Birtane Sorunları Gündeme Getiriyor
BDP Kars Milletvekili Mülkiye Birtane, Kars’ın sorunlarını meclise taşımaya başladı.
Birtane, Kars’ın korunlarıyla ilgili yaptığı açıklamada, Kars nüfusunun yüzde 80’inden fazlasının hayvancılık yaparak geçimini sağladığını, Hayvancılığın güçlü bir sektöre dönüşmediği ilde, bu faaliyet genellikle ailelerin kendilerini geçindirecek sayıda büyükbaş yada küçükbaş hayvan bakıcılığı şeklinde yürütüldüğünü söyledi.
Birtane, Hayvancılıkla uğraşan bütün illerde olduğu gibi, Kars’ta da kurban satışlarının başladığını hatırlatarak, beslediği hayvanları en azından geçimini sağlayacak fiyata satmak için çalışan üreticinin hayvan pazarlarına akın ettiklerini belirtti. Ancak kendilerine gelen şikayetler ve ildeki gözlemlerine baktıklarında, hayvancılıkla uğraşan kesimin son 10 yıldır tam bir hayal kırıklığı yaşadıklarını vurgulayan Birtane, Kars’tan yükselen şikayetlerin, artık hayvancılık yapmanın imkansız hale getirildiği yönünde olduğunu savundu.
Birtane, “Doğrudan gelir desteği ve teşviklerle hayvancılığı ve kırsal kalkınmayı desteklediğini ve destekleyeceğini söyleyen hükümet, temel geçim kaynağı hayvancılık olan Kars’a ithal et uygulaması başlatmış, köylünün beslediği kurbanlıklar elinde kalmıştır. Satabildikleri kurbanlıklarda ise geçen yılki fiyatın 1000-1500 TL altında satış yaptıklarını dile getiren köylüler, yem, gübre, tohum ve mazot giderlerini bile karşılayamadıklarından yakınmaktadırlar. Daha bir yıl önce 20 lira olan torba yemi, bu gün 40 liraya alan halk, kurban bayramı olmasına rağmen satış yapamamaktadır. Yüzde 80’nin hayvancılıkla uğraştığı ilde, yanlış tarım politikaları, ilgisizlik ve girdi fiyatlarına yapılan yüksek zamlar hayvancılığı bitirme noktasına getirmiştir.” diye konuştu.
Küçükbaş hayvancılık yapan aile ve işletme hemen hemen kalmadığı gibi, 2005 yılında 379 bin 720 olan küçükbaş hayvan sayısı bugün 270 binin altına düştüğünü ifade eden Birtane, “Büyükbaş hayvan sayısı ise temel geçim kaynağı hayvancılık olan ilde yalnızca461.208’dir. Bu iç karartan tablo, kurban satışlarının yapıldığı bu günlerde daha açık bir şekilde görülmektedir. Hükümet bu olumsuzlukları ortadan kaldıracak acil çözüm yöntemleri devreye koyacağına, ithal et ve canlı hayvan girişlerinin yolunu açarak halkı çaresiz bırakmıştır.” dedi.
