İşte Av. Erkan Karagöz'ün bugünkü yazısı :

Aylardır yanıt alamadığım dilekçeme sitede haber olduktan sonra yanıt verilebildi. Bu da gösteriyor ki eğer bir konu basında yer almıyor, kamuoyunun haberi olmuyorsa, kimsenin bir şeyi tınladığı yok.

Evet, nihayet Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünden bir yanıt geldi. Bildiğiniz üzere 8 ağustos 2011 tarihli yazımda, neden Erzurum Koruma Kurulu’nun dilekçeme yanıt vermediğini sormuştum; sağ olsunlar üşenmemişler,  yanıt vermişler.

Kurul müdürü sayın Lokman Kemaloğlu’nun imzasını taşıyan 16.8.2011 tarihli yazıda şöyle denmektedir,  “Kars İli sınırları içerisindeki Balbal, kale ve Atatürk Anıtının tescillenmesi, koruma altına alınması ve söz konusu iki ören yerinde gerekirse kurtarma kazısı yapılması talebini içeren ilgi yazı incelenmiştir. Kars İli, Sarıkamış İlçesi, Asboğa Köyü, Taşbaşı Mevkii, lll ada, 40 parselde yer alan Asboğa (Kırankaya) Kale Kalıntısı`nın 2863 sayılı yasa kapsamında kültür varlığı özelliği göstermesi nedeniyle Kurulumuzun 04.11.20l0 gün ve 2052 sayılı kararı ile tescil edilmiştir. Ayrıca Kars İli merkezde yer alan Atatürk Anıtı ve Kars-Arpaçay yolu üzerinde bulunan Balbalın ise Kurulumuzda değerlendirilebilmeleri için, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu`nun tespit ve tesciline ilişkin 7. maddesi gereği faaliyetleri etkilenen ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerine ihtiyaç duyulduğundan kurum görüşleri temin edildikten sonra konu Kurulumuzda değerlendirilecek olup tarafınıza ayrıca bilgi verilecektir.” Denilmektedir. Bu iyiye alamettir. En azından Atatürk Anıtı için. “faaliyetleri etkilenen ilgili kurum ve kuruluşların… görüşleri temin edildikten sonra “değerlendirme” yapılacağı bildirilmiştir. “Faaliyetleri etkilenen kurum ya da kuruluş,” dan kasıt, belediyeyse; sayın yetkilinin o konuda kaygısı olmasın;  belediyenin orayla hiiiç ama hiç ilgisi yok ; umurunda da değil(!?)

Yine bu yazıdan, bizim Arpaçay balbalı-kimilerine göre ise betonarme yapı parçası- için henüz daha infaz kararı verilmediğini anlıyorum.  Ancak kafama takılan bazı şeyler olduğunu söylemeden geçemeyeceğim: Yanılmıyorsam eğer; Kars Kültür ve Turizm Müdürlüğü adına inceleme yapan ve olumsuz görüş bildiren üyelerden biri olan sayın Sanat Tarihçisi bu kurumun üyesidir. Bu kişi, Erzurum Koruma Kurulu’nun bana vermiş olduğu bu yanıttan çok önce, bu kalıntı hakkında değerlendirme yapmış, bunun sıradan bir betonarme kalıntı olduğunun altına imzasını atmıştır.  Eğer müdür; dolayısıyla Kurul, bu rapora rağmen böyle bir yanıt veriyorsa, bu sevindiricidir. Yani o taşın bir şansı daha var, demektir. Yok eğer sayın Kurul adına verilen bu yanıt,  kuruldan ve o rapordan haberdar olunmaksızın kaleme alınmışsa, o zaman durum çok vahim demektir.

Buradan sizlerle bir şeyi daha paylaşmak isterim. Kars Kültür ve Turizm Müdürlüğünün bana yazdığı yazıya ve bu yazıya dayanak teşkil eden rapora ilişkin itirazlarımı hem bir dilekçeyle ilgili müdürlükten talep etmiş, hem de 5 ağustos 2011 de yazdığım yazıyla da siz okurlarımla paylaşmış,  bir kez daha değerlendirme yapılmasını talep etmiştim. Şu ana değin olumlu bir yanıt alamadım doğrusu. Verilen olumsuz kararın üzerinden bir buçuk ay kadar bir zaman geçti. Benim açımdan süre daralıyor. Bu nedenle Erzurum İdare mahkemesinde adı geçen karara karşı yargı yolunu başlatmış bulunuyorum. Yani, “Ya Lele şeleyi, ya da şele Lele’yi yıkacak.”