İlk cumhuriyet deneyimimiz
Akşam Gazetesi’nden Gürkan Hacır yazdı...
Bizim ilk cumhuriyetimiz, Türkiye değil Kars’tı.
Herkesin aklına o tuhaf soru geliyor. Acaba Cumhuriyetimizin sonuna mı geldik?
Kürtlerin özerklik talepleri, referandum tartışmaları ve giderek artan gerilim derken hepimizin aklına takılıyor. Acaba ulus devletimiz tasfiye mi ediliyor? Hayır, İngilizlerin bu coğrafyaya ilişkin 90 yıllık nasıl planları olduğuna girecek değilim. Onu 'Bizim Hep İnanmamızı İstediler-Ma'amin'de anlatıyorum. Asıl anlatmak istediğim tarih boyunca on yedi devlet kurduğumuz. Peki bu on yedi devlet içerisinde kaç tane cumhuriyetimiz oldu? Son devletimiz olan Türkiye Cumhuriyeti'nin teşkilat esasını yani anayasamızı nasıl oluşturduk? Cumhuriyetimizin ilk kuruluş deneyini nasıl yaptık?
Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önce Kars Cumhuriyeti kurulmuştu... Nasıl mı?
Asıl adı Cenubi Garbi Kafkas Hükümet-i Muvakkate-i Milliyesi'ydi. Yani Güneybatı Kafkasya Geçici Hükümeti... Ama Kars merkezli olduğu için 'Kars Cumhuriyeti' olarak anıldı.
1. Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru Kafkasya'dan geri çekilme kararı alan Rusya ile 3 Mart 1918'de Brest-Litvosk anlaşması imzalandı. Anlaşmaya göre Rusya, Güneybatı Kafkasya'dan, Anadolu'da işgal etiği Kars, Ardahan, Artvin ve Batum'dan çekildi. Bu bölge de hukuki ve idari olarak boşluk doğmuş oldu.
9. Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşa ve Kars Mutasarrıfı Hilmi Uran halkı örgütlemeye başladılar. Bölgesel de olsa yeni bir devlet kurulmalıydı. Ermeni ve Gürcü istilasına karşı vatanı korumak amacındaydılar.
ÖNCE MİLLİ ŞURA HÜKÜMETİ
Önce milli bir şura toplandı. Kepenekçi Emin Ağa ve Piroğlu Fahrettin Bey başkanlığında Milli İslam Şurası kuruldu. 17- 18 Ocak 1919 tarihlerinde Dr. Esat Oktay Bey başkanlığında yapılan 2. kongrede Milli Şura Hükümeti de adını CGKHMM (Cenubi Garbi Kafkas Hükümet-i Muvakkate-i Milliyesi) olarak değiştirdi. Cumhurbaşkanlığına Cihangiroğlu İbrahim (Aydın) Bey getirilir. Resmi yayın organının adı Seda-i Millet gazetesiydi. Kısa sürede devlet düzeyinde örgütlendiler.
İLK SİVİL ANAYASA
Bir anayasa kaleme alındı. On sekiz maddelik anayasa da Türkiye sözcüğü ilk kez kullanılıyordu. Bu temel metin aynı zamanda 1921'deki anayasamızında temelini teşkil etti. 18 madde şöyleydi:
1. Hükümet 'Cenubi Garbi Kafkasya Cumhuriyeti' adını taşıyacaktır.
2. Cenubi Garbi Kafkasya Cumhuriyeti hükümeti hududunu, Batum'dan Nahcivan'a kadar ulaştırarak, bu sınır içinin barışının sonuna kadar korunmasını bilfiil üzerine almıştır.
3. Hükümet bayrağını, kamutay üzerine dikilen ay yıldızlı Türk bayrağı olarak kabul etmiştir.
4. Cenub-i Garbi Kafkasya Cumhuriyeti hükümetinin resmi dili Türkçe'dir. Bütün resmi ve gayrı resmi muamelat ve tedrisat Türkçe olacaktır.
