Türkiye genelinde olduğu gibi dünyanın birçok ülkesinde yaptığı çalışmalarıyla iş dünyasının etkin derneklerinden biri olan Müstakil Sanayiciler ve İşadamları Derneği (MÜSİAD)'ın Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, yaptığı toplantıda; MÜSİAD olarak Digor ilçesine Külliye yaptıracaklarının müjdesini verdi. Digor’a külliye yapılması için Kars’a en kısa zamanda bir heyet göndereceklerini açıklayan Genel Başkan Kaan, kısa vadede Kars halkının hizmetine sokacaklarını söyledi.

Başkanlığını İşadamı Şahin Aydın’ın yapacağı MÜSİAD’ın Kars Şubesinin açılışı, 65 Hükümet UDH Bakanı Kars Milletvekili Ahmet Arslan, Kars Valisi Türker Öksüz, MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen, AK Parti Kars İl Başkanı Adem Çalkın tarafından yapıldı.

Açılışta, Azerbaycan Kars Başkonsolosu Nuru Guluyev, Kafkas Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Hüsnü Kapu, Emniyet Müdürü Yavuz Sağdıç, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ertuğrul Alibeyoğlu, Esnaf Ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Adem Burulday, Ticaret Borsası Başkanı Metin Durmuş,  ilçe belediye başkanları, aralarında Gürcistan’da faaliyet gösteren şube başkanları, birçok ilin şube başkanları, işadamları ve vatandaşların katılımıyla gerçekleştirildi.

Açılış yemeğinde konuşan MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, bugün MÜSİAD ailesine Kars’ta da bir çatı eklediklerini için heyecanlı ve gururlu odlularını da belirterek, Kars’ın her yıl yükselen ivmeyle, bölgede turizm faaliyetlerinin de geliştiğini görmekten dolayı mutlu olduklarını söyledi.

MÜSİAD’IN YENİ TURİZM KAYNAKLARI GELİŞTİRME KOMİTESİ, KARS İLE ALAKALI ALTERNATİF ÇALIŞMALAR YAPACAK

Turizmin Kars için son derece önemli olduğuna dikkat çeken Kaan, MÜSİAD’ın yeni Turizm Kaynakları Geliştirme Komitesinin Kars ile alakalı alternatif çalışmalar yapacağının da müjdesini verdi.

Kars’ın çok özel bir coğrafya sahip olduğuna işaret eden MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan; “Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, büyük bir kültürel birikimi barındıran, kadim şehir Kars’tayız.

Misafirperver insanı, mutfak zenginliği, tarih ve doğal güzellikleri derken, bu toprakları özel kılan çok fazla unsurla karşılaşıyoruz. Her yıl yükselen ivmeyle, bölgede turizm faaliyetlerinin geliştiğini görüyoruz. Doğu Ekspresi’nin son günlerde kazandığı popülerlik, bölge turizmi üzerinde önemli bir canlanma sağladı. Turizm, bölgenin önemli geçim kaynaklarından birini oluşturuyor. Fakat hem yerli-yabancı turistin ilgisini buraya daha fazla çekmeliyiz hem de turizm çeşitliliğini sağlayarak, yatırımları artırmalıyız. Bu bağlamda yeni oluşturduğumuz MÜSİAD Yeni turizm kaynakları geliştirme komitemiz, Kars İle alakalı alternatif çalışmalar yapacaktır.” Dedi.

KARS’TA TİCARİ FAALİYETLERDE İYİ BİR TABLO YOK

Kars’ta ticari faaliyetlere ve şehrin ekonomisine bakıldığında, kendilerini pek memnun eden bir tabloyla karşılaşmadıklarına da dikkat çeken Genel Başkan Kaan: “Ülke içi pazara yönelik ticari faaliyetlerde olumlu bir görüntü verirken, maalesef ihracat tarafında oldukça zayıf bir durumda. 2002 yılında, 807 bin dolar ihracat yapan Kars, 2007 yılında 57 milyon dolarla tarihi başarıya ulaşmış, devam eden yıllarda ciddi ölçüde ihracat kaybı gösteren Kars ekonomisi, 2018 yılı itibariyle yalnızca 188 bin dolarlık ihracat gerçekleştirebilmiştir.

