Hurdalarla hızar atölyesi kurdu
Kars’ta 43 yaşındaki bir vatandaş maddi imkansızlıklar nedeniyle hurda malzemelerinden hızar atölyesi kurdu.
Eski süt makinelerinden bisiklet malzemelerine, araba kirkosundan su borularına kadar yüzlerce kullanılmayan eski malzemeden meydana gelen atölyede sanat icra eden vatandaş, devletten destek bekliyor.
Evli ve 4 çocuk babası Çetin Baytar, Merkez Paşaçayır Mahallesi’nde 5 yıl önce kurduğu hızar atölyesinde çocuklarının nafakasını çıkarıyor. Baytar’ın en önemli özelliği ise imkansızlıklara rağmen mini fabrikasını kendisinin kurması. Çocukluğundan bu yana mesleğini icra eden Baytar, büyük kentlerde de bir süre çalıştıktan sonra Kars’a döndü. Bir süre akrabalarıyla aynı mesleği yürüten Baytar daha sonra bir başına kaldı. Kalp rahatsızlığı ve parasızlığa rağmen büyük bir mücadele verdi ve Paşaçayır Mahallesi’ndeki evinin yanındaki boş bir alanı hızar atölyesine çevirmek istedi.
Bir yanda rahatsızlığı diğer yanda da maddi imkansızlıkların içinde bulunmasına rağmen onurunu her zaman koruyarak “ne pahasına olursa olsun kendi işimi mutlaka kurmalıyım” dedi. Bu süre içinde ne kimseden yardım istedi ne de bir yerden destek aldı.
Kars’ın en önemli hızar ustalarından olan Baytar, tanıdığı herkese derdini anlattı ve evlerinde, işyerlerinde kullanmadıkları eski malzemeleri istedi. Süt makinesi, bisiklet, kullanılmayan araba malzemeleri ve aksesuarları, herkesin sağa sola attığı bilye, civata ve daha bir çok malzemeyi evine taşıdı. Bazı gerekli malzemeleri de ekmek parasından keserek satın aldı ve kolları sıvayarak işe koyuldu.
Bir kızı üniversite mezunu dört çocuğu ve eşinin yardımıyla ailece hummalı bir çalışma içine girdi. Müthiş zekası ve ustalığıyla 6 ay içinde hurda malzemeleriyle adeta bir fabrika kurdu. Bir çok demir aksamı da gürgen ve diğer ağaçlarla tamamlayan Baytar, herkesi hayrete düşüren ve “Zeyno Yayıkları” adını verdiği atölyesini çalıştırmaya başladı. Maddi imkansızlığı nedeniyle Paşaçayır Yolu üzerine bir tabela bile koyamayan, telefonu bile bulunmayan Baytar Usta, bugüne kadar eş-dost tavsiyesi ile iş yapmaya çalıştı.
Süt makinesi parçalarından oluşturduğu Şerit Makinesi, ağaç ve saçları birleştirerek kurduğu Yatay Daire, bisiklet parçalarından yaptığı Otomatik Bileme, ahşap ve su borusundan oluşan Torna Makinesi, Wolsvagen arabanın motor kompresöründen ortaya çıkan Hava Basınç Kompresörü ve daha saymakla bitmeyecek hurdalık malzemelerden oluşan atölyenin fabrikaya dönüşmesi için de destek gerekiyor.
Kars Valisi Ahmet Kara’dan destek bekleyen Baytar, maddi imkan sağlandığı takdirde fabrika bile kurabileceğini söyledi. Baytar ayrıca, Vali Kara’dan evinin bahçesine sera kurmak için kendisine imkan verilmesini istedi.
ÇEKİRDEKTEN YETİŞTİM
Çetin Baytar şunları söyledi: “43 yaşındayım. Doğma büyüme Kars içinde yaşamışım. Çekirdekten yetişmeyim. Bu mesleğe 7 yaşından beri devam ediyorum. Mesleğime aşkımı vermişim. Herhangi bir düzeyde kendimi kenara çekmemişim. Ne varsa her şeyin daha iyisini daha güzelini yapmaya çalışmışım. Yaptıkça işimi daha çok seviyorum.
