78'lilerden 12 eylül açıklaması
Kars Devrimci 78'liler Derneği 12 Eylül darbesinin 32. yıldönümü nedeniyle açıklama yaptı.
Açıklamada, “12 Eylül 1980’de yapılan askeri faşist darbesi, 24 Ocak kararlarının hayata geçirilmesi, emek ve demokrasi güçlerinin yok edilmesi için yapılmıştır” denildi.
12 Eylül darbesinin emperyalizme ve faşizme, gericiliğe, şovenizme karşı yükselen halkın bizzat kendisine karşı yapıldığı ifade edilen açılamada, şunlar kaydedildi: “Zam, zulüm ve işkenceye karşı direnen halka karşı yapılmıştır.Amaç sömürü düzenini kesintisiz devamını sağlamaktır.
Bugün darbeci generaller; derin devlet, kontrgerilla, cemaat, tarikat, Susurluk, Şemdinli, Ergenekon çeteleri, faili meçhul cinayetler, cinayetler, suikastlar, toplu mezarlarla anılmaktadırlar.
Emekten,demokrasiden, eşitlik, özgürlük ve halkların kardeşliğinden,barıştan ve sosyalizmden yana olan bizler geçmişte olduğu gibi,bugün de halkımızın yanında emperyalizme karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.
12 Eylül askeri faşist darbesini teşhir etmek ve faşist cuntacı generallerin yargılanmasını sağlamak temel amaçlarımızdan birisi olmalıdır.
Faşist darbenin yok ettiği, yok ettiği, astığı, işkenceyle ve zulümle aramızdan aldığı kardeşlerimizin anılarını yaşatmak, onların kişiliklerini, erdemlerini,mücadelemize katkılarını, gelecek kuşaklara aktarmak da bizlerin görevidir.
Eziyet eden,unutan v e unutturmaya çalışan; halklar arasına duvar çeken, hor gören,aşağılayan,ötekileştiren;kötüleyen,alay eden,yalnızlaştıran,baskı yapan,istismar eden;değer vermeyen,soyan,sömüren ve imha eden; doğruyu yanlış yanlışı doğru gösteren kendinden olmayanların yaşam haklarına saygı duymayan;işkence eden,idam eden,kayıp eden,tek tek ve topluca katleden, samimiyetsiz, yalancı, vicdansız ve insafsız bir dönemin 32. Yılındayız!
Yıllar acımasız ve ağır yükünü omuzlarımıza daha da bırakarak geçiyor.Daha geçen yıl şöyle demişiz;
‘’31. Yılındayız bu lanet dönemin ve ne yazık ki tüm hızıyla devam eden bir dönem bu.O gün başlayarak kuruşlan mekanizma,ırkçı ve dinci, faşist oluşumlarıyla,ordu,polis,yargı örgütlenmeleriyle, adaletsizliğin sokaklara taşan linç kültürüyle boyutlandırılmasıyla,ideolojik aygıtları,yalan ve düzmece medya haberleriyle, eğitim politikalarıyla,savaş çığırtkanlıklarıyla ve daha birçok hamleyle meyvelerini topluyor bir bakıma.Kısaca söylersek, o gün bugün düşman kazanmaya devam ediyor.’’
Şimdi 1 yıl sonra hangi cümleyi ekleyelim ki bu satırlara?
4+4+4’ü mü?
Uludere-Roboski katliamını mı?
KCK adı altında sürdürülen bitimsiz operasyonlarla içeri tıkılan binlerce seçilmiş yönetici ve parti üyesini mi?
Tutuklu bulunan yüzlerce öğrenciyi mi?
Halen kullandırılmayan anadil hakkını mı?
Azınlıklara haklarını geri verme gösterişleri arasında el konulan arazileri mi?
Töre cinayetleriyle her gün yenilenen adeta teşvik edilen kadın cinayetlerini mi?
İnanç özgürlüğünden bahsederken Alevilerin ibadethanesi olan Cem evlerini kapatma hesaplarını mı?
Basına ve gazetecilere yönelik baskı ve yıldırma politikalarını mı?
Grev hakkının,toplantı ve gösteri hakkının,demokratik tepki hakkının bile yasaklandığını mı?
Kentsel dönüşüm ve TOKİ adı altında sürdürülen talan ve cinayet politikalarını mı?
Uydurma gerekçelerle tutuklanıp,hiçbir açıklama yapmadan yıllarca yatırılan binlerce insan varken,sözde yargı reformlarıyla yüzlerce cinayetin sorumlusu faşist katillerin serbest bırakılmalarını mı?
12 Eylül’le başlayan bir dönemin başka bir tezahürü olan sistem üstüne üstlük bir de ileri demokrasi mavalı ile ‘’darbecileri yargılıyor!’’
Böylesine adaletsiz bir yükselişin,içeride ve dışarıda savaş politikalarıyla buluştuğu bir dönemde,bizim yıllardır dikle getirdiğimiz darbecilerin yargılanması talebimizin,sözde yargılamaların gölgesinde boğulmasına sessiz kalacağımızı mı sanılıyor?
Biz darbeciler yargılansın derken 12 Eylül hukukunun ve kurumlarının tümüyle ortadan kalkmasını beyan etmekteydik.Şimdi bize sunulan birkaç ismi göstermelik yargılanmalarıyla yetineceğimiz mi sanılıyor?
Asla!!
Biz biliyoruz ki;’’Bir gün bütün değer yargıları değişecek ve yargılananlar yargıç,eziyet edenler de suçlu sandalyesine oturacaklardır.’’Ve onlar halkın adaleti yüzlerine okunurken suçlarının ağırlığı altında ayağa kalkamayacaklardır.
Ama,bu zulüm düzeninin yok ettiklerini,inançlarını,acılarını ve anılarını kuşananlar ‘ARTIK YETER’ deyip de ayağa kalktıklarında gerçek adalet yerini bulacaktır.
İşte bu nedenlerle,geçen yıl nasıl 12 Eylül etkinliklerinin barış ve halkların kardeşliği ekseniyle buluşturduysak 12 Eylül’ün 32. Yılında bu etkinliklerin ana eksenini ADALET talebimizi oluşturacağız, tabiî ki yine “barış diyerek”. Ama biz ADALET , derken yapılan tüm haksızlıklar ve zulümler cezasız kalmamalı derken, onlar sahte adaletine inandığımızı değil, er yada geç gerçek adaletin bir gün yerine geleceğine olan inancımızı haykırıyoruz.
Eziyet edene, soyan ve sömürene, barışın ve halkların düşmanlarına, ötekileştiren , yalnızlaştıran, başkalarına yaşama haklarına saygı göstermeyenlere, emeğine düşmanlarına; kısaca 12 Eylül zülum düzeninden beslenipte bugün aynı düzeni sanki karşılarmış gibi yaparak sürdürenlere “ Sanık Ayağa Kalk” demek için, ayağa kalkmanızı ve bizimle olmanızı bekliyoruz.
Biz önderlerimiz ve yoldaşlarımızın bize bıraktıkları aynı inançla aynı duygularla:
Gerçek bir adalet için;
Barış için;
Halkların kardeşliği için;
Her türlü baskı, zulüm ve ötekileştirmeye dur demek için;
Özgürlük, demokrasi, devrim ve sosyalizm için;
Sadece şarkılarımı söylemekle yetinmeyeceğiz, yeni şarkılar yazacağız;
Çünkü öfkeliyiz ve öfke zaferdir er geç!”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.