Bu Rezalete Kim Dur Diyecek
Karslı Fotoğraf Sanatçısı ve Araştırmacı Yazar Yıldırım Öztürkkan önemli bir iddiada bulunarak, Anı’dan Türk izleri siliniyor dedi.
Geçtiğimiz Nisan ayında Anı Harabeleri’nin yıkıldığını belgelerle gündeme getiren Öztürkkan, bugün de çok önemli bir iddiada bulundu ve Anı Harabeleri’nde bulunan Resimli Kilise’nin çatısının “saç kaplama” yapılacağını duyurdu.
Anı Harabeleri’ndeki Türk ve yabancı eserler arasında çifte standart uygulandığını da dile getiren Öztürkkan ; Anadolu’nun ilk camisi Manuçahr Camisine de demir kafesli çatı yapıldı. Anı Harabeleri’nin üzeri “saç ve demirlerle” kaplanırken ne yazık ki “yıldırım düşme” tehlikesi bilerek veya bilmeyerek göz ardı edildi. Anı bölgesi oldukça yağış alıyor. Bu bölgeye de “paratoner” konulmadı. Şimdi soruyorum; bu eserleri “Keçel Kiliseye” mi dönüşmek istiyorlar. Bütün yetkilileri göreve davet ediyorum, diye konuştu.
Gazetekars okurları için konuyu bütün detaylarıyla kaleme alan Yıldırım Öztürkkan’ın;“Bu Rezalete Dur Diyecek Yok mu ?” başlıklı haklı serzenişi ise şöyle :
Son üç yıldan beri Anı’da yapılan restoranlara bir yenisi daha eklendi. Bu eklenti sayesinde medeniyetler dönemine “Demir Çağı” dönemi denmeye başlandı.
Anı’dan çok medeniyetler geldi geçti. Girişte tanıtım levhasına Milattan Sonra 2007- 2011 dönemi “Demir Çağı” dönemi yazabiliriz artık.
Her tarafta teneke direkler… Anı’nın o muhteşem görüntüsünü yok etmeye başladı. Bu teneke direkler işe yarasalar dert değil. Altlarına koydukları kum sıkıştırması kalıplar, dağılıyor ve düşen bu direkler kim bilir kimin ahırında boy göstermeye başlayacak.
Gelelim esas konuya : Geçen sene Resimli Kilise’nin çatı kaplaması bitince sevinmiştik, istenirse yapabiliyormuş diye kendi kendime söylenmiştim ; “çatısı fenada olmadı” diyordum ; ama 9 Mayıs’ta gittik : O ne! Yeniden iskele… Sordum ne oluyor diye ; “külahı yapacaklarmış” bir anlam verememiştim. Dedim yahu geçen sene iskele kuruluydu niye yapmadılar? Anlaşıldı ki teneke çatı yapılacakmış. İstenilse ; Kayseri’den Bayburt’tan öyle ustalar gelir ki, o binayı yeniden yaparlarda anlayamazsınız, eskimi yeni mi diye. Orijinali aynen kalsın deniyor ise çatısı niye yapıldı. Bu uygulama Manuçahr camide niye uygulanmadı? Bu çifte standart niye…
Böyle bir imkân varken, “teneke çatıya” ne gerek var? Bu sorunun cevabını bulamadım. Bu güzelim eserleri o yoklukta yapmışlar, biz bu teknolojide dört tane taşı kesip tamirini yapmıyoruz. Anı da neler oluyor?
MANUÇAHR CAMİİ
Anadolu’nun ilk camisi 1072 yılı. Diğer milletler resim karalama yolunda bocalarken sanat yaratıcısı insanlık iftiharı Büyük Selçuklular taşı mum gibi şekillendirip tabiatı süsleyen eşsiz abideleri yükseltmişlerdir. Bugün hâlâ dünyanın hayranlığına mucip olan zamanımıza kadar gelen nadide eserler göz önündedir. Geliniz görünüz ki sanki dışarıdan emir almışlar o camiyi yıkın, sökün veya buna bir şekilde vesile olun da ; ‘Anı dan Türklük izleri silinsin gitsin.’ Ebul Muammeran Camii Anı’daki ikinci camimizdir.Bu cami Manuçahr Cami ile Kervansaray arasındadır. Manuçahr Camisi'nden daha yüksek ve yapı olarak da büyükmüş. “Anı'da, uzaklardan görülen sekiz köşeli iki minarenin varlığına
[1]Doç. Dr. M. Fahrettin KIRZIOĞLU Anı Şehir Tarihi 1018-1236, , Sayfa Manuçahr Camii, demir kafes ve çatı SELÇUKLU KERVANSARAYI Anı’daki XI. asrın sonlarından kalma Selçuklu Hanı bu devrin en güzel yapılarından birisini teşkil eder. Şehrin tam ortasında kurulan hanın tamamı ayakta değildir. Doğusundaki kuyruk gibi duran kilise taslağı ile bu Türk eserini kendilerine mal etme çabasını göstererek bazı yerlerine eğri büğrü yazı karalayıp duvarlarını oyup haç yerleştirerek Selçuklu incisi bu eseri çalmaya heves etmişlerse de hevesleri kursaklarında kalmıştır. Güneye bakan giriş kapısı ile cephe duvarı boydan boya Selçuklulara has kabartma ve oyma motifleriyle kırmızı siyah taşlarla süslenmiş, giriş kapısının her iki yandan kademeli olarak başlayan ayna oymaları tepede dik kemer halini alarak bir cami mihrabını andırmaktadır. Buna paralel olarak yükselen zarif burma sütunlar ile yıldız meydana getiren halat ve saç örgü tipleri lale motifleriyle, pencere kenarlarına kadar hatta cephedeki en ufak kemlikler dâhil her yan ve her taş süslenmiş ve işlenmiştir. Anadolu’daki Selçuklu eserlerinin bütün özelliklerini bir araya topladığı gibi o devre kadar Türk kavimlerinde görülen motiflerden iç tarafa örnekler alınmıştır. Gamalı haç şeklinde Hitit armasına bu eserde baştan başa işlemeli tonoz kaplı tavanında ve köşeden köşeye çapraz birbirini kesen kemerler üzerinde diğerleri ile görmek mümkündür. Renkli taş sütunlar üstüne yükselen basık konik karakterdeki pişmiş tuğla rengi taşlardan Selçuklu aynaları ile tepeye kadar kademeli yükselen kubbe bir sanat harikasıdır. Bu mukarnaslar şu anda çok kötü durumda bulunmaktadır. Kervansarayın kapı kemeri, mukarnaslar, kubbe içi ve renkli taşlarla hendese şekilleriyle süslü tavanları Selçuklu çağının bu bölgedeki en muhteşem eseridir. 1-2 seneye kalmaz yıkılır gider. Kısaca özetlersek: 1- Saray artık yok, zira yeni bina 2- Camiye yıldırım vurup yıkacak, onu da yok diye sayabiliriz 3- Kervansaray da yıkılmak üzere 4- Ebul Muameran Cami’yi de Ermeniler yıkmış Yani Batının ve Ermeni’nin istediği oluyor, Anı’dan Türklük izleri siliniyor ANI’YA DÖRTLÜK Felek dertli bağrımı kebap eylemiş Akıtmış gözyaşın seylap eylemiş Bir rivayet kargış harap eylemiş Sen ne zaman abad olasın Anı Bu gidişle hiçbir zaman… Yıldırım Öztürkkan’ın “Anı Harabeleri Yıkılıyor” başlıklı yazısını okumak için tıklayın… https://www.gazetekars.com/news_detail.php?id=253
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.