Acil Önlem Alınmalı
Lüks restoranlar başta olmak üzere İstanbul`un en büyük tedarikçilerinden olan ve Etçii Steakhouse restoran-kasap zinciri sahibi Mehmet Emin Arslan, Türkiyede canlı hayvan kalmadığını belirterek bu konu ile ilgili acil olarak önlem alınmalı.
Bugün gelinen noktada dünyanın en pahalı etini Türkiye'nin tükettiğini belirten Arslan, kırmızı et fiyatlarındaki yükselişin ana nedeninin hayvan varlığındaki hızlı düşüş ve canlı hayvan ithalatındaki sorunlar olduğuna dikkat çekti.
UCUZ ET İÇİN 3 YIL DAHA BEKLEYECEĞİZ
Emin Arslan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti son dönemde çıkarmış olduğu teşvik Tarihte bir ilk olduğuna işaret ederek ,hükümetin ortaya koymuş olduğu bu çözüm önerisinin meyvesini 2013 yılında vereceğini kaydetti. Arslan, atadan kalma besi sisteminin artık terk edilmesi gerektiğini ifade ederek devletin küçük işletmelere teşvik vermemesi gerektiğini söyledi. Arslan, tüketicinin ucuz et yiyebilmesi için sunduğu öneriler şöyle:
“Toprak Reformu bir an önce yapılması gerekir. Devlet elindeki kullanmadığı toprağı üreticilere ve besicilere yüksek iş kapasiteli iş adamlarına hibe yoluyla veya 49 yıllığına kira yoluyla verilmesi gerekir. Tüm sektörlerde olduğu gibi Canlı hayvan ve et ithalatı ve ihracatı yapılmasına izin verilsin. Arslan; daha önceki yıllarda komşu ülke Suriye, Irak ve İran'dan kaçak hayvan ülkeye getiren Türkiye canlı hayvan ihraç eder hale geldiğini de hatırlatarak üretimimiz bize yetmezken ihracatın devam etmesi büyük çelişki, diye konuştu.
ARACILAR DA MEMNUN DEĞİL ÜRETİCİLERDE
Et fiyatlarının yüksek olmasına üreticiler mi yoksa aracılar mı sebep aracıların yüksek kar isteği de buna sebep oluyor mu? Şeklindeki sorumuza Arslan, şöyle cevap verdi: “Kırmızı Et fiyatı yüksekliği için birilerini suçlamak yanlış. Sistemde çok büyük hata var. Ülkemizde aile besiciliği dediğimiz bir durum hâkim yani 1 ile 5 hayvan sahibi üreticiler totalde yüzde 95 ini oluşturuyor. Sadece yüzde 5 i profesyonel anlamda hayvancılık yapıyor. Aslında köyde aileler kendi ev ihtiyacını karşılamak için bu hayvanları besliyorlar. Zamanla bu 1 ile 5 hayvan köylü için büyük önem arz etmeye başladı ve hoşuna gitti. Sayıyı artırmayı hiç düşünmedi. Bu işte aracılık eden firmalar bu yüksek fiyattan dolayı para kazanamadılar. Hepsi iflas etti çünkü yüksek fiyat altında ezildiler.”
İstanbul'da 1998 yılına kadar olan dönemde 4 bin 500 olan kasap sayısı bugün itibarıyla 750 civarında olduğunu dile getiren Arslan, "bu durumdan ne üretici memnun nede aracı ve dükkan en önemlisi ise tüketici hiç memnun değil" dedi.
AT VE EŞEK ETİ DANA ETİNDEN DAHA PAHALI
At ve eşeklerin dünya'da et için üretilen ve yenilen hayvanlar olduğunu belirten Arslan, normalde daha etinden daha fazla satılan at ve eşek etinin ülkemizde ucuza satılmasının sebebinin hastalıklı ve yaşlı olmasından kaynaklandığını bunun da insan sağlığına ciddi tehdit oluşturduğunu ifade etti. At, Eşek ve diğer tüm kırmızı et hayvanları sağlıksız ve çabuk bozulabilen ve bakteri üreten etler olduğuna dikkat çeken Arslan, et tüketirken çok dikkatli olunması gerektiğine işaret etti.
Anadolu'da Besihaneler boş, besici hayvan beslemek istiyor, fakat besleyecek hayvan bulamıyor, diyen Arslan, şu açıklamalarda bulundu: “Çok az sayıda olan besilik danalar Kars ilimizde, tanesi
KIRMIZI ET TÜKETİMİ ARTIRILMALI
Sağlıklı bir insanın yılda
HELAL GIDA SERTİFİKASI İHRACATI ARTIRACAK
Arslan çıkarılması gündemde olan Helal Gıda Sertifikasının da etkisiyle İslam ülkelerine et ve gıda ihracatının ilave 50 milyar dolarlık bir artış getireceğini de ifade ederek Türkiye’nin bu konuda elini çabuk tutmasını istedi. Helal sertifika sayesinde İslam ülkelerine dönük et ve gıda ihracatının artacağını bu konuda firmaların şimdiden hazırlık yapmalarının pazarda öne geçmesi için gerekli olduğunu da sözlerine ekledi.