1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Ayhan Erkmen'in kaleminden : Hripsime’nin Hüznü
Ayhan Erkmen'in kaleminden : Hripsime’nin Hüznü

Ayhan Erkmen'in kaleminden : Hripsime’nin Hüznü

Yeni Yaşam Gazetesi Yazarı Ayhan Erkmen kaleme aldı : " Hripsime’nin Hüznü "

A+A-

Kaderine terk edilmiş mekanlar beni hep hüzünlendirir. Hatırlıyorum da, amcamlar İstanbul’a taşınınca, gidip, bomboş evin pencere camına başımı dayayıp uzun uzun seyre dalardım. Bir anda her kes ve her şey yerli yerine gelir, ev eski curcunasına kavuşur, ben de onlarla buluşurdum.

Kars’taki, bir zamanların görkemli, ‘bin bir kiliseli’ Ani Antik kenti de bana benzer duyguları yaşattırıyor. Huriler ve Urartulardan bu yana Kafkas, Mezopotamya ve Orta Asya kültürlerinin buluştuğu ve günümüze güçlü bir miras bıraktığı büyülü bir mekandır Ani. Ama maalesef orası da kaderine terk edilmiş. Bin bir kiliseli kentten geriye, bir iki yapı kalmış ayakta; ateşgah, kilise ve cami aynı kadersizliği paylaşıyorlar. Onlardan sonra gelenler, onları anlamıyorlar. Onlar ihtişamı da birlikte yaşadılar, kadersizliği de birlikte yaşıyorlar. Halbuki oradaki her bir taşın bile bin bir hikayesi var. Bu büyülü antik kente her gittiğimde, hikayesine vurulduğumdan mıdır ne, ilkin Tigran Honents Kilisesi beni davet eder.

Davete icap edip, iki ayrı hikayeyi anlatan fresklerini hayranlıkla seyre dalarım. Freskler derki; Gerogor inancı için 13 yıl direnmiş, dipsiz bir kuyuda; Hripsime ise güzelliğini ve vaat edilen dünyevi cenneti elinin tersi ile itmiş ve sonsuz bir yolculuğa çıkmış. Hz İsa’dan 300 yıl sonra dahi, pagan inancının hakim olduğu Ermenistan’da, Hıristiyanlık yasak ve cezalandırılma gerekçesidir. Soylu bir ailenin oğlu olan Gregor, Kayseri’de eğitim gördüğü vakit, Hıristiyanlık inancı ile tanışır. Eğitimi bitipde Ermenistan’a döndüğünde, Kral Drdat’ın hizmetinde çalışır. Gregor, tanrıça Anahit için yapılan bir kurban kesme törenine katılmayı ret ettiğinde Kral’ın emri ile işkenceye maruz kalır, kararında ısrar edince, ölmesi için derin bir kuyuya atılır. Yaşlı ve yoksul bir kadın gizliden gizliye yiyeceğini paylaşır onunla ve on üç yıllık inziva başlar. Bu dönemde, inançlarından dolayı Roma da yaşama şansları kalmayan Güzeller güzeli Hripsime,Gayane ve 37 kadın birlikte Roma’dan kaçıp Ermenistan’a gelirler. Hripsime’nin dillere destan güzelliği, inancının imtihanı olacaktır.

Bir zaman sonra bu güzelliği duyan Kral Drdat, Hripsime’ye talip olur. Ama Hripsime kabul etmez. Vaatlerini bir bir geri çevirir. Drdat, onu ikna etmesi için Hripsime’nin hocası ve arkadaşı Gayane’ye başvurur. Krala açıkça söylemese de, Gayane de Hripsime’yi desteklemektedir. Hripsime’nin kralı reddettiği haberi duyulduğunda, kral bunun utancı ile önce Gayane’nin dilini keser, sonrasında körelen yüreği, katliam kararı verir. Güzeller güzeli Hripsime,Gayane ve otuz yedi kadın hunharca katledilip, bedenleri kurda kuşa yem olsun diye, 9 gün boyunca açıkta bırakılır. Fakat sağ insanları dahi parçalayan vahşi hayvanlar, bu bedenlere dokunmaz. Drdat’ın, adamlarına hükmü geçmiştir ama kurda kuşa karşı hükümsüzdür.

Çıldırır Drdat, aydınlıktan korkmaya başlar, aydınlık utancını yüzüne haykırmaktadır, aydınlığın verdiği büyük acıdan kurtulmak için kendini karanlığa mahkem eder. Derisi kalınlaşır ve pul pul dökülür, tüm vücudu kıllanır, elleri üzerinde dolaşmaya başlar, tırnakları ve dişleri morlaşır, insanlığından utanır ve kendini hayvan hissetmeye başlar. Hekimler ve büyücüler çare olamazlar, çare olmak için kralı gören gözler de, çare olamayınca, kralın utancını paylaşmamaları için katledilirler. Kralın kız kardeşi, bir gece rüyasında ağabeyini ve kör kuyuya atılan Gregor ‘u görür. Geregor ile yüzleşmesi abisini iyileştirmiştir. Ümitsizce, şimdiye değin ölmüştür dedikleri Gregor’un atıldığı kuyunun başına giderler. On üç koca yıldan sonra Gregoru halen yaşıyor gördüklerinde şaşırırlar. Gregor yaşatılan haksızlığın kinini tutmadan, Kral Drdat ile ilgilenir. Yaptığı kötülüklerin utancı ile yüzleşen ve insanlardan af dileyen Drdat insanlaşır.

İşte Ani antik kentine her gidişimde, Tigran Honents kilisesindeki bu iki öykünün resmedildiği 16 fresk, beni seyre davet eder. Onların dili olmaya çalışırım, öykülerini anlatırım yanımdakilere ve bu vesile ile belki duymamışsanız sizlere.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.