Bilgen: “Gözaltılar, yerel seçim sürecinin bir parçasıdır”
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Gurup Başkan Vekili Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, geçtiğimiz günlerde HDP’li yöneticilerin gözaltına alınmaları nedeniyle basın toplantısı düzenledi.
Tacettin DURMUŞ
HDP Kars İl Başkanlığında gazetecilere açıklamada bulunan Bilgen, bu basın toplantısının başlı başına HDP’nin hangi koşullarda siyaset yaptığını gösteren bir ironi içerdiğini söyledi.
Adeta mahkeme arası basın toplantısı düzenlediklerini ve son günlerde HDP’li yöneticilerin gözaltına alınmasının yaklaşan yerel seçim sürecinin bir parçası olduğunu da söyleyen Bilgen, “Şuanda hem Sarıkamış İlçe Örgütümüzden tutuklu arkadaşlarımızın davası devam ediyor hem de il yöneticilerimiz, 25. Dönem milletvekilimizin bulunduğu dosyada gözaltı uygulaması devam ediyor. Dolayısıyla bugünkü fotoğraf aslında Kars siyasetiyle ilgili, HDP’nin karşı karşıya bulunduğu siyaset ile ilgili her şeyi özetlemeye yetiyor. Eş Genel Başkanlarımız, milletvekillerimizin tutuklandığı 4 Kasım’ın yıldönümündeyiz. İkinci yılını deviriyor Eş Genel Başkanlarımız, milletvekillerimizin tutukluluğunun. Tabi ki bir ülkede yaptığı konuşmalardan dolayı, söylediği sözlerden dolayı, parti yöneticilerinin, milletvekillerinin iki yıl tutuklu kalmış olmasının kendisi başlı başına haksızlıktır, tam bir ayrımcılıktır, dışlamadır ve bir siyasi partiyi adeta peşinen suçlu gibi göstererek seçimin bir yarış olmaktan, siyasi mücadele olmaktan çıkıp savaş hukukuyla, düşmanlık hukukuyla işletilmeye çalışılmasıdır. Biz öncelikle milletvekillerimizin, Eş Genel Başkanlarımızın, tabi ki cezaevinde bulunan bütün partililerimiz, gazeteciler, tüm muhalif kesimlerle birlikte biran önce özgürlüklerine kavuşmalarını diliyoruz. Bu duygularımızı buradan paylaşıyoruz.” Dedi.
Göz altıların haksız yere yapıldığını da söyleyen Ayhan Bilgen: “Kars ile ilgili yaşadığımız süreç de aslında seçim sürecinin bir parçasıdır. Yani bizim parti olarak sorumluluğunu duyduğumuz siyaset yapma amacımız, hedefimiz olarak tarif ettiğimiz konuların hiçbir hukuki mesnede dayanmadan suç gibi tarif edilmesinin kendisi aslında siyaset yapmanın engellenmesi suçudur. Bu parti barışı savunmak için vardır, demokrasiyi savunmak için vardır. Barışı ve demokrasiyi savunmak için hiç kimseden talimat almayı beklemez, zaten bunun için vardır, bunun için biz buradayız. Kişisel kariyerlerimiz, maddi çıkarlarımız, yakınlarımızı zengin etmek için siyaset yapmıyoruz biz. Biz siyaseti bu ülkeden huzur, barış, güven, özgürlük, adalet tesis edilsin diye yapıyoruz. Dolayısıyla da toplumsal hayattaki her türlü çabamızın arkasındayız ve hepsini sonuna kadar savunacağız.
Arkadaşlarımızla ilgili zaten yerel medyada her ne kadar ilginç bir biçimde dosyada gizlilik bulunsa da yani avukatlarımız bile konuyu henüz ifadeler alınmadan önce bilmiyorken zaten yerel medyaya yansıtılan bilgilerle öğrenmiştik. İfadelerde sorulan sorular da bunu teyit ediyor. Yani son derece insani, son derece hukuki ve hiçbir şekilde kriminalize edilemeyecek olan toplumdan gelen haklı barış taleplerinin karşılanmasıyla ilgili suçlardır. Bunu suç olarak tarif etmek bir teknik olarak mümkün değil. Bir şeyin cezaya tabi tutulması için ceza kanununda veya başka kanunlarda mutlaka suç olarak tarif edilmesi gerekir. Bu ülkede insanlar kavga ettiğinde, ister arazi kavgası, ister evlilik, ister başka bir sorunla ilgili bir gerilim yaşadıklarında onları barıştırmak elbette ki hem ülkeyi yönetenlerin hem ülkede siyaset yapanların, kanaat önderlerinin herkesin görevidir, sorumluluğudur. Bunu bir paralel hukuk diye tarif etmek bunu halkı yargıdan uzaklaştırmak diye tarif etmek kabul edilemez bir durum. Bu şehirde Kars’ta, Kars Valiliğinin internet sitesine girdiğinizde, bu şehirdeki önemli isimlerin, kanaat önderlerinin, siyasetçilerin barış komisyonunda yer aldıklarını çok net bir biçimde görüyorsunuz. Her gün gazetelerde AKP İl Örgütlerinin farklı şehirlerde barış yemekleri düzenlediklerini, insanları barıştırdığını görüyorsunuz. Şimdi Anayasa’da eşitlik diye bir ilke var. Bir parti yaptığı zaman suç olamayacak, reklamı yapılacak, propaganda malzemesi olacak başka bir parti yaptığında bunu hiçbir illiyet bağı kurma ihtiyacı hissetmeden peşinen suç sayacaksınız. Niyeymiş KCK’de işte barış komisyonları kurulmasını istemiş. Barış insanlık tarihini herkes tarafından istenen en temel insani değeridir. O zaman Atatürk’ün barış ile ilgili söylediği sözleri de, İslam’ın barış ile ilgili emirlerini de bir yerarşik olarak suç istinadının içine katın. Böyle bir şey olamaz. Biz hiçbir şekilde, hiçbir kriminal boyut taşımaksızın elbette ki arkadaşlarımız kendilerine gelen talepleri ki ilk ifadelerinde de bunu dile getiriyorlar, zaten yargıya yönlendiriyorlar, hukuki sorunlarla sorunlarını çözmeleri konusunda telefon edenlere, talepte bulunanlara tavsiyelerini yapıyorlar. Dolayısıyla burada yargının yerine geçmek diye bir şey söz konusu olamaz. Burada kolaylaştıran, bu toplumun kültüründen, tarihinden kaynaklanan sorumlulukla daha fazla kan dökülmesin diye daha fazla insanlar büyük bedeller ödeyecekler şeyler yaşamasınlar diye huzur içinde şehirde yaşasınlar diye yardımcı olmuşlar, ellerinden geleni yapmışlar. Biz bunları inkar edecek değiliz, bunları reddedecek değiliz, bunu suç gibi gösterenlere tarih hak ettiği yere koyacak. Ama insanlık tarihi aynı zamanda bu sorumlulukla hareket edenleri de yine layık olduğu yere, takdir ettiği yere koyacaktır. Dolayısıyla biz bunlardan utanıyor, çekiniyor, korkuyor falan değiliz. Tam tersine biz bunu bir görev biliyoruz. Bugün suç gibi gösterseler de insanlık vicdanında, tarih önünde yüzümüz ak, alnımız açık biçimde bu ülkede hiç kimsenin kavga etmemesi, herkesin sorunlarını konuşarak çözebilmesi için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.
