Her şey otizmli bireyler için!
Geçtiğimiz günlerde Aksaray'da Mehmetçik İlkokulu'nda otizmli öğrencileri yuhalayan velilere ve muhtara gösterilen tepki, Ülke genelinde olduğu gibi Kars’ta da devam ediyor.
Bir televizyon kanalında Mucize Doktor dizi filmi ile birlikte son günlerde otizmli ve diğer engelli bireylere karşı yapılan ter türden saldırı, haber programları ve sosyal medyada tüm ülkeye yayılırken, Kars’ta kurulan Gelincik Kars Otizm Derneği de çalışmalarına başladı.
Berna Ülger ve Ali Canip Olgunlu başkanlığında, TOHUM Otizm Vakfı Kurucu Başkanı Aylin Sezgin’in desteği, Başkan Yardımcısı Tacettin Durmuş, Saner Çağrı Genç, Salih Bayşu, Mehmet Duman ve Mahmut Bayrambey’in kuruculuğunu üstlendiği Kars’ta kurulan Gelincik Kars Otizm Derneği, Kars Valisi Türker Öksüz’ün de desteleriyle tüm otizmli ailelerin yanında olacak.
Gelincik Kars Otizm Derneği’nin, Kars Milli Eğitim Müdürlüğü ile Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nden edindiği verilere göre, ilimizde kayıt altında olmak kaydıyla RAM raporlu yaşları 1 ile 20 arasında olan 198 otizmli çocuk bulunuyor.
SEZGİN, ABD’DE AĞIR DAVRANIŞ PROBLEMİ GÖSTEREN OTİZMLİLERE YÖNELİK TEDAVİ MERKEZLERİ RAPORU HAZIRLADI
Öte yandan TOHUM Otizm Vakfı kurucu başkanı, Tohum Türkiye Otizm Erken Tanı ve Eğitim Vakfı kurucusu ve başkan yardımcısı olarak çalışmalarına devam eden Aylin Sezgin, ABD’de ağır davranış problemi gösteren otizmlilere yönelik tedavi merkezleri ilgili bir rapor hazırladı.
Sezgin raporunda ABD’de de tıpkı Türkiye’de olduğu gibi iyi eğitimcilerin olduğu gibi kötü eğitimcilerin olduğunu belirtti. Aynı zamanda iyi ve kötü programların uygulandığını belirten Sezgin, her otizmli bireyin aynı kalitede eğitim almadığını ve hepsinin aynı kalitedeki bakım evlerinde de kalmadığına dikkat çekti.
Amerika’da otizm hakkında genetik olması dışında fazla bir şey bilinmediğinin de altını çizen TOHUM Otizm Vakfı Kurucu Başkanı Aylin Sezgin raporunda; “Aslında bir bölgede genel eğitim ne kadar iyi ise özel eğitim de o kadar iyi oluyor. Tıpkı ülkemizde doğu ve batının farkı gibi. Öncelikle şunu belirteyim ki hala otizm hakkında genetik olması dışında fazla bir şey bilinmiyor. Araştırmalar devam ediyor ama henüz ne anne karnında teşhis ne de tedavi anlamında pek bir şey yok.
Son zamanlarda ülkemizde bilindik çocuk psikiyatristlerinin çocukluklarından beri bakmakta oldukları hastalarını devir etmediğini biliyoruz, yardımcı olmaya devam etmeye çalışıyorlar. Ancak ülkemizde aslında çocuk psikiyatristlerinin yetişkin psikiyatrisi hakkında eğitim almadıklarını öğrendim. Bu ABD’de farklıymış. Önce genel psikiyatri sonra da çocuk psikiyatrisi okuyorlarmış. Buna rağmen ABD’deki çocuk psikiyatristleri de kendi baktıkları hastaları yetişkin psikiyatrisine devretmekten imtina ediyorlar.