KARS’IN EKONOMİSİ TURİZMİN YANI SIRA TARIM VE HAYVANCILIĞA DAYALIDIR

Şehir, tarım sektörü özelinde hayvancılığa dayalı bir ekonomik yapıya sahiptir. Geniş mera ve çayırların varlığı tarım ve hayvancılığı, Kars ekonomisi için en önemli sektör haline getirmiştir.

Nitekim toplam il istihdamının yüzde 55’ini, tarım ve hayvancılık sektörü sağlamaktadır.  Bu bakımdan Kars’ın; canlı hayvan ve hayvansal ürünlerin ticaretine yönelik önemli bir potansiyel barındırdığını görüyoruz. Yalnızca Kars değil, Doğu Anadolu Bölgesi tamamı için tarım, süt ve  et hayvancılığın ehemmiyet arz ettiğini açık şekilde görüyoruz. 2018 yılında toplamda 783 milyon dolar ihracat gerçekleştiren Doğu Anadolu illerinin tamamında tarım ve hayvancılığın ağırlığı dikkat çekmektedir.

Aynı dönemde Türkiye’nin toplam tarım ihracatı, 22,7 milyar dolar düzeyine ulaşmıştır. Dolayısıyla, sektöre yönelik yatırımlarda Doğu Anadolu’ya çok daha fazla önem vermemiz gerekmektedir

Çünkü ülkemiz, uygun ekoloji ve yüksek tarımsal potansiyeline rağmen, dünya tarımsal ürün ticaretinden tam anlamıyla yararlanamamaktadır.  Günümüzde Türkiye’nin ihracatının yüzde 13’ü tarıma dayalı sanayilerce gerçekleştirilmektedir.

TÜRKİYE’DE CARİ AÇIĞIN İLACI; KOBİLER, GIDA VE TARIM ALANIDIR

Yani esasen Türkiye’ye net döviz kazandıran, ticaret açığı vermeyen sektörler, sadece tarım ve tarıma dayalı sanayi kategorisinde yer almaktadır. 2014 yılından beri MÜSİAD olarak ifade ettiğimiz bir husus var, Türkiye de Cari açığın ilacı,1- Kobiler 2- Gıda ve Tarım alanıdır. Bu nedenle ülkemizin sahip olduğu iklim, toprak, nüfus ve biyolojik çeşitliliği,  küresel tarımsal ürün rekabetinde daha fazla lehimizde kullanmak zorundayız.

MÜSİAD ETKİN VE GÜÇLÜ BİR SERMAYE PLATFORMUDUR

MÜSİAD, güçlü teşkilat ağı, üyeleri ve dostları arasındaki kıymetli bağ ile dünyada eşine az rastlanan etkin ve güçlü bir sermaye platformudur. MÜSİAD’ın bu bağ sayesinde topladığı veriler ve bu verileri işleme kabiliyeti, sahadaki gücünün en büyük göstergelerinden biridir. Bundan dolayı MÜSİAD, bütüncül kalkınmayı sağlayabilmenin önemli koşullarından biri olan bölgesel kalkınmada, kilit noktadadır. Bizler, dünyanın her yerinde faaliyet alanlarımızı genişletiyor, diğer yandan ülkemizde güçlü bir ağ örerek her şehrimize ulaşıyoruz.  Genelin yanında, yerel sorunları da tespit ederek çözüm önerileri geliştiriyoruz. MÜSİAD, diğer STK’lardan farklı olarak bölgesel ve sektörel kalkınmaya büyük katkı sunuyor. Biz, geniş teşkilat ağımız sayesinde mikro verilere doğrudan ulaşıyoruz. Bölgesel kalkınmada, mikro ve makro verilerin birlikte elde edilebilmesi açısından bu büyük bir avantajdır.

KIRSAL KALKINMA BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR

Türkiye’nin bugün bütünsel kalkınma yolunda ihtiyacı olan en önemli başlıklardan biri, “Kırsal Kalkınma”dır. MÜSİAD olarak belirlediğimiz stratejik sektörlerden biri olan Gıda, tarım ve hayvancılıkta hedeflediğimiz noktalara ulaşabilmemiz için Kırsal Kalkınma büyük önem taşıyor.