5. Milletvekilleri seçimi için 18 yaştan yukarı kadın ve erkek oy vermek salahiyetine haizdir. 10.000 kişi bir milletvekili seçer.
6. Her vilayet ve kasabada, Milli Şura'nın şubeleri açılarak, halkımızdan her türlü yardım görecektir
7. Türk millet ve hükümetini rencide edecek her türlü muameleden kati surette çekinilecektir.
8. Umumi asker teşkilatımız da, cumhuriyetimizin kabul ettiği usul dairesinde, Türkiye Devleti ile irtibatı temin için daimi bir heyetimiz Türkiye'de bulunacaktır.
9. Mülki teşkilatımızda da 8. maddede zikredilen usul aynen kabul edilecektir.
10. Komşu hükümetler ile daima dostça geçinmeyi Cumhuriyet Hükümetimiz düstur olarak kabul etmiştir. Milletvekilleri seçildikten sonra bu husus hakkında ayrıca bir kanun çıkarılacaktır.
11. İtilaf devletleri, doğu Türkiye illerini alıp başka bir millete vermek isterse cumhuriyetimiz Türkiye'den ayrılmamayı kesin olarak kabul etmiştir.
12. Azınlıkların hürriyetleri ve hakları muhafaza edilecektir.
13. Müslümanlar arasındaki mezhep ayrılıklarına hürmet edilecek, dini ayinlerin bir arada yapılması sağlanacaktır.
14. Demokrasi esaslarına riayet edilerek seçimler tarafsız ve tesirsiz olacak, Türk'ün şan ve şerefine yaraşacak bir şekilde yapılmasına azami surette dikkat edilecektir.
15. Vali ve komutanların işe başlamaları ve işten el çektirilmeleri kamutayın kararıyla olacaktır.
16. Cumhuriyet Hükümetimiz milletvekillerinin seçilip de kamutayın çalışmaya başlayışından sonra kanunun bazı maddelerinin değiştirilmesini teklif etmeye yetkilidir.
17. Milletvekili olmak için yaş haddi 25'ten yukarı olacaktır.
18. Bu kanunun yürürlüğe girdikten sonra icrasına nazırlar heyeti ile cumhur reisi memurdur.
KABİNEDE İKİ RUM BAKAN
Bayrakları kırmızı ve yeşil zemin üzerine dik şekilde konumlanmış ay yıldızdı. Para birimi kuruş ve lira, resmi dili Türkçe'ydi. Halkoyuyla seçilen 131 milletvekilinden oluşan bir parlamentosu vardı. 12 üyelik ilk kabinesinde azınlıklara da yer verilmişti. Pavlo Camusev ile Stefani Vafiades, Kars Cumhuriyeti'nin Rum asıllı bakanlarıydı. Merkezi Kars olan bu cumhuriyetin sınırları içinde Artvin, Ardahan, Batum, Gümrü, Sarıkamış, Nahcivan, Ordubad ve Iğdır da bulunuyordu.
14 Ocak 1919'da demiryolu ile Kars'a gelen ve o bölgeyi Ermenilere vermek isteyen 14. İngiliz Tümeni Komutanı General Thomson'u Kars istasyonunda diplomatik bir heyet karşıladı. Milli Şura Merkezi Azası Mamiloğlu (Mamilof) Tevhidüddin Bey, İngilizlerin Wilson Prensipleri'ni kabul ettiklerini anımsatarak, bu nedenle kendilerine saygı gösterilmesini istedi. 1914 yılında Ermenilerin Kars ilindeki nüfusunun yüzde 15'ten az olduğunu, resmi belgelerle kanıtlamıştı. Asla çoğunlukta olan Türkleri yönetemeyeceklerini söyledi.
