Engelliler Birim Başkanı Faruk Ocak, “Sigmund Freud’un öğrencisi olan Alfred ADLER, yapmış olduğu psikolojik çalışmalarda Organ Eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkan Eksiklik Duygusu kavramını ortaya koymuştur. Adler’e göre bir insanın uzuvlarında bir eksiklik varsa bu bir organ eksikliğidir ve bu organ eksikliğine bağlı olarak insanlar eksiklik duygusu yaşarlar. Buradaki organ eksikliği görme, işitme, konuşma, yürüme, zihin yada vücudun diğer organlarının eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkan eksikliği açıklamaktadır. Engelli bireylerin yaşamı normal bireylerden çok farklı olmamakla beraber içinde bulundukları organ eksikliğine bağlı olarak yaşamı zorlaşmaktadır. Yani normal bir insanın yaşama dair normal yaşantısı ne ise engelli bir bireyin yaşantısı da o’dur. Buradaki tek farklılık engelli bireyin bir engellinin olmasıdır. Yani normal bir insanın hayata dair duyduğu istekler, arzular, amaçlar, hedefler, yaşama sevinci ne ise, engelli bir bireyin hissettikleri de aynıdır.” diye konuştu.

ENGELLİ BİREYLERİN RUH SAĞLIĞININ KORUNMASI GEREK

Engelli bireylerin ruh sağlığının korunması onların kendilerini gerçekleştirmeleri açısından çok önemli olduğunu da belirten Ocak, “Çünkü zaten var olan bir organ eksiklikleri bulunmakta ve buna bağlı olarak eksiklik duygusu yaşamaktalar. Bu yüzden engelli bireylerin ruh sağlığının korunması çok önemlidir.” şeklinde konuştu.

DEVLET HASTANESİ’NDE FİZYOTERAPİST KADROLARI NEDEN DOLMUYOR

Ocak, “Bu hizmetlerin engelli bireylere ve ailelerine ücretsiz olarak verilmesi ve bu hizmetlerin yaygınlaştırılması gerekmektedir. Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tespiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmeliğe göre engelli bireyin evinde fizyoterapist ve psikolog hizmetlerinin verilmesi sağlanmalı. Ama, daha Devlet Hastanemizde fizyoterapist kadrolarının olmayışı nedeni ile engelli bireyin fizik tedavi ihtiyacını gideremiyor. Engellinin seyyah olması gerekirken Sosyal Hizmetler Müdürlüğünün bu yönetmeliğe göre eksikliği giderebilmesi ve üstelik ikametgah adresinde bu hizmeti sunmasını beklemek çok büyük hayalciliktir. Yada Bağlık Bakanlığının dediği gibi özel Rehabilitasyon merkezlerinde alına bilir ki peki Devlet Hastanesindeki fizyoterapist eksikliğini gideremiyorsa; Kars’taki özel Rehabilitasyon merkezleri nasıl giderecek. Giderdi diyelim peki sayısı dışarıya da hizmet vermek için yeterli olacak mı?”

ARTIK YORULDUM

Bugüne kadar bir çok konuyu gündeme getirdiklerini fakat pek fazla değişen bir şey olmamasından dolayı yorulduğunu da vurgulayan Ocak, şunları söyledi:

“Bu hizmetlerin verilmesinde özellikle Kars Belediyesinin kendi bünyesinde Engelliler Koordinasyon Merkezi açıp, buralarda koruyucu ruh sağlığı ve fizik tedavi hizmetlerinin engelli bireylere ve ailelerine ulaştırması çok faydalı olacaktır ama buda güzel bir rüya.

Engelli bireylerin üretken olmaları, toplumla bütünleşmeleri ve kendilerini ifade edebilmelerinin de ruh sağlığının korunmasının çok önemli olduğu düşünmekteyim. Çünkü ruh sağlığı yerinde olan engelli bireylerin, organ eksikliğine bağlı olarak yaşamış oldukları eksiklik duygusu çoğu zaman onları çok fazla etkilemeyecektir ve hayata dair her zaman pozitif bakacaklardır. Dolayısı ile engelli bireylerin ruh sağlığının korunması için koruyucu ruh sağlığı hizmetleri yaygınlaştırılmalı ve engelli bireylere ulaştırılmalıdır. Kars’ım bilirim yüreğine hüzün çöker kışa döner... Her gün yağmurlar yağar gözyaşlarından akan damlalar sele döner... Çok sert geçer bu kış ama her kışın sonu bahardır... Süzülür gözlerinden akan yaşlar ama bir üstünde yaşayanlar birde hemşerim dediklerin ağacın karşısında durup şemsiye bile tutmazlar gözyaşlarını dindirmeye...”