ABD’de otizmle ilgilenen nörologlar da aynı derecede ilgili ancak yine ülkemizdeki eğitimden farklı eğitim almışlar, daha bilgililer bu konuda. Bazı çocuklar doğuştan ağır hatta çok ağır vaka olarak dünyaya geliyor. Bu vakalarda çocukluktan itibaren otizm yanısıra KAYGI BOZUKLUĞU, DUYGU DURUM BOZUKLUĞU-BİPOLAR, depresyon ve şizofreni tanısı alan çocuk sayısı yüzde 40’larda. OTİZM yanısıra ZEKA GERİLİĞİ ve bu yukarıda sayılanlarda varsa çocuklarda ciddi davranış problemleri gözükmekte. Bildiğim kadarı ile ülkemde bu ikincil tanıları koyabilen psikiatrist sayısı da çok az ya da yok gibi. Bu da ağır vakaların tedavisinde ülkemizde pek başarılı olamamızın sebepleri arasında olduğunu sanıyorum.
Eğer ailenin imkânları kısıtlı ise ya da UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİ DIŞINDA TERAPİLERİN uygulandığı merkezlere gittiyseler durumları daha da ağırlaşabiliyor.
Bu şekilde kendilerine ve çevresindekilere saldırgan davranış geliştiren çocuklar için çok özel merkezler var. Bu merkezler aynı zamanda bir araştırma ve bilim merkezi Hepsi bir üniversite yanında açılmış ve psikiyatri desteğini üniversiteden almakta. Bu merkezlerde Ortalama 2-6 ay arası kalan vakalar var. En fazla 12 ay İçin kabul ediyorlar.
Bu merkezlerin ücretleri AYLIK 100 bin ile 250 bin dolar arasında. Bunları devlet ödüyor ancak bu merkezlere kabul oldukça zor. Bu fiyat çocuk başına ayrılan UDA eğitimcisi ve destek personel sayısına göre değişiyor 1-5 kişi 24 saat içinde 3 vardiya çocuk başına hizmet verebiliyor Burada geçici yatılı hizmeti verilerek çocuk için en doğru medikal destek sağlanmaya çalışılıyor.
En fazla yatak sayısı 15 olan merkez var. Yani koğuş tipi hastane değiller. Odalarda duruma göre 1-3 kişi yatılı kalıyor Tüm Amerika da bunlardan 10 adet var. Böyle kriz merkezi yılda ortalama 35 kişiye yatılı hizmet veriyor Bunların bazısı saatlik klinik hizmette veriyor. Saat ücreti 500 USD ve bunu da devlet ödüyor Burada da yılda 60 civarı hizmet alan oluyor.
Odaların heryeri yumuşak dokularla kaplı. Tuvalet ve banyolar yardımcıların girebilmesi için çok büyük yapılmış. Hastane tipi yataklar kullanılıyor. Danışana dokunmanın prosedürü var. O prosedüre göre müdahale yapılıyor. Danışanı veya çalışanı korumak İçin bazı kıyafet ve kasklar kullanılabiliyor Bunların da ne zaman kullanılacağına dair prosedür var. Olabildiğince kullanmak istemiyorlar Her şey kişiye özel. Danışan taburcu olmadan onunla ileride kim ilgilenecekse özel eğitimden geçiyor.
Bize tüm vakaları gösterdiler Hiç bir kapalı kapı kalmadı. Sizlerle örnek birkaç vakayı anlatmak isterim.
16 yaşında bir gözünü kendine vurmak suretiyle kör etmiş bir genç kız buradaki 12 aylık ( en zor vakalardan birisiymiş ) tedavisinin sonuna yaklaşmıştı ve artık kendisi gibi bir başka otizmli ile beraber arkadaşlık etmeye başlamış şarkı söyleyerek birbirlerinin tırnaklarına oje sürer hale gelmişlerdi.
