1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Mahmut Esat Güven'den 10 Ağustos
Mahmut Esat Güvenden 10 Ağustos

Mahmut Esat Güven'den 10 Ağustos

Mahmut Esat Güven, 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimlerini değerlendirdi...

A+A-

23. Dönem Kars Milletvekili Mahmut Esat Güven’in, 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili basın açıklaması:

DSP-ANAP-MHP’nin oluşturduğu koalisyon hükümeti, ülkede ekonomik ve siyasi bir kriz yaratarak, ülkeyi yönetemez durumuna geldiler.Bu dönemde halkın yaşamı yoksulluk-yolsuzluk ve yasaklar     (üç-Y) adı altında adeta bir işkenceye dönüştü.Bu duruma tepki olarak halk,içten içe kendi siyasi örgütlenmesinin nüvelerini oluşturdu.Şimdi bu örgütlenmeyi yasallaştıracak lidere ve bir siyasi partiye ihtiyaç vardı.İşte liderliğin bir vasfı olarak durumu tespit eden R.TAYYİP ERDOĞAN,14 Ağustos 2001 tarihinde ADALET VE KALKINMA PARTİSİ ’ni (Ak-Parti) kurarak,muhafazakar-demokrat bir kimlikle siyaset sahnesinde ki yerini almış oldu ve çok kısa bir zaman içerisinde de tüm Türkiye genelinde örgütlenerek, diğer partilerden çok daha fazla üyeye sahip bir parti konumuna yükseldi. Yeni partinin nüvelerini halk oluşturduğundan, parti kurucularına sadece parti tabelalarını binalara asma işi düşüyordu .Halkın kendi lideri ve partisine teveccühü büyüktü.

Aradan bir yıl geçtikten sonra ülkeyi yönetmekten aciz koalisyon hükümeti, erken seçim kararı alarak 3 Kasım 2002 tarihinde erken genel seçime gitti. Bu seçimde koalisyon partileri sandığa gömülürken,   Ak-Parti bu seçimden başarıyla çıkıp tek başına hükümeti kuran parti oldu. Ak-Parti hükümetleri şimdiye kadar olan süreçte,halkımızın ekonomik-demokratik ve  siyasi sorunlarında büyük gelişim ve dönüşümler gerçekleştirdi.Bu dönüşümlerin baş mimarı ve uygulayıcısı hiç şüphesiz Ak-Parti Genel Başkanı ve Başbakan R.TAYYİP ERDOĞAN’dı.Halkın Başbakanına ve hükümetine inancı tamdı.Bundan dolayı da AK-Parti,şimdiye kadarki tüm genel ve yerel seçimlerde oyunu daha da artırarak ,Türk Siyasi Tarihi’nde bir ilki gerçekleştirmiş oluyordu.

Ak-Parti hükümetleri döneminde Türkiye ciddi anlamda büyümüş ve büyümeden dolayı da halkımızın refah seviyesi yükselmiştir. Türkiye adeta bir şantiye sahasına dönüştürülürken , yatırım ve zenginliklerden  faydalanmayan hiçbir vatandaş,il,ilçe,belde veya köy kalmamıştır.12 yılda ekonomimizin,üretim ve ihracatımızın geldiği nokta itibariyle onur duyulacak bir seviyede olduğumuzu rahatça söyleyebiliriz.

Bu iktidar sürecini sadece ekonomik atılımlarla tanımlayamayız.Bu süreç, aynı zamanda Türkiye’de önemli demokratik ve siyasi dönüşümlerinde yaşandığı bir süreci kapsamaktadır.Askerler tarafından her 10 yılda bir yapılan darbeler ve sivil hükümetlerin sürekli askeri vesayet altında tutulmaları uygulamalarına bu dönemde son verilmiştir. 12 Eylül Askeri Darbe’sini gerçekleştiren K.Evren ve T.Şahinkaya müebbet hapis cezalarıyla cezalandırıldılar.Darbecilerin cezalandırılacağına bir türlü inanmayan CHP-MHP-BDP ,mecliste anayasa değişikliği ile ilgili yapılan oylamalara ya katılmadılar veya ret oyu kullandılar.R.Tayyip Erdoğan ve Ak-Parti’nin olmadığı,bu basiretsiz partilerin ve onların basiretsiz Cumhurbaşkanı adaylarının tırnakları birazcık yer tuttuğu anda,yeniden askeri vesayete davetiye çıkaracakları ise kesindir.

