Konuyla ilgili Kafkas Haber Ajansı’nın (KHA) sorularını cevaplayan Ocak, Kabartma yazının öğretilmesine, mümkün olduğu kadar erken yaşlarda başlamak gerektiğinin altını çizerek, “Okul öncesi veya ilköğretim çağında okuma yazma becerisi kazanmamış olan bir kimse daha sonraki yaşlarda bu beceriyi kazanmakta çok güçlük çekecektir. Hatta çoğu kimse ileri yaşlarda yazıyı insan sayısını arttırıcı bir seferberlik başlatılmalıdır. Bu kampanya hem Kabartma (Braille) yazı öğretimini kapsamalıdır.” dedi.

Ocak, Körler okullarının ülkemizin en büyük şehirlerinde bulunmasının sonucu olarak büyük şehirdeki bu okullara rağbet olmamasının sebebinin çocuklarının başka şehirlerde yapamayacakları ve topluma olan güvensizliklerinden dolayı görme engelli çocuklarını eğitimden yoksun bıraktığını belirtti. Oysa her İlde tam donanımlı görme engelliler için bazı okullarda tam teşekküllü sınıflar açılarak bu sorunun üstesinden gelinebileceğine de dikkat çeken Ocak, “Bir gazeteyi, bir kitabı insanın kendisinin okuması, o insanı daha mutlu eder. Dinlemek ile okumak birbirinden çok farklıdır. Okurken her harf, her sözcük üzerinde durarak değerlendirmek mümkünken, dinleme sırasında böyle bir şey mümkün değildir. Okurken bir konuyu kavramayacağı ve, dinlerken kavramaktan daha kolaydır. Kasetlere kaydedilmiş kitapları dinlemek, yazıyı bilmeyenler için bir zorunluluk olarak kabul edilebilir, yoksa birinci derecede tercih edilen bir öğrenme ve bilgi alma yöntemi değildir. Eğer sesli materyaller yazılı materyallerden daha etkin olmuş olsaydı, gören insanlar da yazılı kitapları, gazeteleri değil kasetleri tercih ederlerdi. Çünkü, sonuçta onların da dinlediğini anlayan kulakları bulunuyor. Kabartma (Braille) yazıyı okurken insan kendisini bir konser salonundaymış gibi hisseder. Kağıt üzerindeki ve parmaklarının altındaki harfler ve sözcükler bir orkestra gibidir.” diye konuştu.

“Her insan, günlük yaşamında ve mesleki yaşamında başarılı olabilmek için çeşitli araçlardan yararlanır.” diyen Ocak, “Nasıl ki, bir elektrikçi, bir marangoz işlerini yürütürken çeşitli araçlardan yararlanıyorsa, görme engelli kişi de bir çok özel araç-gereçlerden yararlanarak günlük ve mesleki yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır. Kabartma (Braille) yazı, görmeengelli bir kişinin en çok işine yarayan önemli bir araçtır. Görme engelli çocukların körler okulları yerine normal okullara gönderilmesi tamamen iyi niyetli amaçlar doğrultusunda yapılmaktadır. Bu amaçlar arasında çocukların ailelerinden uzaklaştırılmaması, normal okullarda gören akranlarıyla birlikte okumaları, toplumla kaynaşmaları, toplumdaki yanlış önyargıların değiştirilmesi gibi niyetler yer almaktadır. Görme engelli bir çocuk hangi okula giderse gitsin ona kazandırılması gereken en temel beceriler, Kabartma (Braille) yazıyla okuma yazma, baston kullanarak kendi başına gezip dolaşabilme, çeşitli teknik araçları kullanabilme, sosyal, akademik ve mesleki alandaki bilgi ve becerileri kazanmadır. Eğitimcilerin ve toplumun görme engelli bir kişiden beklentisi neyse görme engelli kişinin performansı da o beklentiye paralel şekilde gerçekleşir. Beklenti yüksekse elde edilecek verim de yüksek olur. Kabartma (Braille) yazının öğretileceği en önemli dönem, eğitim sürecini kapsayan dönemdir. Bu nedenle önce öğretmenlerin kendilerinin Kabartma (Braille) yazının önemine inanarak bu yazıyı yeterli bir düzeyde öğrenmesi, daha sonra öğrencilerine öğreterek, onları Kabartma (Braille) yazının önemine inandırmaları gerekir.” şeklinde konuştu.

Görme engelinin toplumdan gizlenmesi gereken utanılacak bir engel olmadığını da vurgulayan Ocak, şunları söyledi:

“Görme engelli olduğu belli olacak diye baston, Kabartma (Braille) yazı gibi özel araçlardan yararlanmamak bir insanın kendi yaşamını zorlaştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Görme engelli kişilerin bu gibi yanlış düşüncelere kapılmasının en temel nedeni; gerek Kabartma (Braille) yazının gerekse baston kullanma eğitiminin erken yaşlarda verilmeye başlanmamış olmasıdır. Doğal olarak hiçbir çocuk diğer akranlarından farklı görünmek istemeyecektir. Ancak görme engelli bir çocuğun bu engelinden dolayı aşağılık kompleksine kapılması ve engelli oluşunu utanılacak bir şeymiş gibi görmesi onu kendi akranlarından uzaklaşmaya sevk edecektir. Çocukta ortaya çıkan bu yanlış duygular, aileler ve eğitimciler tarafından erken yaşlarda değiştirilebilirse veya bu gibi duyguların ortaya çıkması için Kabartma (Braille) yazıyı öğrenmek ve bu yazıyla yazılmış kaynaklardan yararlanmak her görme engelli insan için vazgeçilmez bir haktır. Bu hakkın kullanımını güvence altına almak ise ilgili kurum ve kuruluşların görevidir. Bu nedenle Kabartma (Braille) yazıyı öğretmek amacıylaYetiştirme kursları ilimizde açılarak Erzurum görme engelliler okulundan eğitimciler getirtmeliyiz. Bu kurslar Mili Eğitim Müdürlüğümüz tarafından yapılmalıdır. Çünkü, şu anda Kabartma (Braille) yazıyı bildiğini gösterir sertifika sahibi olan birçok öğretmen, gerçekte bu yazıyı öğrencilerine öğretebilecek düzeyde bilmemektedirler.Evrensel eğitim için esas olan okuyarak ve yazarak eğitim yapmaktır.”

Ocak son olarak, Onur Yükselen için Atatürk ilköğretim okuluna eğitimine gidip gelmesi için Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğümüze başvurduklarını fakat 21 Eylül 2011’de gelen cevapta engeli aracının kullanımı için şöför (personel) olmadığından dolayı taleplerinin reddedildiğinden yakınarak, “Valiliğimizce engellilerin kullanımı için alınan bu araç Sosyal Hizmetlerin kullanımına sunulmuştu ama ilimizdeki engelliler bu aracı kullanamamaktadırlar. Bu sorunun bir an önce engelli kardeşlerimizin kullanması için gerekeni yapacağınıza inanıyoruz” dedi.