olarak da yani diyelim ki bin yıllık Avrupa geleneklerini, törelerini tanıyorum. Bir bizim insanımızın yüzüne bakıyorum birde onların. İnsanlarımızın yüzüne baktığım zaman onların yüzünde bir nur görüyorum. Bu nur İslam inancından mı geliyor diyelim yoksa kendi kültürel değerlerimizden mi geliyor diyelim hangisini söylersek söyleyelim gerçekten bizim insanımızda çok farklı bir görünüm var. Belki bu birde şundan kaynaklanıyor olabilir. Bizde bir kelime vardır ki dünyanın hiçbir ülkesinde hiçbir dilinde olmayan bir kelime vardır. Beklide bundan kaynaklanıyor. Bu kelime de gönül kelimesi. Gönül alma, gönül kırma gibi... Aslında böyle bir kelimeye sahip olan bir milletin tabiî ki yüzünde nur vardır. Çünkü insan ve insani değerlere önem veren bir millet olduğunu ortaya koyar. Hocalıyı gördük biraz önce. Hocalı bize bir örnektir. Ama Hocalı’dan önce aynı örneği biz Anadolu’da da gördük, Kars’ta gördük. Kars’ın merkezinde 20 bin insanın katledildiğini biliyorsunuz. Subatan, Derecik hiç değişmiyor. 496 kişi yatıyor Derecikte. Kucağında iki dişi olan bebesiyle annesini orada görmüştük. İskeletlerini gördük. Aslında ne yapmıştı onlar? Hocalı’da da aynı bebeler annelerinin kucağındaydı. Orada da aynı vahşeti yaşadıklarını gördük. Aslında insan denilen eşrefi mahlûk dediğimiz insan denilen aynı zamanda o mahlûk eşrefi mahlûk olmanın çok ötesinde hayvanlardan bile daha cani olarak ortaya çıkmıştır dünyada. Hiroşima’ya Nagazaki’ye atom bombası atanlar orada 400 milyon insanın canına kıyanlar, hamile insanların, yaşlıların, bebeklerin, ihtiyarların, kadınların, kimsesizlerin hayatına kıyanlar aslında hani Mehmet Akif’in dediği; Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavardı onlar. Ve bize akıl vermeye kalkışıyorlar bu gün.” konularına değindi. 

İSTANBUL’UN FETHİYLE AVRUPA’DA ÇAĞ DEĞİŞTİ

Halaçoğlu ayrıca, “Gariptir ki biz onların bulunduğu bir birliğe girmeye çalışıyoruz. Hâlbuki bizim atalarımız kuşlar için, köpekler için vakıflar kurmuşlardı. Kimsesiz insanlar için vakıflar kurmuşlardır. İnsan ve insani değerleri aslında biz onlara öğrettik. Çağın değişimi bundan sonra oluştur. İstanbul’un fethiyle Avrupa’da çağ değişti. Çünkü Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u feth ettikten sonra Ayasofya Vakfiyesinin ilk cümlesine ‘’kâinatın özü insandır. Bu vakfım insanlar içindir.’’ Ne Müslümanlar ne de Türkler için diyordu. İnsanlar içindir. Çünkü bizim inancımızda, bizim dinimizde yaratılan yaradan dan ötürü kutsaldır. Bunun için insana değer veririz. Bunun için biz Türkler 18 imparatorluk kurduk. Bütün değişik dilden, kültürden insanları bir arada tutan bir imparatorluk kurduk. İşte ezilmeyin bunun için. Bunun için batı büyüktür demeyin. Aslında biz büyüyüz. Bu kibirlenmek değil, insan ve insani değerlere verdiğimiz önem için söylüyorum. Dünya medeniyetine katkılarımız için söylüyorum. Akdamar kilisesini onardık ibadete de açtık. Bunu yaparken bir şeyi göz önünde tutmadık. Unuttuk bazı şeyleri. Van 1915’ta Ermeni ve Ruslarla birlikte saldırılar sonrasında düştü.80 bin insan öldürüldü. Burada 50 Türk kadını alındı Akdamar kilisesine götürüldü. Götürülürken yolda kadınlar iffetlerini korumak için hepsi kendilerini göle attılar. Onlar için bir iffet anıtı dikemedik. Burası Serhat Şehri... Burası bizim kalemizdir. Burası bizim Türklüğümüzün giriş noktasıdır. Ama buraya ‘iğreti ucube’ bir kardeşlik adı altında heykel koyanlar aslında 20 bin insanın burada katledilmesini unutturdular.” dedi.

