Bir kadın tanıdım ama Karslıları tanıyamadım!
Bir kadın tanıdım dizisinin ilk bölümünün Kars’ta çekilecek olması tüm hemşehrilerim gibi beni de heyecanlandırmıştı.
Kars’ın özellikle mimari yapısı nedeniyle dizi ve sinema gibi sanatsal faaliyetlere müsaitliğinden bu tarz çekimlerle de bunun birçok insana ulaşabilecek olması bizleri mutlu eder. Çünkü biliyoruz ki, yazılan senaryodaki kurguyla insanların bu şehre bir bakış açısı oluşturacak ya da netleştirecektir.
Sanatçılarımızdan beklentimiz, toplumun her kesimini iyi tanıyıp yaşantılarına sanatlarıyla ayna tutmaları ve bir nebze de olsa toplumdaki çarpıklıkların giderilmesine katkı sağlamaları. Ki bunu medya aracılığıyla yapıyor olmak, her zaman dizi ve sinema sanatçılarımızın geniş bir kitleye ulaşmalarını sağlaması açısından önemlidir. Ve mutlaka Kars gibi küçük şehirleri ve insanları hakkında birçok kişinin algıları bunlara göre oluşur. Toplumun her kesimini iyi tanımak dedik ama görüyoruz ki dizinin emektarları bizleri hiç tanımıyor. Nitekim çekilmiş olan dizinin kurgusunda da Kars’ta yaşanmasına ihtimal olmayan bir hikaye anlatılıyor. Tanısalardı şayet bizler de namus kavramının çocuk sahibi olmaktan daha önemli olduğunu bilirlerdi. Birçok erkek de tanıyabilirlerdi yaşadığımız yüzyılda artık Kars’ın en ücra köyünde dahi ( ki o köylerden biri de benim köyümdür) insanların gelişen tıptan haberdar olduklarını, bağnazlıktan uzak olduklarını bilirlerdi. Tanısalardı şayet, bizim bu gibi çarpıklıkları çoktan aşmış olduğumuzu bilirlerdi. Ciddi bir çirkefliğe maruz kalan, ailesi tarafından töre diye, rezil edildik diye anında dinlenmeden dışlanan, görücü usulüyle evlenmiş kadının mağduriyetleri. Abisi tarafından infaz edilecek olması… Ama İstanbul’a gidip anında bir tesadüfler silsilesiyle, çok benzediğini sevgilisini kaybeden acılı sevene rastlaması…
Ayrıca bu dizide cinayet işledikten sonra çok acılı bir müzik eşliğinde Kars’ı bayağı dolaşan kadının dolaştığı sokaklarda hiç insan yok. Sanki şehir çoktan terk edilmiş, bir tanınan kadın var.
Dizi bir kurgudur tamamen gerçeği yansıtmak zorunda değil diyebilirler ancak o zaman bu dizinin neye hizmet ettiğini merak ederim. Bu kadar acıklı motiflerle bezenmiş ve gerçeklikten uzak bu yapımla sadece insanların moralini bozmak için mi onca emek sarf edilmiş.
Toplumun birçok anlamda yoksun kalan kesiminin sorunlarının yansıtılıyor olması ve özellikle kadın mağduriyetlerinin gün yüzüne çıkarılması takdir edilir. Özellikle kadın sorunlarına karşı ciddi mücadelelerin başlatıldığı böyle bir dönemde, dizilerle buna katkı sunmaya çalışmak da. Ama şuna dikkat etmek gerekir ki, yaptığımız iş bu gibi sorunları pekiştiriyor olamasın. Evet dünyanın her yerinde olduğu gibi Kars’ta da kadınların sorunları var. Yanlış geleneklerden ya da eril toplum yapısının vicdanlı olmamasından kaynaklanan… Erken yaşta evlilik, kız çocuklarının okuldan alınıp erkekler arasında anlaşmanın parçası olarak zorla evlendirilmeleri, kadınlara uygulanan şiddet, imam nikahıyla birkaç kadınla evlenmek, başlık parasının hatırının yüceliği gibi bir çok durum… Bunları gerçekçi bir şekilde tespit edip, çözümleri üzerine düşünmek gerekir. Bu tarz dizilerde bu konuların işleniş tarzı insanlar üzerindeki tesiri bakımından önemlidir. Ve daha geniş bakınca televizyonda kadınlık rolünün sunuluş şekliyle ilgili rahatsızlık verici çok şeyle karşılaşıyoruz. Özellikle reklamlarda… Yani medyanın tümü bu konuda artık özellikle denetlenmeli. RTÜK de toplumsal cinsiyet uzmanlarının da olması engelleyici olabilir.
Özetle; bu dizinin bu kurguyla Kars’ta çekilmiş olmasından, Kars’ın bu kurgunun içinde yer almasından, insanların bilinç dışına Kars tabelasının işleyiş tarzından biz Kars’lılar memnun olmadık. Ve gücendik…
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.