Türk Milleti olarak var olma mücadelesi verdiğimiz ve tarihte eşine rastlanmayan bir kahramanlık destanına dönüştürdüğümüz Çanakkale Zaferi'ni 98. Yıldönümünde onurla ve gururla bir kez daha kutluyoruz.

Bugün Anadolu coğrafyasında bağımsız olarak yaşıyor olmamızı, o gün tüm dünyaya “Çanakkale Geçilmez” diye haykıran kahraman ecdadımıza borçluyuz. Ecdadımızın bizlere emaneti olan bu aziz vatan uğruna, bağımsızlık uğruna Lazıyla, Çerkeziyle, Alevisi, Sünnisiyle, Türküyle, Kürdüyle omuz omuza Sarıkamış’ta, Çanakkale’de ve daha birçok cephede savaştık, on binleri, yüz binleri şehit verdik.

Özellikle gençlerimizin bunu çok iyi analiz etmeleri, Türk milletinin; yaşamla ölüm arasındaki dönüm noktalarında nasıl birleştiğini, Sarıkamış, Çanakkale, Sakarya, Dumlupınar ve Büyük Taarruz’u çok iyi bilmeleri gerekiyor. Bu savaşlar bizim ortak tarihimizin, ortak millet bilincimizin yazıldığı savaşlardır. Yani; biz ölüme giderken bir olmuşuz, yaşarken niye bir olmayalım! Çanakkale bunun en güzel örneklerindendir. Dedelerimiz koyun koyuna yatarken, biz sırtımızı bir birimize dönemeyiz.

Bu duygu ve düşüncelerle Çanakkale Zaferi’mizin 98. yıl dönümü ve 18 Mart Şehitler Gününü kutluyor; bugünlere ulaşmamızı sağlayan, vatanımızın bölünmez bütünlüğü ve milletimizin huzur ve güvenliği için hayatlarını feda etmekten çekinmeyen Çanakkale şehitlerimiz başta olmak üzere tüm aziz şehitlerimizi rahmetle, minnetle ve şükranla anıyorum.