AKP Milletvekili Mehmet Metiner’in, ‘Biz KCK’yı paralel devlet olarak görmüyoruz.’ Söylemine Kars’ta bulunan MHP Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Atilla Kaya’dan cevap geldi. Kaya, paralel devletten, devlet içinde bir takım örgütlenmelerden bahsedenlerin her nedense ülkenin bir bölümünde fiilen bir paralel devlet kurulmasını görmezden geldiklerini söyledi.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Kaya, iktidarın açmış olduğu yol ve teşviklerle maalesef ülkenin bir bölgesinde paralel bir devletin oluşmasının zemininin hazırlandığına dikkat çekti. Bu paralel devletin ise görmezden gelindiğinin altını çizen Kaya, “Esas paralel devlet orada oluşuyor. Yollar kesiliyor. Kimlik kontrolleri yapılıyor. O bölgede yaşayan vatandaşlarımıza bir takım vergiler kesiliyor. Yani bir devlet gibi orada bir yönetim kurulmak isteniyor. Bütün bunları görmeyenler iş gelip kendilerine, yolsuzluklarına ve usulsüzlüklerine dokununca birden bire bir paralel devleti keşfediyorlar.  Bütün bunlar bu iktidarın 11 yıl sonucunda ülkemizi getirmiş olduğu durumdur. ”dedi.

KAYA; ‘İKTİDAR HIRSIZLIK, YOLSUZLUK VE RÜŞVETİN ÜZERİNE BİR ŞAL ÖRTMEYE ÇALIŞIYOR’

MHP Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Atilla Kaya, iktidar tarafından, yolsuzlukları örtmek için bir takım deyimlerin ortaya atıldığını bütün bunların ise iktidarın hırsızlıklarının, yolsuzluklarının ve rüşvetlerinin üzerine bir şal örtmek için ortaya atılan tartışmalar olduğunu söyledi.

Kaya, partilerinin Kars Belediye Başkan adayı Murtaza Karaçanta’nın tanıtım toplantısında basın mensuplarına gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu. Kaya, “Deniliyor ki hükümete darbe yada paralel devlet peki bu paralel devlet dediğin husus 17 Aralık’ta mı ortaya çıktı? Bütün bunların hepsi bu iktidarın hırsızlıklarının yolsuzluklarının rüşvetlerinin üzerine bir şal örtmek için ortaya atılan tartışmalardır.”dedi.

11 yıllık AKP iktidarına bakıldığında, birçok siyasi partiye nasip olmayacak halk desteğiyle her seçimden çıkıldığına değinen Kaya, 11 yıl devam etmiş bir siyasal iktidarın bugün itibariyle Türkiye’yi karşı karşıya bıraktığı tabloya vurgu yaptı. Bir taraftan komşularla sıfır sorun diye başlayan dış politikanın gelinen noktada hemen her alanda komşularıyla kavga eden ve bütün alanlarda iflas etmiş bir dış politikaya dönüştüğünü belirtti.

DAHA ÖNCE KONUŞULANLAR 17 ARALIK’TA SOMUT DELİLERLE ORAYA ÇIKTI

İçerdeki duruma bakıldığında ise dış politikadan daha vahim bir Türkiye tablosuyla milletin karşı karşıya bırakıldığını ifade eden Kaya, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın telefon konuşmalarını dile getirerek, “Konuşmalarında anlaşılıyor ki bizatihi başbakanın organize ettiği talimat verdiği yönlendirdiği ihalelere müdahale ettiği kimin hangi ihaleyi alacağı bunlar Türkiye’de zaman zaman konuşuluyordu. Bir takım mahfillerde köşelerde konuşuluyordu ama somut delil ortaya konulamıyordu. İşte o somut delillerde, 17 Aralık’ta ortaya çıktı.”

TOPLANAN FONLA MEDYA YAPISI SATIN ALINDI

17 Aralık’la birlikte ise bir takım fonların kurulduğu o fonlar neticesinde o fonlara bir takım paraların toplandığına dikkat çeken Kaya, “Devletle bir takım iş yapan iş adamları yardım yapmaya bağış yapmaya mecbur kılınarak bir fon oluşturuluyor. Ve o fon ile bir medya yapısının satın alındığı yapının ele geçirildiği daha doğrusu sahiplenildiği bir durum ortaya çıkıyor. Bunu yapanın bunu yönlendirenin bunun talim atlandıranında bizatihi başbakan olduğu açığa çıkıyor.”

‘BEN HENÜZ İHALE ALMADIM BU KADAR PARA VEREMEM’

Telefon konuşmalarının detayına da değinen Kaya, “İş adamları bir birlerine yakınıyorlar. Birisi bir diğerine diyor ki ben henüz bir ihale almadım bu kadar parayı ben nasıl vereyim diye yakınıyor. Bu hadisede görüldü ki bakan çocukları Başbakan’ın bizatihi kendi evladı, birtakım bakanlar bir takım iş adamlarıyla beraber kara para aklamadan tutunda rüşvet yolsuzluk arazi rantı ki belediyelerin sağlamış olduğu rantlar üzerinden çok büyük bir yolsuzluk düzeni kurulmuş.”

TÜRKİYE HUKUK DEVLETİ OLMAKTAN ÇIKMIŞTIR

Savcıların bu düzeni tespit ettiklerini hatırlatan Kaya, “Birden bakıyorsunuz ki bu yolsuzluğun, hırsızlığın, rüşvetin üzerine giden savcılar görevden el çektiriliyor. Adli kolluğa talimatlar verilerek savcıların verdiği talimatların yerine getirilmesi engelleniyor. Bu şu demektir, Türkiye hukuk devleti olmaktan çıkmıştır. Bu aynı zamanda fiilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının askıya alınması anlamına gelir. Yani sizin bizim çocuklarımız bir suç işlediği zaman veya kanun dışına çıktığı zaman polis onu götürüp karakolda ifadesini alabiliyor. Ama bu başbakan çocuğu olduğu zaman ona dokunulamıyor. Hırsızlığın, rüşvetin, yolsuzluğun ortaya çıkarılması engellenmiştir. Ve kamu malına beytül mala el uzatanların yetim malına el uzatanların onları benimseyenlerin maalesef hesap vermesinin engellendiği bir Türkiye tablosuyla bu iktidar karşı karşıya bırakmıştır.”şeklinde konuştu.