Hem Kars’ta hem İstanbul’da yaşamak
Neşe Doster kaleme aldı...
Biz Karslılar için Ekim ayının çok özel bir yeri, önemi, ağırlığı ve anlamı vardır. Neden derseniz yanıtım hazırdır.
Tarih 29 Ekim 1923. Gazi Mustafa Kemal ve yol arkadaşlarının zor koşullarda, büyük bedeller ödeyerek, tarihin akışını değiştirdiği mucizevî Cumhuriyetimizin kuruluş yılını ve bu büyük bayramı biz Karslılar her daim ve her yıl memleketimizde adına ve anlamına yaraşır şekilde kutlarız. (dık mı demeliydim?)
Tarih 6 Ekim 1924. Atatürk, eşi Latife hanım, Hamdullah Suphi, Kılıç Ali ve arkadaşlarıyla Kars’a gelirler. Ülkenin dört bir yanını gece – gündüz, yağmur- çamur, soğuk- sıcak demeden gezen Gazi’yi; 93 Harbi’nde yedi oğlunu bir mezara gömen analar, “Can sağ iken yurt vermeyiz düşmana diyen” babalar, “Kanla irfanla kurduk biz bu Cumhuriyeti” diyen delikanlılar, “Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa” dizeleriyle bağırlarına basarlar. Biz Karslılar, her yıl bu özel günü onun için bestelenen marşla, oyunlar oynayarak kutlarız. (dık demiyorum!)
Kurtuluş Savaşı’nın dev ve devrimci önderi, Mili Mücadele’nin yiğit kahramanı Atatürk’e Karslıların bu ilgisinin nedenini, Kars’ın Cumhuriyet’in kuruluşuna ve kurucusuna saygı ve bağlılığı olarak görmek ve değerlendirmek gerekir. O nedenledir ki biz Karslılar, mahkemelerinde Cumhuriyet, laiklik, Gazi Mustafa Kemal karşıtı davaların görülmediği ilimizin Atatürkçü yapısıyla hep gurur duyarız.
Tarih 30 Ekim 1920. Kars’ın kurtuluşu. Bize kitaplar yazdıran, bize gurbet türküleri söyleten, oralara özgü bir söz, bir deyiş, bir dize duyunca bunu gözlerinden hasret diye akıtan memleketimizin kurtuluş günü.
Şimdi Ekim ayının neden özel ve önemli olduğunu anlatabildim sanırım.
Şimdi gelelim sözün özüne ve benim açımdan taşıdığı anlama.
Bizim kuşağın kişisel tarihinde Kars bir milattır o sevda içimize işlemiştir. O nedenle belleğimize kazınan çoğu sözler o topraklara o kültüre aittir. O kuşaktan biri olarak haksız bir veda ile çekip gelmenin yarattığı mahcubiyetle ona olan borcumu ödemek adına sık sık yazılar yazar, her yerde bir yolunu bulup sözü ona getirir, yetinmez kitaplara dökerim. Bunu da kendimce hakkını ödeyemeyeceğim hemşerilerime, çocukluk ve gençlik yıllarımın düşler diyarı olan memleketime bir vefa borcu sayarım.
Sadece gözümü açtığım yer olarak değil, Cumhuriyet’in ilk tohumlarının atıldığı yer olarak da kıvandığım Kars’ı bu 30 Ekim’de “Yüreğim Kars’ta Kaldı” adını taşıyan yeni kitabımla selamladım. Hemşerilerim her zaman olduğu gibi kurtuluş günümüze büyük ilgi, kitabıma ise içten duygularla sahip çıktılar. İstanbul Azerbaycan Derneği Başkanı Erol Göllü ve dernek üyelerinin kılı kırk yaran ev sahipliğinde düzenlenen törende kimler yoktu ki? Etkileyici konuşmalarıyla Abbas Gökçe’den İhsan Özköseli’ye, Bursa’dan gelen Handan Askeran Ton’dan, Antalya’dan koşup gelen Gülay Mente’ye, yazdığı akrostiş şiirle büyük ilgi çeken Hüseyin Alagöz’den, etkinliğe renk ve ses katan Kürşat Uğurlu’ya, öğrencilerim olan Sibel Uğurlu’dan, Fuat Sevimay’a, meslektaşlarım Keysudar ve Mustafa Sever’den, vefalı ve cömert fahri hemşerimiz Prof. Dr. Nazan Bergişadi’ye, Yunus Zaman’dan, Cafer Akyol’a, yol arkadaşım Gökmen Kılıçoğlu’ndan, her darımda yanımda olan Figen-Mehmetali Karadağ’a, ev sahibeliğinin en sıcak örneğini veren Nimet Göllü ve Serap Demirkesenler’den, Osman Koç ve İsmail Talınlı’ya, Umut Mihmandarlı’dan Gülenay ve Nazime Tarhan’a duyarlılıkları için söyleyecek sözüm çoktur.
Adını sayamadığım yüzlerce dost, arkadaş ve hemşeriye ise söyleyecek sözüm yoktur. Yazım uzun oldu ama yüreğimi ısıtan iki mesajı paylaşmadan geçemem: Helkeltraş Esra Atabek yolladığı kutlama mesajında diyor ki; “Sen bu hafta bir değil, iki değil, üç bayram yaşamışsın. Cumhuriyet Bayramımız, Kars’ın Kurtuluşu, kitabının kurtuluş gününde okurla buluşması. Bütün bayramlarını kutluyorum, yazılarını zevkle, ilgiyle okuyorum, kendime de bir pay çıkarıyorum, ‘üzüm üzüme baka baka kararır’ derler ya! Ben üzümün gözlerinden öpüyorum!”
İkinci mesaj tanıdık bir kalemden Baki Karakol’dan; “Kitabınızı bir çırpıda okudum. Bunun adı ülke sevdası, Atatürk sevdası, laik- çağdaş Türkiye sevdası, insanlık sevdası ve Kars sevdasıdır. Kutlarım.”
Törene gelenlere, konuşma yapanlara, çiçekleriyle, mesajlarıyla beni yalnız bırakmayanlara şunu söylemek isterim: Benim gözlerim niye dolup dolup boşalıyor. Onu da ben biliyorum, siz biliyorsunuz…
Not: Her satırına duygu yüklediğim, kalemimle değil, yüreğimle yazdığım bu kitapla dertlerimi ummana dökmek istedim. Umman kim derseniz? O da ev ödevi olsun, okuyun ve umman siz olun!
Nice 29 ve 30 Ekim’lere her şeye rağmen ve inadına…
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.