“2005 yılında çıkarılan 5378 sayılı Özürlüler Kanunu’nun geçici 2 ve 3’üncü maddesiyle tüm kamusal alanların ve toplu taşıma araçlarının engellilerin erişimine uygun hale getirilmesi için tanınan 7 yıllık süre 7 Temmuz 2012’de bitiyordu.

Bizler bu tarihten sonra kanunun gereklerini yerine getirmeyen kamu kurum ve kuruluşları ile belediyelere davalar açarak haklarımızı arayabilecektik. Ancak TBMM’de iktidar partisinin vekillerinin oylarıyla 28 Haziran 2012’de kabul edilen düzenleme ile bu süre uzatıldı. Acilen çıkartılan bu yasanın onaylanmaması için çok kısa bir sürede 147 sivil toplum örgütünden kurumsal olarak, 3 binden fazla kişiden ise bireysel olarak imza toplanmasına rağmen Cumhurbaşkanı da yasayı 12 Temmuz 2012’de onaylayınca, yasa kanunlaşıp yürürlüğe girdi.

6353 sayılı bu kanunun 34’ncü maddesi ile 1 yılı kanun marifetiyle, 2 yılı da ilgili bakanlık eliyle olmak üzere en az 3 yıl daha erişebilirlik standartlarının uygulanması ertelenmiş, engelliler evlerine mahkum edilmiştir. Bu kanunla gerçekte biz engelliler sonsuza kadar engellenmiş, evlerimize hapsedilmiş olduk. Çünkü yasayla getirilen ceza sistemiyle ‘cezayı öde sorumluluktan kurtul’ dönemi artık başlamıştır. Üstelik bu ceza tutarları, bizlerin verdiği vergiler ile ödenecektir. İnsan hakkı ihlali ve bariz şekilde ayrımcılık örneği olarak gördüğümüz bu yasanın, Anayasa Mahkemesi’ne götürülerek iptal edilmesi için Karslı engelliler olarak tüm gücümüzü kullanacağız. Bu yolda muhalefet partilerini de göreve çağırıyoruz. Sosyal devlet anlayışına aykırı bu yasayı kabul etmiyor, evlerimize mahkum olmak istemiyoruz. Bizleri evlerimize mahlüm etmek isteyen zihniyet hedef 2023’ün hayal olduğunu ispatlamıştır” diye konuştu.