Deprem travması yaşayan çocuğa nasıl yaklaşmalı?
Uzmanlar özellikle çocuklarda deprem sonrası oluşabilecek psikolojik etkilere dikkat çekti. Karslı Klinik Psikolog Baran Sinem Ekinci, deprem sonrasında çocuklara durumdan haberdar değillermiş gibi davranmanın doğru olmadığını vurguladı.
Volkan KARABAĞ
Kahramanmaraş merkezli asrın felaketini yaşayan 10 ilimizde meydana gelen depremin yaraları sarılmaya başlandı. Gerek bölgede yaşayanlar gerekse bölgedeki durumdan haberdar olanlar hem fiziksel hem de psikolojik olarak ciddi şekilde etkilendi.
Çocukların yaşlarına uygun olarak depremin ebeveynleri tarafından anlatılması gerektiğini vurgulayan Klinik Psikolog Baran Sinem Ekinci, “Yetişkinlerin bile zorlandığı deprem sonrasında çocuklara durumdan haberdar değillermiş gibi davranmak doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Yetişkinler olarak nasıl bizi şaşırtan, korkutan, bize acı veren olayları arkadaşlarımızla konuşup fikir alarak normalleştirmeye çalıştığımız gibi çocuk ve ergenlik döneminde ki bireyler içinde aynı durum geçerlidir. O yüzden çocuklarımızı okula gönderirken deprem hakkında konuşma diye uyarılarda bulunmamalıyız. Aksine çocuklara yaşlarına uygun şekilde deprem nedir, nasıl oluşur anlayabilecekleri ama korku duymalarına sebep olmayacak şekilde açıklamalarda bulunmalıyız.” dedi.
Çocukların duygusal ve fiziksel olarak güvende hissetmeleri için onlara sarılmanın en kolay yolu olduğunu da aktaran Ekinci, “Çocukla konuşacak olan ebeveyn ya da öğretmen öncelikli olarak kendisi duygusal olarak dengelenmiş olduğundan emin olmalıdır. Her şey normalmiş ya da sorun yokmuş gibi konuşulmamalı ve davranılmamalıdır. Çocuk konuşmak ya da dinlemek istemezse buna zorlamamak süreç açısından daha iyi olacaktır. Doğal afetler özellikle çocukların güvende hissedememe duygu durumuna kapılmasına yol açarlar. Burada güvensizliğin temeli deprem değil belirsizliktir. Bu yüzden duygusal ve fiziksel olarak çocuğunuza güvende olduğunu hissettirin. En iyi ve en kolay yolu ona sarılmak ve yalnız olmadığını hissettirmektir. Sınıfa yeni katılan arkadaşları olabileceğinden bahsedin. Depremzede ya da afetzede gibi damgalayıcı kelimeler kullanmayın. Yeni gelen arkadaş, yeni çocuk olarak bahsedin. Yeni gelen arkadaşında ortama yeni dahil olduğu için stres belirtileri olabileceğinden bahsedin. Eğer böyle bir durumla karşılaşırsa yeni arkadaşına karşı daha sıcak davranmasını ve oyuna davet edebileceğini belirtin. Eğer istemezse ısrarcı olmaması gerektiği konusunda net olun.” ifadesini kullandı.
Ekinci, deprem sonrası çocuklarda oluşacak etkileri de şöyle sıraladı: “Burada en önemli konu çocukla konuşan kişinin çocuğu korkutmadan. Kaygılarını önemsizmiş gibi hissettirmeden sakin ve anlayışlı şekilde açıklamasıdır. Konuşmacı kendisi çok korkmuş, kaygılı panik bir havada konuşursa çocuk kendine ait olmayan bu negatif duygulara kendisi de kapılabilir. Yetişkinlerin dehşet verici konuşmalarına, haberlere, yaşına uygun olmayan görsellere maruz kalmış çocuklarda travmatize olma ihtimali yükselir. Kesinlikle çocukları dehşet verici konuşma, görüntü ve videolardan uzak tutmalıyız. Deprem sonrası çocuklarımızda alt ıslatma, uyku bozuklukları, kabuslar, konuşma bozuklukları, yeme bozuklukları, tırnak yeme, parmak emme, yalnız kalma korkusu, nedensiz ağrılar, içe kapanma ve öfke nöbetleri gibi belirtiler sıklıkla görülmektedir. Dirençli bir şekilde şikayetleri devam ederse mutlaka psikolojik destek alınmalıdır.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.