İstanbul’da yaşayan Ağrı, Ardahan, Iğdır ve Karslı işadamlarıyla bir araya gelen Serhat Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. Hüseyin Tutar, işadamlarının doğdukları topraklara yatırım yapmalarını istedi. Tutar, “Bölgemizin potansiyelini karış karış projelendirmemiz gerekiyor. Biz yereldeki insanlarımızın görüşlerini aldık, almaya da devam ediyoruz fakat, bir de dışarıdan bir bakış açısına ihtiyacımız var” dedi.

Ağrı, Ardahan, Iğdır ve Kars illerini kapsayan Serhat Kalkınma Ajansı (SERKA) Genel Sekreteri Dr.Hüseyin Tutar, Strateji Geliştirme, Planlama Birim Başkanı İbrahim Taşdemir’le birlikte İstanbul’da yaşayan Ağrı, Ardahan, Iğdır ve Karslı işadamlarıyla bir araya geldi. İlk toplantı Kars-Ardahan-Iğdır Sanayicileri ve İşadamları Kültür Dayanışma Derneği’nde (KAISİAD) gerçekleştirildi. İşadamlarının katıldığı toplantının açılış konuşmasını yapan KAISİAD Başkanı Süreyya Çinik, KAISİAD’ın, bölgenin ekonomik ve sosyal açıdan gelişmesine ve rekabet gücünün arttırılmasına katkıda bulanacak faaliyetlerde bulunduğunu belirterek, sürdürülebilir kalkınmayı yakalamış bir bölge haline gelmesine yardımcı olmayı temel görev olarak kabul ettiklerini söyledi. Çinik, “Var olmadan var edemeyeceğimizin bilinciyle hareket ediyoruz. Kent yaşamını hızla dönen acımasız çarkları arasında işimizin hiç de kolay olmadığının da bilincindeyiz” dedi.

“YERELİN GÖRÜŞLERİNİ ALDIK, DIŞARDAN BAKIŞ AÇISINA İHTİYACIMIZ VAR”

Daha sonra konuşan SERKA Genel Sekreteri Dr.Hüseyin Tutar, SERKA’nın faaliyetleri, yol haritası ve İktisadi Gelişme Mali Destek Programı-1 hakkında bilgi verdi. Göç eden işadamlarına bölgede yatırım yapmaları çağrısında bulunan Dr.Tutar, bölgedeki potansiyelin karış karış projelendirilmesi gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Bizim bölgemizin potansiyelini karış karış projelendirmemiz gerekiyor. İnsanlarımızın isterken ne istediğini, bütçesi, çıktıları, etkileri belli, somut konuşmamız gerektiği bir dünyada yaşıyoruz. Bölgemiz adına da bunları talep etmeliyiz. Bölge dışındaki insanlarımızın bakış açısı dışarıdan bir bakış açıdır. Dolayısıyla bulunduğu bölgeyi tecrübe ettiği için farklı bir bakış açısıyla olaylara bakacaktır ve bu da inanılmaz düzeyde farklı bir vizyon ve zengin bir bakış açısı kazandırır. Biz yereldeki insanlarımızın görüşlerini aldık, almaya da devam ediyoruz fakat bir de dışarıdan bir bakış açısına ihtiyacımız var. Yapmamız gereken bölgenin makro ölçekteki referans çerçevesini oluşturmak daha sonra da bu makro ölçekteki referans çerçevesinin içerisini dolduracak somut projelerle ileriye yönelik olarak adımlar atmaktır. Bu bir süreçtir. Bir günde olacak bir iş değildir. Bunu kabul ediyoruz. Ama birlikte sistemli bir biçimde hareket edildiği zaman inanılmaz düzeyde mesafelerin alınacağını inşallah hep birlikte göreceğimize ben yürekten inanıyorum. Ben bir üniversite hocası ve Hataylı olarak yaşadığım Kars’a vefa borcumu ödüyorum. Sizin de bir vefa borcunuzun olduğunu düşünüyorum. Katkılarımızı ve tecrübelerimizi bu yönde vermek gerekir. Ondan sonra da yatırım noktasında neler yapılabilir, hep birlikte bir yol haritası çerçevesinde ilerleyeceğimize inanıyorum. Bölgeyle kendisi arasında mesafe koymuş sizin gibi değerli kurum temsilcilerini,  üyelerini, bölgeden uzaklaşmış, dolayısıyla bölgeye bir de dışarıdan bakabilen, sürekli olarak bölgenin içinde yaşayan değil, çünkü insan bazen yaşamış olduğu psikolojik atmosfer içerisinde hatalarını, imkânlarını, gücünü fark edemez. Ama bölgenin dışına çıkmış olan, dışarıdan bir bakış açısı bizi daha farklı ufuklara taşıyacağı için çok önemlidir.

