Kars Kimin?
Cankat Koca'nın kaleminden...
Ne kadar yok desek de yalnızlığını kabul etmesek de orada bir yalnız şehir var adına memleket dediğimiz… Her defasında bıkılmadan dile getirilebilen ne orada olanın doyabildiği ne bırakıp gelenin aklını oradan alabildiği bir şehir Kars. Gönüllerin en müstesna köşesinde tutulan unutur muyum diye her gün bir vesile bir yerinde hayatın sohbete dahil edilen ya da her gün bir vesile hayata dahil ettirilen Kars.
Malumunuz özellikle son birkaç aydır, son yıllarda hiç gündeme gelmediği kadar gündemde şehrimiz Kars. Sanat severlerin, sanat sevmediği düşünülenlerin, siyasilerin, gazetecilerin, dünya basının sık sık gündeminde. Bundan güzel şey mi var? Daha ne olsun, işte şehrimiz her gün gündemde diyebilecek kadar umursamaz olmak sadece görüneni görmemezlikten gelmenin iyimser halidir. Oysa bu hiç de iyimser yaklaşılmayacak kadar dikkat edilmesi gereken bir konudur…
Şehrimizin niçin gündem de olduğuna dair nedenleri sağır sultanın duyduğu malum bir zamanda tekrar tekrar dile getirmek elbette çok makul değildir. Fakat şöyle bir hatırlamak ve hatırlatmak olması gerekliliğini düşünüyorum.
Sanat sanat için mi? yoksa sanat cidden toplum için mi?
Dünyanın çok bilge sanatçıları bu kavram üzerinde yıllarca gel git ler yaşadılar ve herkesin kendince bir doğrusu oldu. Haliyle bu, bu olguya nereden baktığınızla ilgiliydi. Kimileri sanatı sanat adına kimileri toplum yararına kimileri de ekonomik beklentilerle yapmaktaydı. İlk bakışta sanatın ekonomik kaygılar içinde yapılması çok sevimli gelmese de sanatçı sanatı meslek olarak benimsedikten sonra kaçınılmaz olarak hayatını idame ettirebilmek adına başka şansı bulunmamaktaydı ve hal böyle ölünce sanat ekonomik nedenlerle de icra edilebilmekteydi.
Kars’a yine nereden baktığımızla ilgili bir heykel yapıldı. Ve yine nereden bakıldığıyla ilgili bu heykel parça parça sökülmeye başlandı. Sahi Kars’a bu heykel neden yapıldı ve yine sahi bu heykel neden sökülüyor? Bu kadar geride kalan zaman içinde bu konuda çok aydınlatıcı bir bilgi sanırım konunun birinci derece muhatabı olduğunu düşündüğüm Kars’ta yaşayan Kars halkıyla paylaşılmadı. Bu net olmayan fotoğrafa tüm Kars halkı ve dışarıdan konuyu takip edenler bakmaya zorlanıyor. Geriye dönüldüğü zaman şu soruyu yinelemek en doğalı hangi Kars halkı neden bizim bir heykelimiz yok neden heykelimizi yükseltmiyoruz dedi de bu heykel orada yükselmeye başladı. Ve hangi Kars halkı yapılacak heykelin isimi, konumu ve şekli adına fikir beyan edebildi ortak bir mutabakata vardı. Bu gün heykel sökülürken sökülmesi taraftarları kadar sökülmemesini isteyenlerinde sanatın toplum için olan tarafından yararlanmaya hiç mi hakkı yok? Elbette bu heykel ya da başka hiçbir heykel amacı dışına çıkarılmamalı, başka anlamlar yüklenmemeli yapılan eselere. Ama bir anlam yükleyemiyorsunuz diye de hoyratça görmemezlikten gelmemelisiniz. Sizin için anlam ifade etmeyebilir bir şeyler oysa sizin için anlam ifade etmeyen bir şeyler başkaları için büyük anlamlar taşır…
Ve şimdi bu gün heykel sökülüyor. Bunun iyi ya da kötü olduğu noktasında kanaati herkesin kendi vicdanınca değerlendirmesi en doğrusu. Fakat bu gün Kars’ın önüne başka bir karmaşa çıkmış durumda gözüküyor. Efendim heykeli söküyoruz oraya ne heykeli yapalım?
İşte tüm sorunlarını geride bırakmış Kars’ın birinci gündem maddesi halinde ki soru budur? Gerçekten bumudur? Elbette ki bu değildir. Peki bu olduğu hissi nasıl oluşmuştur insanlarda, şöyle ki tüm çabalarınıza rağmen gerçekten olan müşkülleriniz hiçbir ulusal mecrada yer bulamazken şimdi ulusal yayın yapanların çoğunluğu bu habere yer vermekte yarışır hale gelmiş, her gün bir espri başlığıyla konuyu hicveder olmuştur.
Bu memleket kimin? Bu memleket bizim!…
Her ne olursa olsun neresinde ayrıştırılmaya, neresinde sen ben farklılaştırılmasına götürülmeye çalışılsa da senin benim değil, Kars bizim!
Kars gerçekten elemini paylaşabilen, sevincinde göğsü yerinden çıkarmışçasına heyecan duyan, kışın sıkıntısını, güzün yağmurunu, icabında çamurunu, soğuğunu çekenlerin Kars bizim!
Öneriler yapılabilir oraya yeni heykel tasarıları adına, doğrusu yanlışı elbette tartışılır herkes her şeye çok muktedir olamaz herkes her şeyi çok iyi bilemez kimi bal kaşar yapalım der, kimi arı, kimi kaz ister, kimi asker ama ille farklılıklar olur zaten bunu anlamlı kılanda bu durumun farklılığıdır. Sizin isteğiniz doğrultusunda düşünmeyen bir hemşehrinizin, Kars’a Kars’ın sıkıntılarını duyurmak adına o satırlara çok ihtiyaç duyduğu zamanlarda yer vermeyen, görmezden gelen köşe yazarları tarafından hicvedilmesi mutluluk vermemeli. Biz Kars’lıyız ve Kars bizim! Elbette köşe yazarı da işini yapmakla mükellef, kendimizi dışarı kapamak doğru bir tutum değil. Peki sorarım şimdi hem size hem de kendime oluk oluk işsizlik kol gezerken, yatırımların hiç gelmediği gün gibi aşikarken, göç dalgası hızla yayılıp yoksulluk ve istihdamsızlık şehrin üzerine kara bir bulut gibi çökerken bu köşe yazarı gazetecilerimizin hangileri neredelerdi? Okurlarını gülümsetmek, bakın hicivde yazabiliyorum, ne de güzel espriler yapabiliyorum demek adına mı Kars akıllarına getiriyorlar…
Bu şehrin her insanı, bu şehirde yaşayan her insan, bu şehri dışarıda temsil etmekle mükellef her insan, bu şehrin en çok benimseyenidir. Ve bu şehrin her insanı yine bu şehrin her insanının gönlünde bir yere sahiptir.
Kars bizim! Bu duygular içinde bizim olana yine bizim sahip çıkmamız gerekliliğini naçizane bir defa daha hatırlatmak istiyor, olmuşsa yukarıda ki satırlar çerçevesinde sürçü lisanım sizlerin hoş görüsünü temenni ediyorum…
Hasret ve muhabbetle.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.