KİNDAR OLMADIĞIMIZ İÇİNDE ASLINDA HER GELEN NEREDEYSE BİZE BİR ŞAMAR ATIYOR

Halaçoğlu daha sonra şunları söyledi:

“Biz kindar değiliz, Türkler olarak. Kindar olmadığımız içinde aslında her gelen neredeyse bize bir şamar atıyor. Fakat bir şeyi unutmayalım tarih ihtiyatsızlar için merhametsizdir. Eğer tarihinizi unutuyorsanız, milli değerlerinizi unutuyorsunuz ve bunlardan bihaber kalıyorsanız birileri sizi yok eder. Bu topraklar kaç medeniyeti yok etmiştir. Bunun için Hocalıyla, Subatan’ı, dereciği, Ardahan’da Yanık Camiyi, Iğdır’da 21 köyde yapılan katliamı Oba Köyünü, Tuzluca Gedikli Köyünü unutmamız gerekiyor. Yiyecek vereceğiz diye samanlığa doldurup ondan sonra samanlığı yatkıları hepimizin gözünün önündeydi kazıyı ben yapmıştım. Dünyaya şöyle seslendim gelen ZDF televizyonuna diğer bütün gazetecilere şunu söyledim. Hodri meydan dedim. Ermeniler bana toplu mezarlarını birini göstersinler sizin huzurunuzda açacağım. 2013 yılıydı. 2013 yılından beri bir toplu mezar göstermediler. Çıkardıkları Mardin’in Nusaybin Köyünün Ömerli Köyünde bir toplu mezar var dediler. İsveç parlamentosunda dile getirildi. Bende oradakilere dedim ki gene hodri meydan. Gelin birlikte açalım. Bana bir sürü şartlar koştular. Bana hiçbir şart ileri sürmeyin ne şart söylüyorsanız hepsini kabul ediyorum dedim. Yüzümüz aktı onlara karşı elimiz güçlüydü. Bugün dikkat ederseniz tarihçiler komisyonun kuralım birlikte araştıralım demiyor artık. Çünkü biliyorlar artık soykırım olmadığını. Ama bunu söyleyen Avrupa’nın orduları içerisinde Fransa’nın, İngiltere’nin, Rusya’nın orduları içerisinde Ermeniler vardı. Katliamı onlarla birlikte yaptılar. Silahlar Amerika’dan gelmişti. Amerikan belgelerinde baktık bir gemi dolusu vinci sırf tüfek göndermişler. Bunun için o tarihçiler komisyonunu kabul ederler miydi? Çünkü ordunun işgal kuvvetlerinin yarısı Ermeniydi. Ermenileri de kullananlarda onlardı. Hala hilal hac çatışması vardır. O hilal galip gelecektir. Çöken Avrupa Birliğinin peşinden gitmeyecek artık Türkiye. Bu eninde sonunda olacaktır. Çünkü şartlar bunu gerektirmektedir. Eğer ayakta kalmak istiyorsak birlikte hareket etmek zorundayız. Çünkü dünyanın en gözde bir takım kaynaklarına sahiptir. Enerji. Bu gün 10 bin km. öteden gelen Amerika Birleşik Devletleri Otadoğuyu neden karıştırıyor zannediyorsunuz? Neden Ortadoğu Arap baharı adı altında bana söylerimsiniz hangi baharda kuşlar ölür, hangi baharda çiçekler ölür, ağaçlar ölür? Tam tersine yeşerir. Ama düşünebiliyor musunuz Arap baharında Irak’ta 1 milyon insanın öldüğünü, Arap baharında Suriye’de şu an 70 bin insanın öldüğünü? Hani nevruz diyoruz ya yeniden canlanma. Bu son bahardı. Şundan dolayı sonbahardı. Ortadoğu’daki enerji gücünü ellerine alacak bir Amerika Birleşik Devletleri hem İsrail’in güvenliğini sağlayacak hem de Çinin yükselen ekonomisine karşı elinde bir güç sahibi olacaktı. Çünkü şuan Çin dünyanın en hızlı yükselen ekonomisine sahiptir. Geçen yıl itibari ile Çin döviz fazlası 3,2 trilyon dolardır. Ve bunun 1, 9 trilyon doları Amerikan devlet tahvilidir. Bunun anlamı Amerikan ekonomisinin çökeceği anlamına gelir. Dolayısıyla Amerikan Çin ile nasıl baş edecek? Çinin dışarıdan aldığı tek en önemli madde enerji kaynaklarıdır petroldür. Bunu da Ortadoğu’dan alıyor. Ortadoğu’ya hakimseniz Çini kontrol edersiniz. Türkiye Ortadoğu’nun en güçlü devletidir bugün yarında dünyanın da dünyanın en güçlü devletlerinden biri olacaktır. Ama bu gücü elde etmesi için kendi Türk dünyası devletlerle işbirliği yapmak zorundadır. Buna muhtaçtır. Bunun için Türkiye’de yaşayan bizlerin birbirimizi kucaklamamız gerekiyor. Bizi kucaklayanı her zaman kucaklarız. İmparatorluk kuran milletler asla ırkçı olamazlar.”