Kılıç’ın Dünya Gıda Günü konuşması
Prof. Dr. Yunus Kılıç’ın Dünya Gıda Günü nedeniyle TBMM’de yaptığı gündem dışı konuşması.
Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; öncelikle sizin ve milletimizin geçmiş bayramını kutluyor, bu haftaki çalışmalarımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, aslıda bugün sizlerle çokluğunda ve bolluğunda asla hatırlamadığımız ve nereden nasıl geldiğini bilemediğimiz ama kıtlığında ve yokluğunda hiç aklımızdan çıkmayan bir konu üzerinde bilgi paylaşımında bulunmak istiyorum, bu da gıda.
Saygıdeğer milletvekilleri, insanın en önemli haklarından bir tanesi yaşam hakkı, bunun için besleme hakkı ve bunun için gıda.
Günümüzde ve eski dünyada aslında emperyalistlerin, komünistlerin, faşistlerin, bütün fikir akımlarının hepsinin ortaklıkla ittifak ettikleri insan haklarından bir tanesi, temel yaşam haklarından bir tanesi beslenme ve bunun için de güvenilir gıda. Peki, bunu ortaya koyarken ana gerekçe nedir? Şöyle bir düşünceden hareketle gerekçesini ortaya koymuşlardır: Eğer bir toplum içerisinde bireyler veyahut da bazı toplumlar açlık ve yoksulluk sıkıntısı içerisindeyseler burası potansiyel bir tehlike kaynağıdır ve ortaya çıkacak tehlikelerle de sadece bunu yaratanlar değil o toplumlar da bundan sorumludurlar diye bir düşünceyle hareket etmişlerdir.
Peki, söylemde böyleyken uygulama nasıldır dünyada? İnsanımız ve dünya insanı yeterince gıdaya ulaşabiliyor mu? Sürdürülebilirliği nasıl? Aslında bu söylemlerin aksine, bugün dünyada, saygıdeğer milletvekilleri, yaklaşık 1 milyar insan -yaklaşık dünya nüfusunun yüzde 13’ü- açlık ve yoksullukla mücadele içerisindedir. Oysa 1960’lı yıllarda tarım devrimini hayata geçirenler dünyadaki açlık ve sefaleti bitirme gayretiyle yola çıkmışlardı. Ama 1996’da Roma’da yapılan gıda zirvesinde açlık sıkıntısı içerisinde olan dünya nüfusunun yarıya düşürülmesi bir hedef olarak belirlenmişti. Geldiğimiz tablo nasıl? Geldiğimiz tablo tamamen bunun aksi. Aslında, açlık ve sefalet içerisindeki insan sayısı azalmamış, hatta gün geçtikçe artmıştır. Oysa dünyada bildiğimiz başka bir şey daha var arkadaşlar, dünyada aynı zamanda yılda 1.5 milyar ton gıdanın çeşitli aşamalarda israf edildiğini biliyoruz. Bunun büyük ağırlığının üretimde, özellikle fakir ülkelerde üretim aşamalarında, daha varlıklı ülkelerde ise tüketim aşamalarında israf edildiğini bilmekteyiz. Bu, dünya üretiminin yaklaşık üçte 1’ine tekabül ediyor. Özellikle, dünyada söz sahibi olmaya çalışan ve kendi çıkarları için dünyadaki her şeyi yapan ülkeler en fazla israfı yapan ülkeler. Arkadaşlar, bunların israf oranları özellikle tüketim aşamalarında aşağı yukarı yüzde 60’lara ulaşmakta. 1.5 milyar ton gıdadan bahsediyoruz. Oysa açlık çeken toplumların ihtiyacı olan bunun çok çok daha altında. Bunun yarısını dünyada açlık çeken ülkelerdeki insanlara verecek olsanız, ulaştırabilecek olsanız veyahut da bu bölüşümü sağlayabilecek adaleti dünyada oluşturabilecek olsanız dünyada açlıkla ilgili bütün sıkıntılar ortadan kalkmış olacak.
Dünyada bugün hâlâ, bu çağda, tarım devriminin yapılmış olmasına rağmen, gıda üretimi 1960’lardan bugüne aşağı yukarı yüzde 150 artmış olmasına rağmen ortalama 25 bin insan, ki bunun yarısını 5 yaşın altında çocuklar oluşturuyor, açlık ve yoksulluk yüzünden ve toplamda yılda 100 milyona yakın insan açlık ve yoksulluk sıkıntısı çekerken, hastalıklarla boğuşurken, bunun 10 milyonu yine açlık ve yoksulluktan ne yazık ki ölmekte. Oysa bu kuramı ortaya koyanların, tarım devrimini ortaya koyanların amaçları aslında buydu. Bence yola çıkış sebepleri de buydu.
Çünkü eskiden sanayi devrimi yapmışlardı, dünyayı yüzyıllarca sanayileşme şeklinde yönetmişlerdi, daha sonra dünyadaki birçok ülkenin sanayiye yeterince ulaştığını fark ettikleri zaman, aslında tarım devrimi yaparak, gıdayı elinde tutarak insanoğlunu ve dünyayı elde tutmanın bir yola çıkışıydı ve bunu başarmış olduklarını görüyoruz.
Yapmamız gereken nedir? Kendi ülkemizdeki üretim faaliyetlerimizde elimizden geldiği kadar artık gereğini yapmalı ve ayaklarında duran bir ülke konumumuzu muhafaza etmemiz gerektiği ve dünyada da gıdanın paylaşımında da adaleti sağlamanın gerektiği noktasında katkı sağlamamız gerektiği düşüncesiyle hepinize saygılar sunuyorum.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.