“Aras ve Çoruh Havzaları Kuraklık Yönetim Planı ve Su Tahsis Planı Hazırlanması Projesi”nde sona gelindi
Aras Havzası Havza Yönetim Heyeti ve Aras Çoruh Havzaları Kuraklık Yönetim Planı 2. İlerleme Toplantısı yapıldı.
DSİ Kars 24. Bölge Müdürlüğü Konferans Salonu’nda düzenlenen toplantı saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı. Toplantının açılış konuşmasını yapan DSİ Kars 24. Bölge Müdürü Serdar Kotan, “18 Ocak 2019 tarih ve 30659 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan Havza Yönetimi Merkez Kurulu, Havza Yönetim Heyetleri Ve İl Su Yönetimi Koordinasyon Kurullarının Teşekkülü, Görevleri, Çalışma Usul Ve Esaslarına Dair Tebliğin amacı; havza ölçekli yönetim planlarının hazırlanması, uygulanması, uygulamalarının takibi sürecinde kurumlar arası koordinasyonun sağlanması amacıyla; Havza Yönetimi Merkez Kurulu, Havza Yönetim Heyetleri ve İl Su Yönetimi Koordinasyon Kurullarının kurulması ve faaliyetlerini sürdürmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Havza Yönetim Heyeti, Bakanlıkça Koordinatör Vali olarak belirlenen Vali Başkanlığında, havzada yer alan diğer illerin vali veya vali yardımcıları ve tebliğde belirtilen diğer kurum ve kuruluşların temsilcilerinin katılımı ile gerçekleştirilmektedir. Aras Havzamızın Koordinatör Valisi Kars Valimizdir. Havza Yönetim Heyetinin sekretarya hizmetleri, koordinatör valilikteki DSİ Bölge Müdürlüğü olarak DSİ 24. Bölge Müdürlüğümüz tarafından yapılmaktadır. Havza Yönetim Heyeti yılın ikinci altı ayı içerisinde olmak üzere yılda en az bir defa toplanmaktadır.” diye konuştu.
DSİ Genel Müdürlüğü Su Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Dr. Yakup Karaaslan ise, “Yavaş yavaş ilerleyen, ciddi sosyo-ekonomik ve çevresel etkileri nedeniyle sinsi afet olarak tanımlanan kuraklığın, diğer tüm doğal afetlerden daha fazla ölüme neden olduğu ve daha fazla insanın yerinden göç etmesine sebep olduğu bilinmektedir. Türkiye; kurak ve yarı kurak iklim şartlarının karakteristik özelliklerinden dolayı kuraklık afetine karşı oldukça duyarlı bir yapıda bulunmaktadır. 1870-1876 döneminde Ankara ve Konya çevresinde yaşanan kuraklığın, kıtlıklara ve hastalıklara yol açmak suretiyle yaklaşık 200.000 vatandaşın ölümüne neden olduğu tahmin edilmektedir. Ülkemizde 1928, 1973, 1989, 1990, 1993, 1999, 2000, 2008, 2013, 2014, 2017, 2020 yıllarında da yaygın kuraklıklar görülmüştür. 2008 yılında Ankara’da meydana gelen kuraklık barajlardaki su seviyesini % 4’ e kadar düşürmüş ve ciddi bir içme suyu sıkıntısına yol açmıştır. Kuraklık Yönetim Planları ile muhtemel kuraklık riskleriyle karşılaşıldığında yaşanacak olan olumsuz etkilerin azaltılmasına ve kuraklık problemlerinin çözümüne yönelik olarak kuraklık öncesinde, esnasında ve sonrasında alınacak tedbirler belirlenerek, ülkemizin kuraklığa karşı direncinin arttırılması, ekonomik kayıpların azaltılması, halkın ve yerel yönetimlerin kuraklık hususunda bilinçlenmesi hedeflenmektedir.” şeklinde konuştu.
Kars Valisi Ziya Polat ise, “Gelecek nesillere aktarmak zorunda olduğumuz bir kaynaktan bahsediyoruz. Kıt olan bir kaynaktan bahsediyoruz. Kaynağı kıt ama ihtiyacı çok. Kullanma biçimlerine bakıyoruz maalesef hala kayıp oranımız yüzde 57 civarında. Yani suyun yarısını biz kullanmadan kaybediyoruz. Öncelikle buna bir çözüm bulmamız gerektiğini düşünüyorum. Sadece DSİ yada orman Bakanlığımız değil belediyelerimizin de bu işe el atması gerektiğini düşünüyorum. Havzadaki tüm şehirlerimize, ülkedeki tüm bireylere suyun tasarruflu kullanımının önemini anlatmamız lazım. Belki anasınıflarından başlayarak çocuklarımıza vereceğimiz eğitimle az olan kaynaklarımızı en etkin, en verimli nasıl kullanabiliriz? Bunu evimizde de, sokakta da, tarlamızda da uygulamamız lazım. Biz az olan kaynağımızı tarlamızdaki sulama biçimlerini değiştirerek en etkin biçimde kullanma zorunda olduğumuzu çiftçimize de anlatmamız gerekiyor.” diye konuştu.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.