Birtane şöyle konuştu: “Kurban bayramına birkaç gün kala hayvanları ellerinde kalan üretici ve besiciler daha bir hafta önce 18 000 büyük baş hayvanın Brezilya, Meksika ve Avustralya’dan ithal edilmesiyle bir şok daha yaşamıştır. Üstelik hükümet adına tarım ve hayvancılık politikalarını anlatan veya savunan yetkililer, “elimizde fazla hayvan stokumuz var, üreticiler bu yüzden hayvanlarını satamıyorlar” deyip adeta bu işle uğraşanlarla dalga geçmektedir. Madem stoklar mevcut, neden hala ithal et ve canlı hayvan girişine izin veriliyor? Neden Türkiye’nin Avrupa yakasına Anadolu yakasından canlı hayvan girişi ve satışına izin verilmiyor? Bu acaba Türkiye hayvancılığının merkezleri olan Doğu ve Güneydoğu Anadolu üreticisine uygulanan bir ambargo mudur veya İcazi isimli bir Ürdün firmasının ve Türkiye’deki bazı ortaklarının ülkeye 40 000 hayvanı sokmasının ve zengin edilmesinin diğer bir yolu mudur? AKP hükümeti adına konuşan yetkililer, rakamlarla halkta kafa karışıklığı yaratmayı adeta bir sanat haline getirmiş, bu durumu da hemen hemen her fırsatta dillendirerek kendilerini haklı göstermeye çalışmaktadırlar. Veri ve rakamların ileride yürütülecek politikalara, plan ve çalışmalara ışık tuttuğunu hepimiz iyi biliyoruz, ama bir de üretici ve besicinin yaşadığı sıkıntılar ve gerçekler gözler önünde. Eğer bunları görmez ve kafa bulandıracak sözler söylerseniz, halk nezdinde güvenilirliğinizi ve inandırıcılığınızı kaybedersiniz. AKP hükümeti bu günlerde tam da bu durumu yaşamaktadır.”
Birtane daha sonra şunları söyledi: “Hayvancılık bu ülke insanlarının yaklaşık % 45’nin uğraşıdır” diyen resmi ağızlar, köylüyü, besiciyi, küçük işletmecileri adeta iflasa götüren uygulamalarıyla %45’lik bir halk kesimini tam bir yıkıma götürmektedir. Hayvan pazarına getirdiği 15- 20 hayvanından sadece 3-4 tanesini satabilen üretici geriye kalanları geri götürerek, artan girdi fiyatları karşısında bu kış mevsiminde eli kolu bağlı kalacaktır.
İthal et ve hayvan köylünün, üreticinin değil, büyük market sahipleri ve büyük işletmelerin yararına olmuş, halk yine reyonlarda eti 25 liraya almak zorunda bırakılmıştır. Büyük şirketler ithal canlı hayvanının kilosunu 12-13 liraya getirip yerli hayvanı da 10-11 liraya alıyorlar. Et ve Balık Kurumu ise ithal eti yerli etten daha pahalıya almasına rağmen, tercihini ithal etten yana kullanmakta, pazara ithal hayvanları sürmektedir..Böyle olunca da yerli üretici mağdur olmaktadır. Birileri tarafından manipüle edilerek, arz fazlası olarak adlandırılan bu durum, aslında ithal canlı hayvanın yerli canlı hayvan yerine piyasaya sürülmesi ve yerli üreticinin tamamen piyasa dışına itilmesidir. Eğer arz fazlası varsa neden herkes kurbanlık alamıyor.
Arz fazlası ihraç edileceğine ve pazar oluşturulacağına, neden canlı hayvan ithal ediliyor?Hayvancılığın bitme noktasına getirildiği ilde bir an önce önlem alınmaz ve halkın talepleri dinlenerek kırsal kalkınmayı güçlendirecek projeler devreye koyulmazsa, zaten mevcut durumda göç veren bir il olan Kars, daha fazla göç verecek bir il olacak.En azından şu an devam eden ithal et ve canlı hayvan girişi durdurulmalı, hayvanları ellerinde kalan köylünün kurbanlıklarını satması için yerli hayvan alımları teşvik edilmelidir.”
Birtane, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunduğu dilekçede de, “Temel geçim kaynağı hayvancılık olan Kars İlinde bitme noktasına getirilen hayvancılığın yeniden canlandırılması, hayvancılık sektöründe yaşanan sorunların ve halkın bu alanda içinde bulunduğu sıkıntıların tespit edilerek alınacak önlemlerin belirlenmesi için Anayasa’nın 98. ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğü’nün 104. ve 105. maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını saygılarımızla arz ederiz.” ifadelerini kullandı.