“FARKINDALIK YARATAMAZSAK KÜRESELLEŞEN DÜNYADA BİZE YER YOK”

SERKA Genel Sekreteri Dr.Hüseyin Tutar, bölgenin farkını ortaya çıkarmak istediklerini belirterek, “Eğer yaptığımız işte bir fark yoksa diğerlerinden farklı değilse, basmakalıp bir niteliğe sahipse küreselleşen bu dünyada bize yer yoktur. Eğer kendi bölgemizin, ekonomik değerlerimizin farkını ortaya koyabilirsek o zaman biz buyuz, bu farkımızla bir kimlik kazanacağız. Bölgemiz bu farkıyla, kazanmış olduğu bu kimlikle bir ekonomik aktör olarak ortaya çıkacaktır. Dolayısıyla da bir ekonomik değere dönüşen bu aktör bir müddet sonra tabi ki, insanlarımızın istihdamına katkıda bulunacaktır” diye konuştu. Tutar, şöyle devam etti: “Gerçekten de şu anda bölgemiz, sosyo-ekonomik göstergelerine baktığımız zaman Türkiye’nin en son sıralarında yer aldığını görürüz. İmkânlarımıza bakıyoruz, potansiyellerimize bakıyoruz bu bölge 4 ülkeyle komşudur, 7 sınır kapısı mevcuttur. Doğal yapısına baktığımız zaman inanılmaz düzeyde tertemiz, kirlenmemiş bir doğa, inanılmaz düzeyde turizm değerlerimiz mevcuttur. Ağrı Dağı’nı, İshak Paşa Sarayı’nı, Iğdır’daki tarihi ve turistik yerleri, Kars’taki yüzlerce binayı, Ani Ören Yeri’ni, Çıldır’ın Ardahan’ın doğal güzelliklerini acaba ne kadar ekonomik değere dönüştürüyoruz? Orada sefalet içinde bulunan insanlarımıza ne kadar ekonomik katkıda bulunabiliyoruz? Bu kadar imkan, bu kadar yüksek potansiyel insanlarımızın yaşadığı bu yaşam tarzını hak etmiyor. Dolayısıyla ne yapmamız gerekiyor? Buradaki anlayışı ki, bu kültürel bir anlayıştır, bu zihinsel bir bakış açısıdır, bu zihinsel bakış açımızı değiştirmedikten sonra demek ki bizim daha uzun süreler bu yoksulluk içerisinde cebelleşeceğimiz anlamına geliyor. Kars’ı merkeze alan 150 kilometrelik yarıçaplı bir daire çizin, şöyle hayalimizde bunu tahayyül edelim, inanın aslında sınır kentleri dediğimiz bu kentler, Gürcistan’ı, Nahçıvan’ı, İran’ı da içerisine alan inanılmaz bir ekonomik hayatın merkezi haline dönüşmemesi için hiçbir neden yoktur. Aslında siyasal anlamda biz kenarda bulunuyoruz, doğru, ama eğer ekonomik sınırları ve coğrafi sınırları alırsak asla biz kenarda bulunmuyoruz. Tam ekonomik hayatın geçiş noktasında, canlılığı yüksek bir bölgede bulunuyoruz. Ama bunu değerlendirebiliyor muyuz? Hayır, değerlendiremiyoruz. SERKA olarak sizlerle birlikte bu canlılığı harekete geçireceğiz ve buna inanıyoruz.”

Tutar’ın konuşmasının ardından Strateji Geliştirme, Planlama Birim Başkanı İbrahim Taşdemir, İktisadi Gelişme Mali Destek Programı-1 hakkında işadamlarına bilgi verdi.