Doğunun uygar kenti Kars, şiarıyla çıkılan yolda, maalesef makûs talihini bir türlü yenemiyor. Ekonomik, sosyal ve siyasal anlamda çektiği sıkıntılarla adeta sorunlar yumağına dönüşen Kars, girdi maliyetleri ve yanlış tarım politikalarının etkisiyle bir zamanlar Türkiye'yi kırmızı et anlamında besleyen bir şehirden uzaklaşmış durumda.
Ne yazık ki, bu sorunlarla başa çıkmak için her geçen gün yeni engellerle karşılaşıyoruz. Bunlardan biri de trafikteki çıkmaz durum. Her evde bir veya daha fazla motorlu aracın bulunması, şehirdeki trafik yükünü daha da arttırıyor. Üstelik otopark sorunu da cabası. Otopark eksikliği ve ana caddelere konulan dubalar, bazı arterlerdeki park yasağıyla birleşince, şehir adeta içinden çıkılmaz bir trafik karmaşasıyla boğuşuyor.

Örneğin, köy minibüsleri için yapılan ilçe otogarının bodrum katına yıllardır bir minibüs bile sokulamamış durumda ve mevcut otopark çürümeye terk edilmiş durumda. Oysaki köy minibüslerinin ait oldukları otoparka çekilmesi, şehir trafiğini büyük ölçüde rahatlatacaktır. Ancak adı var, kendisi olmayan trafik komisyonu bu konulara neden el atmaz ve çözüm üretmez, gerçekten anlaşılması güç bir durum.

Üstelik trafik ışıkları da tam bir rezalet durumunda. Defalarca haber yapılmasına rağmen, sorumlular en basit trafik sorunlarını bile çözmekte tam bir ihmalkârlık sergiliyorlar. Bu durum gerçekten düşündürücü.

Kars, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ön plana çıkan bir kent. Ancak bu potansiyel, çözülemeyen sorunlar yüzünden gölgede kalmaya devam ediyor. Trafik sorunu gibi temel bir konunun çözümü için etkili adımlar atılmazsa, bu güzel kentimiz maalesef daha da geriye gidecektir.

Kars'ın yaşadığı bu sıkıntıları görmek ve çözüm üretmek için acilen harekete geçilmeli. Trafik yükünü hafifletecek otoparklar yapılmalı, park yasağı olan bölgeler yeniden gözden geçirilmeli ve trafik ışıklarıyla ilgili sorunlara acilen çözüm bulunmalı. Ayrıca trafik komisyonu, adıyla baş başa bırakılmamalı ve sorumluluklarını yerine getirmelidir.
Kars, güzellikleriyle ünlü bir kent olmaya devam edebilir, ancak bu sorunlarını çözerek mümkün olacaktır. Unutmayalım ki, bir kentin gelişimi ve refahı, sadece tarihi ve kültürel mirasından değil, aynı zamanda yaşanabilir bir çevreden de geçer.