Günümüzde sadece bölgeyi bilen piknikçilerin değerlendirebildikleri Artvin yolu üzerinde, Susuz ilçesi sınırlarında, Gölbaşı, Kayadibi, Karapınar ve Karakale köylerinin ortasında bulunan Aygır Gölü'nün tanıtımının yeterince yapılmadığını belirten Hasan Şahmal, gölün isminin gölde bir zamanlar yaşayan su aygırından geldiğini söylüyor.

Şahmal, o tarihlerde bu söylentinin gerçekliğinin araştırılmasında göl kenarına bir zaman erkek at bir zaman ise dişi at bağlanarak bekletildiği aktararak şöyle konuştu: "Sudan çıkan aygır dişi at ile bir arada oluyor. Zaman içerisinde başka atlarla karşılaştırılmayan atın yavrusu oluyor. Vatandaşlar tekrar atı tay ile birlikte gölün kenarına bağlıyorlar. Gölden çıkan aygır tayı alarak tekrar Göle dönüyor. Bu hikaye dilden dile dolaşmaktadır. Gölün ismi de bu sebeple Aygır Gölü olarak kalmıştır." dedi.

Kars'ın tabiatı itibariyle, hayvanlar tarafından otun ete çevrildiği diyar olarak bilindiğini söyleyen Murat Serkan Demirhan ise dünyanın en önemli ekosistemlerinden biri sayılan plato, dağ ve çayırlarına sahip yörenin içme ve kullanma suları açısından da zengin olduğunu söyledi.

Demirhan, "Günümüzde, Kars'ımızda sanayi atıklarıyla kirletilmemiş yüzlerce pınar bulunuyor. Nispeten temiz olan dere, çay, nehir ve göllerden biri olan Aygır gölü hayvanların su ihtiyaçlarının giderildiği yer olmaktan çıkarılıp turizme kazandırılmasını istiyoruz." diye konuştu.

Bu çerçevede gölün çevre düzenlemesinin ve yolunun asfaltlanmasının gerekliliğine vurgu yapan Demirhan, "Şehrimizde alternatif turizm yerleri oluşturulmalı, burası bir örnek, yazın burada deniz bisikleti ile turlar düzenlene bilmeli ve kışın buz tutan gölümüzde atlı kızak yapılmalıdır." açıklamasında bulundu.