Biz bu noktada, Tazelenme Süreci kapsamında, Kısalda kentler “Kır Kentler” isminde bir proje ortaya koyduk. Bu projemizi hayata geçirebilmek adına, “Kırsal Dönüşüm, Tarım ve Hayvancılıkta Kalkınma” ismiyle bir komite kurduk.

KIR KENT ANLAYIŞININ TOPLUMUMUZDA KABUL GÖRMESİ İÇİN GÜÇLÜ BİR ALGI OLUŞTURMAMIZ GEREKİYOR

Kır Kent; kırsal dönüşümü ve kırsal kalkınma anlayışını ifade eden bir çatı kavram olarak oluşturulmuştur.  Bizim öncelikle, kır kent anlayışının toplumumuzda kabul görmesi için güçlü bir algı oluşturmamız gerekiyor.  Çünkü köyde yaşayan, çiftçilikle, hayvancılıkla geçinen insanlarımıza karşı oluşan önyargılar, bu alandaki gelişimin önünde en büyük engellerden biri olarak karşımıza çıkıyor.

ŞEHİR KONFORUNU MÜMKÜN OLDUĞUNCA KIRSALA GETİREREK, KIRSAL YAŞAMA KARŞI BİR CAZİBE OLUŞTURMALIYIZ.

Kırsaldaki yaşamı; altyapı ve tarım üretimine uygunluk bakımından yeniden tasarlamalıyız. Bu planlama, özellikle gençlerin ilgisini çekebilecek şekilde gerçekleşmelidir.  Projemize göre kır kentleri, 5 bin kişilik veya 2 bin kişilik bir belde olarak şekillendireceğiz. Dünyada, 81 ilin 81’ine birebir uyacak şehirler var. Bu noktada yurt dışında başarıyla yürütülen sistemleri yerinde inceleyerek, reel ve uygulanabilir, ülkemize özgün bir sistem üzerinde çalışmalıyız. Her şehrin kendi kimliği olmalı.

MÜSİAD olarak planlamalarımızı yapıyoruz ve bunları, politika yapıcılar başta olmak üzere, ülkemizin menfaatleri doğrultusunda hareket eden herkesle paylaşıyoruz. Biz biliyoruz ki, kırsal kalkınmayı başaran bir Türkiye, bütüncül kalkınma yolunda büyük bir motivasyona sahip olacaktır. Tabii bu da, dünyanın ilk 10 ekonomisi içinde yer alma hedefimizde, büyük bir itici güç oluşturacaktır.

Biz, ülkesine, devletine ve milletine bağlı iş insanları olarak, bu hedefte elimizi taşın altına koymaya her zaman hazırız. Bizler, ülkemizin içinde bulunduğu realitenin farkındayız, önümüzdeki zorlu süreci doğru okuyor, analiz ediyoruz. İş insanları olarak, bu süreci nasıl atlatacağımızı da iyi tahlil ediyoruz.

Cesur olacağız. Yatırımdan ve ticari faaliyetlerimizi çeşitlendirmekten korkmayacağız. Bunları, Türkiye ve Dünya genelinde 312 noktada varlık gösteren bir STK olarak, ulaştığımız reel verilere dayanarak söylüyoruz.  Bildiğiniz gibi, geçtiğimiz yılın Ağustos ayında ciddi kur ataklarına maruz kaldık ve piyasalarda önemli bir durgunluk yaşandı.  Ekonomi yönetimimizin doğru hamleleri sonucunda, bu süreç hızlı bir şekilde aşıldı. Türkiye ekonomisi bugün, yılın başındaki negatif büyüme beklentilerine rağmen, pozitif büyümeye doğru ilerliyor. Önümüzdeki süreçte faiz oranlarının daha alt seviyelere inmesini bekliyoruz.  Yatırımlara olumlu yansıyacak olan bu gelişme, küçülmeyi durduracaktır ve yılın son çeyreğinden itibaren yeniden pozitif büyüme sürecine girilecektir. Sözlerime son verirken, yeni şubemizin Kars ve Doğu Anadolu başta olmak üzere ülkemize hayırlar getirmesini diliyorum.”dedi.