BİRTANE, MECLİS ARAŞTIRMASI AÇILMASINI İSTEMESİNİN GEREKÇELERİNİ ŞÖYLE SIRALADI:
Kars nüfusunun %80’inden fazlası hayvancılık yaparak geçimini sağlamaktadır. Hayvancılığın güçlü bir sektöre dönüşmediği ilde, bu faaliyet genellikle ailelerin kendilerini geçindirecek sayıda büyükbaş ya da küçükbaş hayvan bakıcılığı şeklinde yürümektedir. Ancak son yıllarda Kars’tan yükselen şikâyetler, artık hayvancılık yapmanın imkânsız hale getirildiği yönündedir. Doğrudan gelir desteği ve teşviklerle hayvancılığı ve kırsal kalkınmayı desteklediğini ve destekleyeceğini söyleyen hükümet, temel geçim kaynağı hayvancılık olan Kars’a ithal et uygulaması başlatmış, girdi fiyatlarına yüksek zamlar yaparak yerli üretici ve köylüler iş yapamaz duruma getirilmiştir.
%80’nin hayvancılıkla uğraştığı ilde, yanlış tarım politikaları, ilgisizlik ve girdi fiyatlarına yapılan bu zamlar hayvancılığa büyük darbe vurmuştur. Küçükbaş hayvancılık yapan aile ve işletme hemen hemen kalmadığı gibi, 2005 yılında 379.720 olan küçükbaş hayvan sayısı bu gün 270 binin altına düşmüştür. Büyükbaş hayvan sayısı ise temel geçim kaynağı hayvancılık olan ilde yalnızca 461.208’dir.Daha geriye gidersek Kars’ın 1980 yılında 600 bin büyükbaş, 1 milyon 600 bine yakın küçükbaş hayvanı bulunduğu görülecektir. Kars’ın sahip olduğu potansiyeli göz önünde bulundurulduğunda, içinde olduğumuz durumun gerçekten endişe verici olduğu anlaşılacaktır.
Bu iç karartan tablo acil müdahale gerektirirken, ilin gerçek sorunları manipüle edilmektedir.Tarım ve hayvancılığı güçlendireceğini iddia eden hükümet, ilin gerçek ihtiyacına uygun olmayan teşvik ve desteklerle işletmeleri iflasa sürüklemiş, çiftçiler, köylüler bankalara borçlu hale getirilmiştir. Köylünün, emekçinin, çiftçinin emeğini yok sayan mevcut uygulamaların devamı Kars’ta hayvancılığı tarihe gömecektir. Sattığı bir kilo sütün parası ile kahvede bir bardak çay içememektedir. Kaşarı, balı, çeçil peyniri, tereyağı ile ünlü olan Kars, bu ürünleri dışarıya pazarlayacak bir imkândan da yoksundur. .
AKP hükümeti adına konuşan yetkililer, rakamlarla halkta kafa karışıklığı yaratmayı adeta bir sanat haline getirmiş, bu durumu da hemen hemen her fırsatta dillendirerek kendilerini haklı göstermeye çalışmaktadırlar. Veri ve rakamların ileride yürütülecek politikalara, plan ve çalışmalara ışık tuttuğunu hepimiz iyi biliyoruz, ama bir de üretici ve besicinin yaşadığı sıkıntılar ve gerçekler gözler önünde. Eğer bunları görmez ve kafa bulandıracak sözler söylerseniz, halk nezdinde güvenilirliğinizi ve inandırıcılığınızı kaybedersiniz.
“Hayvancılık bu ülke insanlarının yaklaşık % 45’nin uğraşıdır” diyen resmi ağızlar, köylüyü, besiciyi, küçük işletmecileri adeta iflasa götüren uygulamalarıyla %45’lik bir halk kesimini tam bir yıkıma götürmektedir. Hayvancılığın bitme noktasına getirildiği ilde bir an önce önlem alınmaz ve halkın talepleri dinlenerek kırsal kalkınmayı güçlendirecek projeler devreye koyulmazsa, zaten mevcut durumda göç veren bir il olan Kars, daha fazla göç vererek insansız bir kent olacaktır. Bütün bu hususlar göz önünde bulundurulduğunda, ivedilik arz eden bu duruma bir an önce müdahale etmek için meclis araştırması açılmasını uygun görmekteyiz.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.