Yıllardır müzmin bir şekilde devam ettirilen Kürt,Alevi,Roman v.b.sorunların üzerine cesaretle gidilerek bu konuların çözümünde önemli mesafeler kaydedilmiştir.Günümüzde emperyalizmin Ortadoğu halkları üzerinde gerçekleştirmek istediği planlar, ülkemiz ve bölgedeki Kürt meselesinin önemini daha da artırmış oluyor.Zaten bilindiği üzere Kürt meselesi Türkiye’nin çözmesi gereken en önemli meselesi olarak karşımızda duruyor.Bu konuda başlatılan çözüm süreciyle ilgili kardeşlik projeleri adı altında R.TAYYİP ERDOĞAN’ın öncülüğünde Kürt meselesiyle ilgili çok önemli adımlar atıldığı vatandaşlarımızın bilgisi dahilindedir.Bu konuda vatandaşlarımızın bilmesi gereken diğer bir konu da,çözüm sürecinin kesin olarak başarıyla neticelenmesinin “olmaz ise olmazı”R.TAYYİP ERDOĞAN’ın Cumhurbaşkanı olmasıyla ilgilidir.Meselenin çözümü için gerekli iyi niyeti,azim ve cesareti gösterecek tek aday T.Erdoğan’dır.Ekmelettin cumhurbaşkanı olduğu takdirde kendini destekleyen partilerle birlikte Kürt tanımını değiştirerek,”Kürt’ler dağlı Türklerdir”tanımını yeniden gündeme getirecekler ve çatışmalara zemin hazırlamış olacaklardır.

R.T.ERDOĞAN liderliğinde Türkiye’nin büyümesi sadece halkımıza değil, dünyada ki tüm mazlum halklara da ümit ve güven kaynağı oluşturmuştur.Türkiye artık gündemi belirlenen değil,dünyada ve ebölgede gündem belirleyen ülkeler arasındadır.Dünya’daki tüm mazlumların ve Müslümanların yardımına koşarak adeta mazlumların hamisi olarak anılmaya başlamıştır.

Büyüyen,dünyada ve bölgede gündem belirleyen güçlü bir Türkiye’nin varlığı, elbette ki birçok emperyalist ülkeyi de harekete geçirtti.Önce işbirlikçileri konumundaki statükocularla bir olup,Ak-Partiyi suçsuz yere kapattırmak istediler.Onu başaramayınca bazı darbe planlarına baş vurdular.O da parti kapatma davasında olduğu gibi fiyaskoyla neticelenince,bu kez de Gezi olaylarını gündeme getirerek yeni bir darbe ortamı yaratmak istediler.Ondan da bir netice alınamayınca ,en son olarak 17 ve 25 Aralık tarihlerinde ABD’nin ve İsrail’in Türkiye’de ki en büyük taşeronu rolündeki “Paralel Çeteyi” gündeme getirerek T.ERDOĞAN’NIN daha doğrusu gelişen,büyüyen,demokratikleşen ve 2023 yılında dünya ekonomisinde ilk onda kendine yer arayan Türkiye’nin önünü kesmeye çalıştılar.

Ancak halkımız yerel seçimlerde bu şer cephesine sandıklarda gereken cevabı vermiş oldu.

Şimdi ise 10 Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı seçimi var.Bu seçimlerde ilk defa cumhurbaşkanını halkımızın kendisi seçmiş olacak.Şimdiye kadar seçilen cumhurbaşkanları,”devletin başkanı”olarak, devletin safında milletin ise karşısında yer almışlardır.Ekmeleddin İhsanoğlu ve destekçileri statükocu partiler,cumhurbaşkanının eskiden olduğu gibi devletten yana olmasını istiyorlar.

R.TAYYİP ERDOĞAN ise statükonun aksine milletin seçtiği bir cumhurbaşkanı olarak ”milletin yanında” yer alacağını belirtiyor.Milletimizin birlik ve beraberliği,ülkemizin kalkınması,özgür bir anayasaya sahip olması, dünyada çok daha saygın,çok daha etkili,güçlü bir Türkiye’nin var olması için “oturan değil,koşturan cumhurbaşkanı” olacağını söylüyor.R.TAYYİP ERDOĞAN’IN ülkemiz için yaptığı hizmetler,yapacağı hizmetlerin teminatıdır. Milletimize düşen görev ise 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ülkemiz ve milletimizin geleceği için “milletin cumhurbaşkanı” R.TAYYİP ERDOĞAN’A “EVET” demek olacaktır.

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.