Obsidyen taşının en çok Sarıkamış İlçesi’nde olduğunu fakat sadece Sarıkamış ile de sınırlı olmadığını belirten Vali Kara, “Sarıkamış’taki Obsidyen için şu anda Özel İdare olarak 250 bin TL para ayırdık. Sarıkamış’ta İbrahim isminde bir usta var. Bu ustanın makineleri Bilecik’teymiş. Bilecik’te makine alımı yapıp getirecekler. Halk Eğitimin binasına kuracağız. Önce kurs, arkasından da atölye olarak devam edecek.” dedi.

Obsidyenin her türlü süs eşyası yapılacak şekilde işleneceğini de belirten Vali Kara, “Ömer Karaman 14 yıl önce Sarıkamış kaymakamıyken böyle bir proje başlatılmış. O makineler alınmış ve şu anda Sarıkamış Kaymakamının denetimindeler. Sarıkamış METEM’de şu anda çalışır vaziyetteler. Ama artık demode olmuşlar. Şimdi bizim aldığımız makineler biraz daha modern, biraz daha pratik işleyen makinelerdir. METEM’de de Obsidyen üretimine devam ediliyor. Ama çok kısmi yapıldığı için piyasaya çok az sürülüyor. Biz onu şimdi yaygınlaştırmayı düşünüyoruz. Gümüş işlemesiyle beraber çeşitli objeler yaptırmak istiyorum. En az 15 kişi istihdam edilir diye düşünüyorum. Kurstan yetişecek öğrencilere bağlı. Diyelim ki 20 kişi kursa aldık. 15’i çok iyi yetiştiyse o 15’ini de işe alacağız. Ama öyle oldu ki 5’i yetişti o zaman 5’ini alacağız. Yani o kurusun sonucuna göre çalışacak kişi sayısı belli olacak.” diye konuştu.

Sarıkamış Obsidyeninin gümüş ile eşdeğer olduğunu ifade eden Vali Kara, şunları söyledi:

“Sarıkamış Kaymakamı Mardin’e bir kilo Obsidiyen gönderiyor bir kilo gümüş geliyor. Gümüş satılmaz mı?. Şu anda Türk bayanları altından çok gümüş işlemelere daha fazla rağbet ediyorlar. Ben çok fazla satılacağını düşünüyorum. Sadece Obsidyenle sınırlı kalsın istemiyorum. Bizim Kültür Evi’nde dört tane odamız var. O dört oda istiyorum ki, Sarıkamış Obsidyeni ile birlikte yelim taşı da satılsın. Egenin herhangi bir hediyelik eşyası da satılsın. Ben Ege de onu gördüm. Şirince Köyü diye bir köyü incelemeye gitmiştim. İzmir’in Selçuk İlçesi’nin Şirince köyü. Köy 100 civarında hane, köyün tümü sit alanı hiçbir şey yapamamışlar. Ama evlerinin önlerinde herkes Kültür Bakanlığı ile işbirliği halinde birer tane küçük dükkan yapmışlar. Bütün Türkiye’nin hediyelik eşyalarını orada satıyorlar. Bütün köylü tüccar. Muhtarda dahil. Muhtarın bir makamı var benim makamından hemen hemen lükstü. Çünkü başka gelirimiz yoktu diyorlar. Bizim burada da satış yeri ayarlandıktan sonra, biraz yaygınlaştıktan sonra Obsidyenin yanında başka taşlarda satılır. Turizmi de biraz daha canlandırabilirsek burada hediyelik eşya satma hiç problem olamaz. Çünkü pazarlama imkanımızda var.”