Bu gözaltı operasyonlarının tam seçimlerden önce hem de HDP’ye yönelik siyasetçilerin hedef gösteren, iktidar temsilcilerinin hedef gösteren sözlerinden sonra gerçekleşmiş olması da son derece anlaşılır bir durum. Bu aslında yargıyı etkileme suçudur ve hemen arkasından talimat alınmış gibi gözaltı yapılması da seçime yönelik bir müdahale olarak yorumlanacak çok açık bir durumdur. Ne olursa olsun bu şehirde eğer bizim bir toplumsal karşılığımız varsa, bu şehirde insanlar bu partiden meclis üyeleri seçmişse, belediye başkanı seçmişse, milletvekili seçmişse gayet tabi seçimlere girme hakkımızı, görevimizi, sorumluluğumuzu bütün çabamızla sonuna kadar kullanacağız. Bunu asla kimse kriminalize etmeye ve buradan kendisine koltuk kapma, kendisine yer bulma hesabına alet etmesin. Bu şehirde yaşayan herkes siyasetçilerinin arkasında duracak, il yöneticilerinin, ilçe yöneticilerinin yanında duracak. Bizim için barışı savunmak yaşamı savunmaktır, insan onurunu savunmaktır, hakları özgürlükleri savunmaktır. Biz siyaseti bunun için yapıyoruz, seçim çalışmalarımızı çabalarımızı da bu umutla, bu heyecanla, bu kararlılıkla sürdüreceğiz.
Barışı savunmak yaşamı ve insan onurunu, hakları ve özgürlükleri savunmaktır. Biz siyaseti bunun için yapıyoruz. Seçim çalışmalarımızı da bu umutla, bu heyecanla ve bu kararlılıkla sürdüreceğiz. Emin olun ki her gözaltı, her tutuklama bu partiyi daha çok büyütecektir.
Bu partiye yapılan haksızlığın her kes tarafından görülmesini de daha da kolaylaştıracak ve bu şehirde bu partinin daha büyük başarılara imza atmasını hızlandırmaktan ve kolaylaştırmaktan başka bir işlev görmeyecektir. Sokağa çıktığımızda çok net biçimde arkadaşlarımızın suçsuzluğuna ve haklı mücadelesine tanıklık ediyoruz. Ebetteki siyasetçilerde yanlış yapabilirler. Siyasetçi olmak suç işleme hakkını kimseye vermez. Ama evlerinde sabaha karşı kapı kırarak, yere yatırarak gözaltı yapmanın hiçbir kabul edilebilir tarafı yoktur. Tün bunlar bir haksız gözaltı yöntemidir. Ama bütün bunları bu şehir görüyor ve görmeğe de devam edecek. Sandıkta da gereken cevabı verecektir. Biz inanıyoruz ki bu baskılar biraz daha devam ederse, bizim geçmiş dönemde kayyumla iradesi gasp edilen Digor ilçemiz vardı. Böyle devam ederlerse bu şehirde ilçelerin yarısını il belediye başkanlığını da kazanacağız. Bu illerde her kes bu işin arkasında duracak cesarete sahiptir. Her kes bedelini ödedi. Kimsesini geri adım atmama bir eğilimi yok. Bu şehrin yarısının yakının oyunu almışsak, şehrin yarısını da cezaevine atamayacaklarına göre biz bu işi başaracağız. Geçmişte de partimize yönelik yapınla tüm saldırlar HDP’yi bitiremedi. Gün geçtikçe büyüyoruz. Diyoruz ki rahat bırakın buna halk karar versin. Halk bizim belediyelerimizi ve il yöneticilerimizi başarısız buluyorsa değiştirmesini de bilir. Demokrasinin gereği budur. Ama tüm bunları masa başında yaparsanız birine yer açmak için operasyon yapar gibi gözaltı yaparsanız, birileri siyasette yer buldun diye, birileri belediye başkanlığı kodluğunu kapsın diye tabandaki ve toplumdaki buluşmayı engellerseniz sadece toplumda kaplaşma ve öfkeyi derinleştirmiş olusunuz. “dedi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.