1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Gölgenin Arkasına Saklanmak...
Gölgenin Arkasına Saklanmak...

Gölgenin Arkasına Saklanmak...

İrfan Topçu’nun kaleminden…

A+A-

İnsanın kendisini ifade etme şekli, ihtiyacı veya yeteneği bireysel olduğu kadar, toplumsal ‘’ gurup ya da fikir’’ olarak ta varlığını sürdürür. Bu bir temel içgüdümü? Gerçek bir ihtiyaç mı? Ya da...... bir tik – refleks mi? Bilmiyorum, herkesin bu noktada bir veya birçok görüşü olabilir. Benim bu yazıda anlatmak istediğim, bütün bunların insanın vicdanındaki teraziye çıktığındaki gerçek ağırlık ve ölçüsüdür…

Hepimiz normal hayat işleyişinde kendimizi bağlayıcı laflar ederiz, her birimiz;‘’ ben yalanı sevmem, asla kimsenin arkasından konuşmam, dostumu satmam yarı yolda bırakmam, vs.’’ lafları konuşurken, etrafımızda şahit sayısını artırırız, bununla kendimizi raptı zapt altına almış oluruz, tabi yüreğimizde bir adalet terazisi varsa.

Bazen teraziyi unutur, konuştuklarımızı hatırlamayız yalan söyleriz. Kimi dostlarımızın arkasından fütursuzca konuştuğumuzda, ben kimsenin arkasından konuşmam dediğimizi unuturuz. Söyleriz hatırlamayız ve kendi şahitlerimizin önünde kendimizi yalancı durumuna düşürür, bunu tekrar tekrar yaparız…

Bireysel hallerde ki unutkanlık, kurumsal alana taşındı mı sorumluluk ahlaki olarak daha da artar artmalıdır. Artık yalanınız muhatap olarak bir kişi değil bir zümredir, bir kişiyi değil binlerce kişiyi kandırmış oluyorsunuz, vicdanınızdaki terazi bir daha düzelmiyor. Eskiler derler ya ‘’ adam gibi yalan söyle’’ yavaş yavaş adamlıkta terazi ile birlikte şaşmaya başlıyor…

Evinizde, iş yerinizde ya da bir araya geldiğiniz dost meclislerinde, Allah zengini sever deyip mal mülk sahibi olma gayretinize kılıf olsun diye bir hadisi şerif ilave ederseniz, kazandıklarınızla Allah yolunda iş yaptığınıza ‘’etrafınızı kandırarak inandırırsanız’’ bu yalanınızın yalan olduğunu bile bile tarihten örnekleri sıralarsanız, sizinde teraziniz kaymış demektir…

Firavunun ve Karun’un zenginlikleri bir işe yaramamışken, zenginliğe ilahi bir emir gibi yaklaşmak ne kadar ahlak dışıdır, ne kadar had bilmezliktir. Kazandıkları ile kolu komşusuna, kısım akrabasına hava atan adamın, malını harcayarak yücelen hz. Ebubekirle kıyaslanması ne kadar alçakçadır.

Her kesin ve her gurubun kendini ifade hakkı elbette ki vardır, yalanda söyleyebilir insanları kandırmak için yeminde edebilirler, herkes yaptığının günahını çeker, çekecektir. Ama bu ucuzluğa ilahi bir misyon yükleyerek mal kazanmak, Müslüman’ın yardım duygularını hoyratça istismar etmek, bu yalana bile bile devam etmek, bu ne büyük bir alçaklıktır…

Her ışığın bir gölgesi vardır, ışık gider gölge biter. Hiç kimse ve hiçbir mantık gölgenin kendisine kalkan olacağını düşünmesin, içindeki teraziyi doğru çalıştırsın doğru adam olsun, yanlışsa yanlışı kendisinin olsun, kutsal kavramlar ve davalar adına Firavunla yarışmak hiç kimseyi Musa etmez. Musa Musa’dır Firavunda Firavun…

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.