Acılı baba oğlunu geri istiyor
Ermenistan’da yaklaşık 2 aydır tutuklu olan Umut Ali Özmen’in babası Mustafa Özmen, oğlunun Pazartesi günü 20018-2019 eğitim öğretim yılına kadar verilmesini ve oğlunun okula kavuşmasını istedi.
Volkan KARABAĞ - Tacettin DURMUŞ
Kars’ın Akyaya ilçesinin Küçükdurduran Köyünde oturan 16 yaşındaki Umut Ali Özmen, sınır ihlali yaptığı gerekçesiyle 50 gündür Ermenistan’da tutuklu bulunuyor.
Günlerdir çocuğundan haber alamayan Baba Mustafa Özmen, oğlunun 24 Temmuz günü Ermenistan’a sınır olan Küçükdurduran köyü yaylasında tepenin arkasını merak edip geçtiği için Ermeni askerler tarafından gözaltına alındığını söyledi.
3 gün oradaki bir karakolda gözaltında tutulduktan sonra Başkent Erivan’a götürülen oğlunun burada tutuklanarak ceza evine konulduğunu açıkladı.
Kendisinin Erivan’a kadar gidip cezaevinde oğlu ile ve Ermeni yetkililer ile görüştüğünü de söyleyen Baba Mustafa Özmen, kendilerinin Azeri kökenli oldukları için oğlunun ajan muamelesi gördüğünü ileri sürdü.
Oğlunun cezaevinde işkence görmeye başladığını da söyleyen Baba Özmen, yetkililerden yardım isteyerek bir an önce Türkiye’ye getirilmesini gerektiğini belirtti.
Oğlu Umut Ali’nin 16 yaşında e Kars Sağlık Meslek Lisesi’nde okuyan bir öğrenci olduğunu söyleyen Mustafa Özmen, İnterpol’ün de devreye girdiğini ve konuyu Gürcistan’ın Başkenti Tiflis’te görevli Türkiye Büyükelçiliğinin araştırdığını ifade etti.
Gazetemize açıklamada bulunan Baba Mustafa Özmen: “Ermenistan’da çocuğumla görüştüm ama Türkiye Cumhuriyeti’nin daha iyi etkin ve baskın bir rol oynaması gerekiyor ki çocuğumuzu oradan alalım. Ankara’da da Interpol ile görüştüm. Interpol’de ayın 10’unda bir yazı göndermişler ve o yazıya istinaden tekrar benden bir yazı daha istediler. Ama çocuğumun şuana kadar verilmemesinin tek sebeplerinden bir tanesi İnterpol’ün ‘sadece aranıyor’ ifadesine dair bir ilişkilendirme yapamadıkları için bekletiyorlar. Diyorlar ki; ‘Niçin aranıyor, hırsız mıdır?, Gaspçı mıdır?” bu sebeple bugüne kadar bekletmişler.” dedi.
Akyaka Kaymakamı ile birlikte bir kere diplomatik görüşmeye gittiğini söyleyen baba Özmen, “Görüşmede bize ‘oğlunuzun 2 ay gözaltı süresi vardır, gözaltı süresi olduğu için biz size bilgi veremeyiz’ dediler. Vali beye geldik ve Vali beyin vermiş olduğu talimatlarda yerine getirildi.” ifadesini kullandı.
24 Temmuz tarihinde saat 13:47 sıralarında tutuklandığını hatırlatan baba Özmen, “Bizim köyümüz, yaylamız Ermenistan’a sınırda herhangi bir belirgin bir şey olmadığı için çocuk hayvanlar sınıra kadar gitmiş, hayvanları geri çevireyim derken orada bulunan bir tepe var orasını merak etmiş, ‘tepenin arkasına bakayım ne var?’ diye tepenin arkasına geçince orada bir Ermeni vatandaş tarla biçiyormuş onun şikayeti üzerine olay yerine askerler gelmiş. Askerlerin gelmesiyle de oğlum ateş ederler diye korkmuş ve oradan uzaklaşmamış, teslim olmuş. Askerler de tutuklamış. Biz gece 10-11 sıralarına kadar ilgili birimlere de haber vererek arama yaptık. Cebeci Karakolunda bize ‘oğlunuz Ermenistan’a geçtiği tespit edilmiştir’ denildi. 25 Temmuz’da kaymakamımız ve jandarmadan yarbay rütbeli komutamızla görüştük ve oğlumun onların elinde olduğunu doğruladık. Ben daha sonra Ermenistan Erivan’a gittim görüşme sağladım. O zamana kadar oğlumun sağlık durumu da iyiydi ama ben döndükten sonra çocuğa 2 defa dayak atmışlar. Tekme-tokat vurmuşlar, yumrukla çocuğu darp etmişler. Ankara’da olduğum için dönüş yapamadım ama şimdi devletimizden yardım istiyorum.” diye konuştu.
Okulların açılmasına 2 gün kaldığını ve çocuğunun okula geri dönmesini isteyen baba Özmen, “Çocuğumun okula kavuşmasını istiyorum. Çocuğum orada Türk vatandaşı olduğunu bile ispat edemiyor. Türkiye’de Ermenistan Büyükelçiliği olmadığından dolayı İnterpol üzerinden Dışişleri Bakanlığına yazı yazılmış ve İnterpol’de ‘sadece aranıyor’ o da ne diye arandığını bilmediğinden, nüfus cüzdanı üzerinde olduğu halde ‘belki sen bu nüfus cüzdanını çalmış geçmişsin’ maksadıyla orada bekletiyorlar.” şeklinde konuştu.
Azeri kökenli olduklarını da bahane ederek oğlunu orada beklettiklerini ileri süren baba Özmen, “Sınırda Azeri köylerini biliyorlar. Çocuğun ilk sorgusunda köylerin isimlerini tek tek saymışlar, ‘siz Azerisiniz, Azeri köyler belki zamanla sizin de buradan saldırma olasılığınız olabilir’ diye. Biz zaten Türk vatandaşıyız bizim Azerbaycan ile ilişkimiz devletlerarasında var bizim bir ilişkimiz yoktur. Onun için devletimizden biran önce yardım istiyoruz." dedi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.