Şair Cemal Süreya’nın ifadesiyle “Beyaz, uykusuz ve uzakta” olan Kars son derece önemli hizmetlerle artık ne uzak ne de uykusuz...

Anadolu’nun Kafkasya’ya açılan kapısı olan kadim Kars şehri yakın geçmişte olduğu gibi yeniden görkemli günlerine dönmeye başladı. Dini, sivil, askeri ve ticari birçok kültürel miras eserleri geçmişe duyarlı bir vizyona sahip olan sayın vali Rahmi Doğan beyefendinin büyük ölçüde kişisel çaba ve çalışmaları sayesinde bakım ve onarımlardan geçirilmektedir. Kars Kalesi’nin yamaçlarına son derece çarpık bir şekilde yapılmış olan gecekonduları yıktırmakla işe başlayan vali bey, kalenin görkemli yapısını ortaya çıkarmakla kalmayıp açılan alanı yeşil alan olarak düzenleyerek kalenin bir daha olası  yapılanmalarla başka türlü görüntü kirliliğini de engellemiştir. Hasan El Harakani türbe ve camisi, On İki Havariler Kilisesi, Beylerbeyi Sarayı ve Kars Kalesi’nin aynı bakış açısından görsel olarak sağladığı bütünselliği kültür dünyamızın bakışlarına kazandırmışlardır.

Tarihsel bir sunum

Kars Çayı’nın her iki tarafına Osmanlılar tarafından yapılmış olan hamamların restorasyon çalışmalarının yakın bir zamanda tamamlanmasıyla birlikte Taş Köprü’den başlayacak olan yürüyüş rotası Dereiçi Vadisi (Yeniçeri Vadisi) boyunca devam ettirildiğinde Çarlık Rusyası’nın görkemli eserleriyle birlikte ziyaretçilere tarihsel bir sunum sağlayacaktır. Kars şehrinde çocukluğunun mutlu yıllarını geçiren biri olmaktan öte kültür tarihçisi  olarak bu noktada beklentim Gürciyev, Puşkin, Namık Kemal, Yegişe Çarents gibi ünlü portrelerin daha çok tanıtılmasını sağlayacak bir kültürel haftanın her yıl tertip edilmesi yönündedir. Dans, müzik, edebiyat ve bir asker şehri olan Kars son yıllarda elde ettiği ziyaretçi potansiyelini mutlaka kültürel misyon ve vizyonla kalıcı hale getirme çabasında olmalıdır. Kültürel bir derinlikle turizm yönlendirilmelidir. Kültürel derinlik şehrin her kesim ve alanına tam olarak yerleştirilmeden turizm sektörü yalnız başına hareket etmemelidir.

Rahmi Doğan beyefendi yine takdire şayan çalışmaları neticesinde Anadolu’nun en önemli göllerinden bir tanesi olan Çıldır Gölü kıyı alanına İsviçre, Almanya ve İtalya’da örnekleri bulunan kütük ev inşa ettirerek kültür turizmine son derece önemli bir katkı sağlamıştır. Adeta Çıldır’a hayat veren bir dokunuş olarak algılanmalıdır. Özellikle kış aylarında yoğun ziyaretçi alan Çıldır Gölü bu dağ evi sayesinde çok daha nitelikli bir şekilde tanıtılma imkanı bulmuştur.

Nihayet ayağa kalktı

Tüm bu donanımlı ve ihtiyaç gerektiren dokunuşların yanında Anadolu’nun üçüncü Harp Tarihi Müzesi’nin Kanlı Tabya olarak bilinen askeri yapı içerisinde hayata geçirilmesi de ayrıca takdire şayan bir hizmet olarak karşımıza çıkmaktadır. Çanakkale, Edirne ve Erzurum’la birlikte tabyalar şehri olan Kars bu askeri müze sayesinde asker kimliğini de yeniden ifade edebilme durumuna gelmiştir.

Şair Cemal Süreya’nın ifadesiyle “Beyaz, uykusuz ve uzakta” olan Kars uzun zamandan beri ilgisizlik ve bilgisizlikten dolayı hem uzak hem de uykusuzdu. Ancak sıraladığım bu son derece önemli hizmetlerle Kars artık ne uzak ne de uykusuzdur. Kent nihayet ayağa kalktı ama tüm görkemli geçmişini yeniden her alanda sergileyebilmesi için bu yapılanlar koca bir adımdan ibaret kalmamalı, kalmayacağına da inanıyorum.

Ani ortaçağ şehri en kısa zamanda ziyaretçilere hizmet verebilecek bir karşılama merkezine kavuşmalıdır; Kars’ın solan rengi olan Malakan kültürünü yakından tanıyabileceğimiz bir oluşum gerçekleştirilmelidir, Kars Kafkas dans sanatçıları ivedilikle desteklenmelidir, kaz, gravyer ve damal bebeği gibi marka ürünler değerleriyle  servis edilmelidir. Şehrin valilik ve belediye binalarının bulunduğu caddeler Budapeşte’de olduğu gibi ışıklandırılmalıdır.

Sessiz ve serin halde yol alırken bir nebze olsun Kars için çaba göstermiş birisi olarak Kars’a dair keşkelerimi azaltan vali beye teşekkür ederim.