6 Şubat 2023 tarihinde yüzyılımızın en üzücü günlerinden birisine tüm insanlık olarak şahitlik ettik. Kalplerimiz şu anda yaralarımızı birlikte sarmak için uğraşan tüm vatandaşlarımız ile birliktedir. Yurttaşlarımızın kayıpları için Allah’tan rahmet, yaralılarımız için acil şifalar dilemekteyiz.

Türkiye’miz büyük bir sınavdan geçmektedir. Bu milli bir mücadeledir ve milli bir dayanışma gerektirir. Bu minvalde, gerek devlet kurumları, gerek gönüllü vatandaşlarımız ve dünyanın her bir tarafından gelen kurtarma ekiplerinin çabası takdire şayandır. Bu birlik hissi, tüm insanlık için örnek oluşturacak niteliktedir. Türkiye, bu birlik hissinin getirmiş olduğu bilinçle eskisinden daha güçlü bir şekilde ayağa kalkacaktır. Bu hem büyük bir çile hem de bundan sonra bir deprem ülkesi olarak bir tane insanımızı dahi kaybetmeyecek şekilde nasıl hazırlanmamız gerektiğine dair bir bilinçlenmenin de uyanışı olacaktır. Umuyoruz depreme karşı ülkedeki tüm inşaat izinleri daha katı kurallarla daha sistemli bir şekilde ele alınır ve bu konudaki yaptırımlar güçlendirilir.

Türkiye, ülke olarak bir deprem kuşağında olmasının yanısıra gerek coğrafi gerekse manevi zenginliği ile tüm dünyaya ışık tutacak bir ülkedir.  Her ne kadar yaşadığımız coğrafya kaderimiz olsa da tedbirsiz bir tevekkül hali kaderciliğin anlamının karşılığı değildir. 

"Allah sabredenlerle beraberdir" buyrulur. Dertlere, musibetlere, başa gelen belalara ilaç ve tedavi yine sabrın içindedir. Çaresizliklere çare yine sabırdır. Ruhumuz, kalbimiz ve bedenimiz ancak sabırla mutmain olur.

Şimdi daha çok sevmede, daha çok ihsanda, daha çok yaraları sarmada sabır zamanıdır.

Bizler, “Ümmetim bir sıkıntıya düştüğünde kurtuluncaya kadar ben de o sıkıntıyı çekerim.” diyen bir Peygamberin ümmetiyiz. Bu bilinçle depremden etkilenen  kardeşlerimize elimizden ne gelirse yapmaya çalışacağız. Çünkü bizler, “Türkistan’dan Şam’a kadar birinin parmağına batan diken benim parmağıma batmıştır. Bir kalbe hüzün dolsa, o kalp benim kalbimdir.” diyen  Harakanî Hazretleri’nin evlatlarıyız.

Bu felaket ülkemiz için bir yenilenmenin, bir uyanışın başlangıcı olacaktır. Bir ve tek vücut olduğumuzu hatırlamamız için büyük bir fırsattır. Harakanî Hazretleri, insanlığın en büyük hastalığını gaflet olarak nitelendirir ve bunu şöyle ifade eder. “Hepimiz aynı hastalığa sahibiz; hastalık bir olunca ilacı da bir olur. Hepimiz ‘gaflet’ hastalığına yakalanmışız; gelin uyanalım!” der. Bizler yaşadığımız bu acı günleri iman ekseninde birleşerek Allah karşısındaki acziyetimizi bir kez daha idrak edip uyanabilmek için bir fırsat olarak değerlendirelim ve yaralarımızı birlikte saralım. Yasımızı birlikte tutalım. On bir ayın sultanı Ramazan-ı Şerif’e ulaştığımız şu günlerde malımızla, canımızla bütün mevcudiyetimizle 14 milyon insanımızı etkileyen bu durumun ruhlarımızda yaratmış olduğu hüznü birlikte atlatmaya çalışalım. Tefrikayı ve ayrılığı aramızdan kaldıralım. Allah tüm milletimizin yardımcısı olsun, yaralarımızı tez zamanda el birliğiyle sarmak için mübarek Ramazan ayı hepimize bir fırsat olsun.  Milletimizin başı sağ olsun.

Mehmet Seyfullah UZGUR

Harakani Vakfı Başkanı