Şehir stadı yanındaki Cumhuriyet Meydanı’nda halka seslenen Kılıçdaroğlu, “12 Eylül’de sandık geliyor. Sandıkta “hayır” oyu verdiğinizde Recep Bey’in kulakları açılacaktır. Kulak dedim de aklıma bir şey geldi. Bunlar telefon dinliyorlar. Yani iktidarda Telekulak hükümeti var. Derdinizi anlatmak istiyorsanız onlar kulaklarını tıkıyorlar. Telefonla derdinizi anlatında Recep derdinizi belki anlamış olur.” dedi.

BUNLAR ALLAH, PEYGAMBER DER KÖŞEYİ DÖNÜCE DE HAN HAMAM SAHİBİ OLURLAR

E-muhtıra olayına da değinen Kılıçdaroğlu, “Yaşar Paşanın altına bir araba aldılar, kurşun geçirmez, üstün hizmet madalyası verdiler sonra da “o darbe yapacaktı bize oy verin” dediler. Bunlar Allah, Peygamber der köşeyi dönüce de han hamam sahibi olurlar bunlar. Meraklanmayın AKP ye de, onuna başındaki Recep Bey’e de milletin sesini dinleteceğiz. Bu milleti kandırmak, yalan söylemek, darbe geliyor demek, e muhtırayı verenin arkasına saklanıp milletin önüne çıkmak. Bu milletin Kemal’i var artık. Ben sizin Kemal’inizim.” diye konuştu.

ONLARIN SLOGANI VAR “BÜYÜK DÜŞÜNÜN” DİYE ASLINDA O, “BÜYÜK GÖTÜRÜN” DEMEKTİR

Kılıçdaroğlu, daha sonra şunları söyledi:

“Siyasete girerken şunu söyledim: Milletime hep doğruları söyleyeceğim, milletim için çalışacağım, halkın Başbakanı olacağım dedim. Ve Recep Bey’e de mesaj gönderdim. Siyasete yırtık ayakkabıyla girip İstansbul’da havuzlu villada da oturmayacağım dedim. Siyasette zenginleşmek bize haram olsun dedim. Önce millet zenginleşecek. Bunlar kendileri zenginleşti, halk fakirleşti. Halkın iktidarında önce halk zenginleşecek dedim. İşsizlik var mı Kars’ta. Recep Bey’e göre ülke güllük-gülistanlık. Gelsin Kars’a sorsun bakalım. Özelleştirdikleri fabrikalara ne oldu? Bizim 80 yılda yaptığımız Şeker, Çimento, Etibank, Sümerbank hepsini sattılar. Gözleri doymadı onların. Onların sloganı var “büyük düşünün” diye aslında o, “büyük götürün” demektir. Büyük götürmeye alıştılar bunlar. Millet uyanıyor, uyanacak, hakkına sahip çıkacak ve Ankara’ya diyecek ki “kendini korumak için Anayasa getiriyorsun millet olarak biz buna “hayır” diyeceğiz.”

BİR BAŞBAKAN, BİR MİLLETVEKİLİ NİYE DOKUNULMAZLIKTAN KORKAR?

Kılıçdaroğlu, dokunulmazlıklara değinerek, “Bir Başbakan, bir milletvekili niye dokunulmazlıktan korkar? Allah aşkına, boğazından haram lokma inmemiş bir adam dokunulmazlıkların arkasına saklanır mı? Diyin ki senin geçmişte karanlık noktaların var arkadaş. Biz dokunulmazlık diyince, biz oyuna gelmeyiz diyor Recep Bey. İlk seçimlerde halkın iktidarı gelecek seni yüce divana gönderecek. Çalmaya, çırpmaya hayır. Halkın çıkarlarını korumaya evet. Benim umudum sizsiniz, tek umudum var. Benim umudum Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan bütün yurttaşlarım destek verin, oy verin.” şeklinde konuştu. 

HELVAYI YAPACAK YİĞİT BİR ADAMA İHTİYACIMIZ VAR

Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

“Türkiye’yi çağa kaldıracağız. Bizim bereketli topraklarımız var, üniversitelerimiz var, güneşimiz, denizimiz var. Ama helvayı yapacak yiğit bir adama ihtiyacımız var. Recep beyi iktidar oldu. Helvayı yaptı kendisi yedi helvayı yiyen Recep’i size şikayet ediyorum. Bu ülkedeki bütün kurumlara, devletimize sahip çıkacağız. Unutmayın bunu. Fakirlere de sahip tıkacağız.

SAĞ ELİN VERDİĞİNİ SOL EL GÖRMEYECEK

Aile sigortası getiriyoruz. Bir tek aile bile sigortasız kalmayacak. Her ailede bir sigortalı çalıştıracağız. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. İnancımızda, siyasi anlayışımızda böyledir. Kömür, ekmek kuyruğu yok. Banka hesabına parasını yatıracağız. İşçi gibi, memur gibi, emekli gibi kimse onun yoksul olduğunu bilmeyecek. Ailenin de, kadınında onurunu koruyacağız. Yoksulda, sosyal devlette, inançlarımızda insanın yoksulluğunu teşhir etmek var mıdır?. Ne diyor inancımız “sağ elin verdiğini sol el görmeyecek” Bir şey dala söyleyeyim biz bunları anlatınca “reçete var mı” diyor Recep Bey. Hepsi emrinde hala sen reçeteyi bulamadıysan Allah aşkına o koltukta niye oturuyorsun. Ama inanıyorum. İlk seçimlerde Allah’ın izniyle halkın iradesiyle onu o koltuktan aşağı indireceğiz.

O KARARI RECEP BEY’İN İKİ YAKASINA ASACAĞIM

Emekliyi unutma diyorlar. “Emekliye milli gelir artışından pay verilmez” diye Recep Bey bir yasa çıkardı. Anayasa mahkemesine gittik. Birde diyor ki “siz sadece Anayasa mahkemesine giderseniz” Biz halk için Anayasa mahkemesine gidiyoruz. Sen esnaf emeklisinin aylığından yüzde 40 kesinti yapıyordun. Sende insaf yok mu?. Kars’a sesleniyorum. Recep Bey desin ki “esnaf emeklisinin aylığından yüzde 40’a varan kesintiyi kanunlaştırmadım” desin. O kararı Recep Bey’in iki yakasına asacağım. Söz veriyorum size. Emeklinin beklediği intibak yasasını çıkaracağız. “Biz vicdanlıyız” diyorlar varsa çık anlat bakalım. Gönlüm sizlerle, Türkiye’nin neresinde olursa olsun gönlüm halkla beraber olacak. Umudum sizsiniz, sizden güvence istiyorum. Size son olarak şunu söyleyeyim: Dokunulmazlıkların arkasına saklanan adamlar kul hakkı yiyen adamlardır. Kul hakkı yiyenleri affetmeyin.”