1990 yılından beri Anı’da bir takım restorasyonlar yapılmaktadır. Bu restorasyonları keşke yapmasaydık da eski haliyle kalsa idi. Çünkü Anı “kanopi çatılar” , “teneke direkler” ile  demir yığınına döndü elbette ki  bunu yapan müteahhitlerin  suçu değil. Bu projeleri Kültür Bakanlığı’ndan onaylatıp yapanlarındır.

Müzenin bu projelere müdahale yetkisi yok. Koruma kurulları proje dışına çıkılmadığı sürece yapacak bir şey yok. Peki demir yığınına dönen bu yerleri kim gezecek. Senede bilmem kaç bin yerli ve yabancı turist geliyor. Selçuklu incisi Sultan sarayını hapishaneye benzeten zihniyet yüzünden şimdi Selçuklu Sarayı’na turistler gitmiyor. Sebebini soruyorsunuz bizde yeni binaların daha güzelleri var diyor. En son Poladoğlu Kilisesi’nin çatısı “kanopi çatı”  yapılmaya başlandı. Bir de kahvecilerin çay tepsisi gibi bir külah eklendi.

Ey Ecdat kalk bak neler oluyor. Diğer milletler resim karalama yolunda bocalarken sanat yaratıcısı insanlık iftiharı Büyük Selçuklular taşı mum gibi şekillendirip tabiatı süsleyen eşsiz abideleri yükseltmişlerdir. Bugün hala dünyanın hayranlığına mucip olan zamanımıza kadar gelebilmiş kervansaraylar yanında şehirlerde binlerce eser yapmışlardır. Mimar Sinan neredesin? Taştan korkan bir millet olduk. O eşsiz abidelerinizi  tamir bile yapamaz duruma düştük suç sizin,  sizler sanatınızı da mezara götürdünüz. şimdi kimse taş işçiliği yapamıyor ; bunun sebebi sizlersiniz… Soruyorsunuz bunu niye aslına uygun yapmıyorsunuz ?

Cevap, elimizde eserin orijinal fotoğrafı yok? Yahu Eserin bir tarafı sağlam  orijinali diğer yarısı, daha ne fotoğrafı arıyorsunuz. Fazla söze hacet yok  fotoğraflar anlatır.Aşıklarımızdan birer dörtlük.

ANI DESTANI Aşık Zülali

Neden böyle harab, viran kalmışsın?

Sebebini  soranın var mı Anı?

Nice şahlara taht gah olmuşsun?

Neler görmüş taşın, toprağın Anı?

Posoflu Aşık MÜDAMİ

Felek dertli bağrım kebab eylemiş,

Akıtmış gözyaşın seylap eylemiş,

Bir rivayet kargış harap eylemiş,

Sen ne zaman abad olasın Anı.

Bu gidişle asla abad olamaz, bir Anı Harabelerimiz vardı ; o da “Anı” oldu.