Bu çıkış ve silahlı çatışmalarda gösterilen kimi başarılar üzerine İngilizlerin Kafkasya Başkomutanı sıfatı da taşıyan General Thomson, bu küçük devleti fiilen tanımak zorunda kaldı. Bu ütopik Cumhuriyetin ömrü tıpkı Paris Komünü gibi kısa oldu. İngilizler 13 Nisan 1919'da Kars'ı işgal ederek parlamentoyu dağıttılar. Hükümetin 12 üyesini ve Cumhurbaşkanı İbrahim Aydın Bey'i tutuklayarak Malta Adası'na sürdüler. Kars Cumhuriyeti tarihin tozlu sayfalarındaki yerini aldı. Ve kısa süre sonra Kars Ermenilere devredildi.
SAKARYA' DA YENİLSEK...
Son söz; Kim nasıl milliyetçilik olarak görürse görsün. Türk devlet geleneği tam 3 bin yıllıktır. Bu 3 bin yıl içinde onlarca model denendi ve devlet geleneği hep ayakta tutuldu. Kimi milletlerin belki de 50 yıl bile başarmadığını Türkler bin yıllar boyunca yaptı. Sakarya Meydan Savaşı'nı hatırlayın.
Mustafa Kemal eğer Sakarya'da yenilse, Enver Paşa Batum sınırına kadar gelmiş bekliyordu. Yenilgi halinde hemen sınırdan içeri girecek Erzurum'da yeni bir direniş hattı kuracaktı. Yani yenilmeyi bilmeyen bir kurmay heyeti ve yok edilmesi imkansız bir devlet geleneği vardı.
Başbakan Erdoğan diyor ya 'Devlet yalnız millet için vardır' diye. Tarihimize bakınca bunun pek öyle olmadığını görüyoruz. Türklerde millet sadece ve sadece devlet için oldu. Devlet olmadan yaşayamadılar. Bedelini çok ağır ödediler. Ama hep bir devletleri oldu.
TÜRKİYE İSMİ İLK KEZ KULLANILDI
Bülent Tanör hocaya göre 'Türkiye' ismi Dr. Rıza Nur'dan da yıllar önce ilk kez Kars Cumhuriyeti'nde kullanılmıştı. Sosyalistler için Paris Komünü ne ise Cumhuriyetimiz içinde Kars Cumhuriyeti odur. Tıpkı Paris Komünü gibi sadece 2.5 ay ömrü oldu. Ama tam bir laboratuar işlevi gördü. Dağılan imparatorluğun ardından bir cumhuriyetin yaşatılabileceği orada görüldü. Cumhuriyetimizin kurucu kadrolarına moral ve güç verdi. Anayasası ve işleyiş bakımından cumhuriyetimizin öncülü oldu.
GÜRBÜZ ÇAPAN ASLINDA NE DEMEK İSTEMİŞTİ?
Türkiye tam bir 'yanlış anlamalar' ülkesidir. Esenyurt eski Belediye Başkanı Gürbüz Çapan da kendini bir türlü doğru anlatamayan politikacılardandır.
Yıllar önce hükümetin bugün yapmaya çalıştığı Ermeni açılımını tek başına yapan Çapan, Ermeni olmakla suçlanmıştı. Ergenekon davasından tutuklandığında ise yaşananları bir cümleyle özetleyivermişti. '6 yıl önce Kürt olmak suçtu, şimdi Türk olmak.'dedi. Hapishanede yatan sol görüşlü mahkumlara para yardımı yaptığı için örgüte yardım ve yataklıktan yargılandı. Savunmasında 'Herkes bilir ben o örgütle hiç anlaşamam. Hiç de sevmem. Ama açlıktan ölmeleri de gerekmiyor!'
Aynı şeyi 'Kars Cumhuriyeti'nde de yaşadı. Kars'taki bir yerel televizyonda katıldığı programda 'Mustafa Kemal sarayda kız kovalarken, sizin atalarınız burada Cumhuriyet kurdu' sözleri nedeniyle yargılandı. Oysa kız kovalamak yerel dille kız istemek anlamına geliyordu. Atatürk'ün saraya damat olma isteğini kastetmişti. Kars Cumhuriyeti'ni Karslılara anlatmaya çalışırken kendini sanık sandalyesinde buldu.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.