MALZEMELERİN HEPSİNİ KENDİM İMAL ETTİM
Biz 5 kardeştik. Ben en büyük olan Murtaza Abimin yanındaydım. Evlendikten sonra ayrıldım. Bir süre dışarıda çalıştım. Bu iş yeri 4-5 yıldır var. Ben bunu kurduğum zaman dışarıdan herhangi bir yardım almadan kendi kafama göre oturdum bu işi yaptım. Tabi ki bu benim çocukluğumda da vardı. Değirmene heves salmıştım. Teyp motorlarından bir şeyler yapıp çıkartmaya çalışırdım. Bu malzemelerin hepsini kendim imal ettim. Sadece planya harici onu da yaptım. Yalnız orta merdaneyi tutturamadım. Merdane çelik olduğu için ağaçtan kullandım. Bıçakları fırlatmaya başladı. Saç kullandım. Çelik mil kullandım. Bunların Alfa süt makinelerinin büyük çarklarını kullandım. Benim Kars’ta bir arkadaşım var süt makinecisi ona gittim. Dedim ki, şu çarkları bana ver dedim. Bunları aldım. Onun oradaki demir torbasında kendim kullanıyordum. Bunları açtım. Bunların her bir vidasına, ayarına kadar
Yatar daire makinesi, üzerinde sunta, MDF, mutfak dolapları imal etmemiz için kullanışlı olan bir makinedir. 45 dereceden 90 dereceye kadar kesim yapar. Bunun arabasına kadar her şeyini kendim imal ettim. Her tarafında ağaç ve çelik kullanmışım. Masraf olarak fazla bir şey olmadı ama işçilik olarak benim 2 senemi aldı. Elimizdeki ağaç işleri işlediğimizde torna kullanıyoruz. Her şeyimizde yardımcı oluyor. Bunu da yapmam için gövdeyi yine ağaçtan kullandım. Çok zorluk çekiyordum. Bunu otomatik tipine çevirdik. Bunda kullandığım içindeki çamaşır makinesi motoru. Bisiklet zinciri, bisiklet dişlileri, su borusu, ağaç, köşe bent demiri bunları yaptığımız zaman çok dikkat ederek ayarlarına, motor devirlerine, bunlara dikkate ederek yapma hususiyetinde bulunduk ki aşırı bir hızda kendini atabiliyor. Aşırı bir hızda zafiyet ve ya insana zarar verebilir. Bu makinelerin hepsi 3 senemi aldı.
HİÇ USANMADIM
Normalde köylü işiyle uğraşıyoruz. Yayık, sofra, kapı, pencere, kanepe yani ahşap işi ne olursa yapıyoruz. İşimi de severek yapıyorum. Hiçbir zaman usanmadım. Hiçbir zaman “Ben bunu yapmayayım, bundan nefret ediyorum.” diye bir konu geçmedi aklımdan. Bir makineme bir şey olduğu zaman içerimden bir şeyler kopuyor gibi oluyor. Kendi alım terimle yaptığım için kıymetini biliyorum. Sanayide de aynı şekilde var. yalnız biz düzlüğüne çok dikkat ettik.
Yayık kolları kaynattığımda sağlam olması için burada su borusu hem plastik hem metal hem de köşebent demirlerden istediğimiz malzemeyi istediğimiz ölçülere rahat olarak ulaşabiliyoruz.
SERMAYEYE İHTİYACIM VAR
Aradan 5 sene geçti. Bu 5 sene zarfında ben bu tezgahı ancak yerine oturtabildim. Benim kilo olarak sorunum var fazla çalışamıyorum. Nefes darlığım ve kalp rahatsızlığım var. Bu işi fazla sürdüremiyorum. Oğlum bu işlerle uğraşabilse ona bırakacağım. Hatanın çoğu da bizde biz valimize çıkmadık. Şimdi ben valimden burada sera yapmak istiyorum. 500 metrekarelik yerim var. Çocuklarımı geçindirmek için ufak bir sermayem olsa şu anda dışarıyla ben iş yapamıyorum. Yeni yeni yapmaya başlayacağım. Bu anlamda da sermayeye ihtiyacımız var. Kendimi geliştirmem için belki de bu makineler değil de, yeni çıkan makineler almak icap ediyor. Bir sanatkar olarak dipte köşede kalmışım. Ben bundan önce firmalarda çalışıyordum. Ustalığım parmakla gösteriliyordu. Ama bu toz bizi mahvetti. Bu konuda devletimizden istediğim, bize bir sermaye olarak katkıda bulunsa mağdur olmayız. Makinemizi daha güzel yaparız. Seramızı yaparız. Yerimizi değerlendiririz. Çocuğumuzu geçindiririz. Gidip devletimizin de boşuna başını ağrıtmayız. Kendi imkanlarımız olduğu halde bunu yapamıyoruz. Bunun hepsinin baş geliri maddiyat. Maddiyatta çok sıkıntı çekiyoruz. Bu konuda devletimizin bize el atmasını istiyoruz. 12-14 sene okudu. Hiçbir yere ataması yapılmadı. Bizle ilgilenen yok. Çocuğum üniversite mezunu evde boş duruyor. Diğeri Ticaret Lisesi mezunu yine evde duruyor. Büyüğü Kafkas Üniversitesi Laboratuar Tıp Bölümünü bitirdi. İsmi Yeşim Baytar.
SERMAYE OLSA FABRİKA BİLE KURARIM
İşimiz yok işimiz olmadığı içinde devletten yardım istiyoruz. Elimden tutan olmuş olsa bir fabrika kuracak kadar benim düşüncem var. fabrika tipinde bir şey kurduğum zaman tabi ki ben oranın yönetimini elime aldığım da en azından 100 kişi çalışsa, 50 kişi çalışsa bir sürü nüfus oradan ekmek yer.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.