Yine başka bir vaka o kadar çok alnını sivri yerlere vurmuştu ki alnının ortası katmanlar halinde şiş idi ( baktığımda patlamış bir hurma yığını gibi göründü bana ) ve kaskı yeni yeni süreli çıkarmaya başlamışlardı.
Bu her iki vakada da elektro şok tedavisi ilaç tedavisi ve ABA tedavisi kombine kullanılmış. Elektro şok tedavisin danışan kendi hayatına zarar verecek hale geldiyse uyguluyorlarmış
Yeni gelen başka bir vaka ise 5 yaşlarında hiç ama hiç yerinde durmayan devamlı yerlerde yuvarlanan duygu durum bozukluğu yaşayan ve daimi ajitasyon içindeki kendini yeni yeni bir yerlere çarpmaya başlayan bir küçük çocuk da vardı. İlaç tedavisi deniyorlar UDA ile çalışıyorlardı
YANİ TEDAVİNİN ASLI UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİ Bu merkezlerin de olmazsa olmazı UDA . Bu merkezlerde SERTİFİKA İLE UDA UZMANI ÇALIŞTIRILMIYOR Hatta ASLINDA TÜM ABD DE SERTİFİKA İLE KİMSE ÇALIŞTIRILMIYOR !!!!
Bu merkezlerde öyle filmlerde gördüğünüz gibi uyutma durumu yok Bütün gün ( 8:30-17:00) özel eğitim almaya devam ediyorlar. Geceleri yataklarında olmaları sağlanmaya çalışılıyor. Kameralar her yerde. 24 saat hemşire hizmeti var. Doktor acil durumda hastaneden geliyor Acil durum müdahale odası da var klinikte. Elbette kapılar özel elektronik anahtarlarla açılıyor İçeride çekim yapmak yasak. Aileler izinle ziyaret edebiliyor.
Bu merkezlerde DAVRANIŞ KONTROL ALTINA ALABİLME ORANI YÜZDE 86
İlginç olan ve hoşuma giden bir durumda şuydu. Bu merkezlerde çalışanları gözlemledim ve konuştum Görebildiğim kadarı ile asla mutsuz sinirli veya acıma duygusu ile çalışmamakta. Hepsi sadece görevlerini yaptıklarının bilinci içindeler Hatta oldukça güler yüzle danışanlara hizmet vermeye çalışıyorlar.
Ancak vahim olan bu özel merkezler asla 21 yaş sonrasına hizmet vermiyor olması. Vaka ne kadar ağır olursa olsun en fazla 1 hafta Mahallesine yakın hastanenin psikiyatri servisinde kalabiliyor sonra taburcu olarak ya bakım evine ya da ailesinin yanına dönüyor. Bu kısmını inceleme fırsatım olmadı
Normal şartlarda bakım evine 21 yaş sonrası kabul ediliyor Ama eğer aile çocuğun yasal vasisi olmaktan vaz geçerse çocukların da kalabileceği bakım evleri var.
Yani bu merkezden taburcu olan ailesinin yanına dönebileceği gibi bakım evine de dönebiliyor.
TÜRKİYE İÇİN ÖNERİM
1-En 3 yıl aralıklarla Bakırköy Ruh ve sinir hastalıkları veya Erenköy Ruh ve Sinir hastalıkları gibi devlet hastanelerinden uzmanların post doktora İçin bu merkezlere gönderilmesi deneyim kazanmalarının sağlanarak yurt çapında ağır vakalara müdahale edebilecek uzman yetiştirilmesi.
2- Bu alana ait yeni hastane açmak gibi hayallere kapılanmaması zira kaliteli hizmetin maliyetinin de ülkemizde için de çok olacağının farkına varılması
3- Uygulamalı davranış analistlerinin de ülkemin psikiyatri hastanelerinde çalışmasının sağlanması
4- çalışanların kendini koruma eğitimlerinden geçmesini sağlamak İçin yurtdışından uzmanların getirilmesi ve eğitici eğitimlerinin yapılması gerek” dedi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.