ancak, PKK hareketiyle birlikte fikren de fiilen de yollarının tamamen ayrıldığını" bildirdi.

Güven, yaptığı yazılı açıklamada, bir gazetede yayımlanan haberlerde kendisine yönelik iddiaları yanıtladı.

Gazetenin üç gündür şahsıyla ilgili "yalan" yayınlar yaptığını kaydeden Güven, önceki gün "Tayyip'in ağladığı ülkücüyü AKP'li vekil öldürmüş" başlıklı manşet ile dün aynı gazetenin iç sayfasında Mustafa Pehlivanoğlu'nu kendisinin öldürdüğünün iddia edildiğini belirtti.

Güven, "Oysa ki Mustafa Pehlivanoğlu benim tarafımdan veya başka biri tarafından öldürülmemiş, Nejdet Adalı ile birlikte 12 Eylül darbesinden sonra ilk idam edilen kişilerden biri olmuştur" dedi.

Kendisi hakkında verilen mahkeme kararının "cunta" döneminde verilmiş haksız bir karar olduğunu savunan Güven, "kendisinin de o dönem yargılanan sağ ve sol cenahtan birçok genç gibi haksızlığa uğradığını ve mağdur edildiğini" kaydetti.

"Milletvekilliğiyle ilgili adli sicil kaydının uygun olarak YSK'ya sunulduğunu ve bu konuda en ufak bir tereddüt nasıl olmadığını" bildiren Güven, "Yargılandığım davada ise mağdur ülkücü bir genç değil Hür-Genç üyesiydi. Yalan ve iftiraya dayalı bu yayınlar için elbette yargı nezdinde hakkımı arayacağım" dedi.

Aynı gazetede bugün "kendisinin Abdullah Öcalan'ın arkadaşı olduğu" iddiasının yer aldığı yolunda haber yayımlandığını belirten Güven, şunları kaydetti: "PKK yokken ve Abdullah Öcalan Kürtçü-bölücü bir çizgide değil, solcu-devrimci bir çizgide faaliyet gösteren bir üniversite öğrencisiyken ben de bugünlerde solcu-devrimci çizgide olan birçok üniversite öğrencisi gibi kendisini tanırdım. O dönemlerde bazı etkinlik ve eylemlerde biraraya gelmişliğimiz söz konusu olabilir ancak, PKK hareketiyle birlikte fikren de fiilen de yollarımız tamamen ayrılmıştır. Bugün itibariyle ise bölücübaşı Abdullah Öcalan ile de solcu ve devrimci insanlarla da çok farklı fikir, hayat tarzı ve dünyaların insanıyız."