İstiklal Marşımızın kabulünün 92. Yıldönümünü kutlarken, İstiklâl Marşı’mızın yazarı, “milli şair” olarak milletimizin gönlüne taht kuran Mehmet Akif ERSOY’u da rahmetle anıyoruz.

Yediden yetmişe varoluş mücadelesi verdiğimiz Kurtuluş Savaşı’mızın en zorlu döneminde, Aziz Milletimizin kahramanlık destanı olarak yazılan İstiklal Marşımız; al bayrağımız ve onun hürriyetini ebedîleştirmiş, milletimizin ruhunu, şanlı tarihini, ideallerini yansıtan ölmez değerlerimizdendir.

Her okunduğunda bizleri duygulandıran, adeta tüylerimizi diken diken eden İstiklâl Marşı’mızda Mehmet Akif Ersoy, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılacağına olan inancını, Türk askerinin yürekliliğini ve kendine güvenini, Türk Milletinin bağımsızlığa, vatanına ve dinine bağlılığını dile getirmiştir.

Bugün Türk milleti olarak bizlere düşen en büyük görev de, İstiklal Marşımızda anlamını bulan bağımsızlık mücadelemizin şuuruna vararak, atalarımızın emaneti olan cennet vatanımıza, al bayrağımıza sahip çıkmak ve Cumhuriyetimizi sonsuza kadar yaşatmak olmalıdır.

Mehmet Akif Ersoy, hayatı boyunca çeşitli alanlarda göstermiş olduğu milli mücadele ve eserleri ile şahsiyetini ve maneviyatını özde ve sözde ortaya koymuş ender insanlarımızdandır. Akif, dilin toplumsal kimliğini öne çıkarmış, üslupta özgünlük ve kişiselliğe ulaşmıştır. Eserlerinde; ırkçılığa, umutsuzluğa çatmış, tembelliği, gericiliği, batı taklitçiliğini eleştirmiş, birlik-beraberlik, kardeşlik, bağımsızlık, milliyetçilik ve inanç vurgusu yapmıştır.

Adını, milletimizin gönlüne altın harflerle yazdıran milli şairimiz Mehmet Akif’i, Safahat adlı eserine koymayarak “o, benim değil milletimindir” dediği İstiklal Marşı’mızın kabulünün 92. yılı münasebetiyle rahmetle, saygıyla ve minnetle anıyorum.