Araştırmacı - Yazar Av. Erkan Kargöz kaleme aldı...

"Ya, insan ar eder, iki tane temizlik görevlisini gönderir; bir torba çimentoyla, dökülen, kayan mermerlerini düzelttirir. Yalandan iki gül ektirir bahçesine; kapısındaki o paslı teli açtırır, parmaklıklarını boyatır, ağaçlarını budatır. Bu nasıl memleket, bu nasıl görev anlayışıdır, anlamıyorum."

25 Mayıs 2011 tarihinde Erzurum Koruma Kurulu’na ve Kars Valiliği Kültür ve Turizm Müdürlüğüne birer dilekçeyle başvurmuştum. Her iki dilekçe de,  birkaç zamandan sizin de basında izlediğiniz gibi, Kars’taki Urartu kalesi ve Arpaçay’daki dikilitaş’la ilgiliydi. Kars Kültür ve Turizm Müdürlüğü yetkilileri gerekli duyarlılığı göstererek,  dilekçemde belirttiğim hususları değerlendirdiler ve sağ olsunlar,  yanıtladılar da.

Benim takıldığım nokta, Erzurum Koruma Kurulu’na yazdığım dilekçeye karşı bir yanıt gelmeyişi.

Yoksa 2011 yılının Türkiye’sinde, gönderilen mektuplar hala yerine ulaşmıyor mu?   O dilekçemde, Kars Kültür Müdürlüğüne yazdığımdan farklı olarak,   Kars’ta yapılan ilk Atatürk Anıtının Koruma Yüksek Kurulu’nun ilke kararı uyarınca anıt-heykel statüsüne alınarak tescil edilmesi talebim vardı.

Çünkü hâla daha, bilmediğim bir nedenle, vali konağı karşısında Mustafa Kemal’in sağlığında dikilen anıt ve çevresi çok kötü bir durumda. Bu konuda yazdım olmadı, çizdim olmadı. Belediyemizde tık yok. “Yetki alanıma giriyor, diye dağın başına müdahale eden belediye,  nedense kentin merkezindeki bu heykele karşı ilgisiz davranmayı sürdürüyor. Baktım olmuyor, savcıları göreve çağırdım. Suç duyurusunda bulundum. Bundan dört- beş ay kadar önce, savcılıktan gelen yazıya göre gereği yapılmak üzere evrak valiliğe gönderilmiş. Hâla bekliyorum. Kimseyle kişisel bir alıp-veremediğim yok. Ben bu anıtın hak ettiği ilgiyi görmesini istiyorum o kadar. Ya, insan ar eder, iki tane temizlik görevlisini gönderir; bir torba çimentoyla, dökülen, kayan mermerlerini düzelttirir. Yalandan iki gül ektirir bahçesine; kapısındaki o paslı teli açtırır,  parmaklıklarını boyatır, ağaçlarını budatır. Bu nasıl memleket,  bu nasıl görev anlayışıdır, anlamıyorum.

Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun 19.6.2007  tarihli ve 729 no’lu Anıt-Heykeller İle İlgili İlke Kararı,

“Anıt-Heykellere ilişkin 19 /4/ 1996 tarih ve 441 sayılı ilke kararının yeniden değerlendirilmesi sonucunda, Kentlerde, bir olayın, kişi veya kişilerin anısına adamak veya toplumsal bir kavramı simgelemek amacıyla yapılmış, bulunduğu alan ve etrafındaki kentsel doku ile etkileşimi çerçevesinde taşınmaz niteliği kazanmış olan anıt-heykellerin kentsel birer simge özelliği taşımaları nedeniyle kültür varlığı olarak gerektiğinde konunun uzmanlarınca hazırlanacak rapor doğrultusunda tescil edilebileceği…”ni belirtir.

O dilekçemde bu yüksek Kurul Kararını da aktararak aynen şunları yazmıştım

“Kars kentinde eski Vali Konağı’nın karşısındaki alanda 1937 yılında Kenan YONTUÇ tarafından yapılmış bulunan Atatürk anıtının,  Koruma yüksek Kurulunun anıt – heykellerle ilgili ilke kararı uyarınca anıt- heykel olarak tescil edilmesini talep etmekteyim.”

Çıt çıkmadı. Umarım düşündüğüm gibi evrak ellerine ulaşmamıştır da işlem yapılamamıştır. Kim bilir belki de gelip bakmış, bunun neresi anıt- heykel, betonarmedir, demişlerdir. Veya Urartu kale kalıntısı sorununda olduğu gibi, o da sessiz sedasız anıt- heykel statüsüne girmiştir de kimin- kimsenin haberi yoktur. Dilerim böyledir. Yok değilse eğer, durum vahim. Öyle ya; hâla daha heykel ve çevresindeki alan, mezbelelik görünümü sergilemeye devam ediyor.

Erzurum’dan fayda yok anlaşılan. Ben buradan çağrımı, Kars Kültür ve Turizm müdürlüğü yetkililerine yapmak istiyorum; bu heykelle ilgili olarak Koruma Yüksek Kurulu’nun anıt- heykellerle ilgili ilke kararının uygulanarak tescil işleminin yapılmasını talep ediyorum.