1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Memur-Sen’den 5. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri ile ilgili açıklama
Memur-Sen’den 5. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri ile ilgili açıklama

Memur-Sen’den 5. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri ile ilgili açıklama

Memur-Sen Kars İl Temsilciliği, sendika şube başkanları ile birlikte 5. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri ile ilgili basın açıklaması yaptı.

A+A-

Sendika binasında düzenlenen basın açıklamasında; “Hükümetin masaya sunduğu teklif, ‘Güçlü Türkiye İmkansız’, ‘Büyük Türkiye Anlamsız’, ‘Yeni Türkiye Gereksiz’ fikri sabitinde debeleneler dışında hiç kimsenin aklına yatmaz” denildi.
Yapılan basın açıklaması şöyle:
“Hepinizin yakından takip ettiği ve bildiği gibi 
5. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri, 
1 Ağustos günü gerçekleştirilen ilk oturumla başladı. 
16 Ağustos’ta yani dün itibariyle de Kamu İşveren Heyeti, masaya ilk teklifini sundu. 
Kamu İşvereni, görüşmelerin 16 gününde, 
bizim tekliflerimizin kendisine iletilmesinden 
tam 22 gün sonra masaya teklif sundu.  
Kamu İşverenin toplu sözleşme masasına sunduğu ve kamuoyuna duyurduğu teklif; 
gecikmeyi unutturacak kadar vahim bir içeriğe ve eksikliklere sahip. 
Kamu İşvereninin teklifi; 
“teklif gecikti” siteminin ve tepkisinin ötesinde 
“teklif geçiştirildi”, 
“masa önemsizleştirildi” ve 
“alın terimiz değersizleştirildi” tespitlerini 
ifade etmeyi ve buna dayalı tepkileri hayata geçirmeyi 
hem gerekli hem de haklı hale getirmiştir. 
Toplu sözleşme sürecine dair sitem ve tepki cümlelerinin sayısının ve dozunun yükselmesi; 
Kamu İşvereninin 
masaya geç teklif sunma gayretinin ve 
sunduğu teklifin garabetinin semeresi olarak görülmelidir. 
Kamu İşveren Heyetinin 
geç kalmış ve geçiştirmeye odaklanmış 
teklifinin içeriğinde; 
bize teklif edilmesi bir tarafa 
masanın çevresinde dahi terennüm edilmemesi gereken oranlar ve rakamlar yer alıyor. 
Hükümetin masaya sunduğu ilk teklif; 
“Güçlü Türkiye imkansız”, 
“Büyük Türkiye anlamsız” ve 
“Yeni Türkiye gereksiz”  
fikri sabitinde debelenenler dışında 
hiç kimsenin aklına yatmaz, gönlünü rahatlatmaz. 
Hükümet; bu teklifin, 
Yeni, Büyük ve Güçlü Türkiye 
hedeflerini ve gerçeklerini 
yok sayanlara can suyu vermek, 
kamu görevlilerini 
enflasyona ezdirmeme kararından da açıkça vazgeçmek olduğunu görmelidir, 
Daha da önemlisi Hükümet, 
kalkınmayı önemsediğine, 
adaleti öncelediğine dair 
ispatı ve icraatı, 
toplu sözleşme masasına sunduğu yeni teklifle 
hem teyit hem de tescil etmelidir. 
Değerli Basın Mensupları, 
Çok kıymetli yol arkadaşlarım,
Memur-Sen Konfederasyonunun ve 
yetkili sendikalarımızın toplu sözleşme teklifleri; 
teşkilatımız, üyelerimiz ve kamu görevlilerimiz tarafından duruma uygun, 
çözüme matuf, 
içeriği makbul, 
maliyeti ve mahiyeti 
makul teklifler olarak kabul gördü. 
Bu kabule rağmen, 
Kamu İşvereninin 24 Temmuz’da 
sanki kendisine hiç teklif sunulmamış, 
kamu görevlilerinin 
mali ve sosyal haklarına, 
demokratik ve sendikal haklarına, 
özlük hakları ve çalışma şartlarına dair   
tekliflerinden bihaber kalmış bir profil çizmesini 
ne kabul edilir ne de anlaşılır bir tutumdur. 
Hükümetin masaya sunduğu 2020 ve 2021 yıllarında maaş ve ücretlere yansıtılacak artışlara ilişkin teklifini hatırlayalım; 2020 için % 3,5 + %3  ve 2021 için %3 + % 2,5… 
Bu oranlar; 
Hükümetin açıkladığı ekonomik hedeflerle uyumlu değil. 
Bu oranlar,                                                                                                                                Hükümet tarafından deklare edilen enflasyon tahminleri ve beklentilerine uygun değil. 
Hükümetin teklifi, 
faiz oranlarındaki düşmeyi, 
kurdaki aşağı yönlü hareketi, 
elektrik, doğalgaz ve diğer bazı temel ürünlerin fiyatlarındaki yukarıya yükselişi 
doğrulamıyor ve aksine yok sayıyor.
5. Dönem Toplu Sözleşme masasına dün itibariyle 
sunulan Kamu İşvereni teklifi; 
“kamu görevlilerine büyümeden pay vermeme haksızlığı” sona ermesi gerekirken aksine 
“kamu görevlilerine bütçeden pay vermeme hastalığı” eklenme çabası olarak da görülebilir. 
Siyasi irade, 
toplu pazarlık masasına, 
kamu görevlilerini refaha kavuşturma değil 
cefayla buluşturma teklifi sunduğu görmeli, 
teklifin eksiklerini ve hatalarını da bir an önce gidermelidir. 
Emek kesimi için toplu pazarlık masasının anlamı; 
evdeki bulguru kaybetme kaygısı olmaksızın 
Dimyata pirince gitmektir. 
Kamu İşvereni, 
hem Dimyata pirince gitmemize engel olmak 
hem de evdeki bulgurun değerini azaltmak gayretindedir. 
Buna seyirci olmamız da kayıtsız kalmamız da beklenmesin! 

5. Dönem Toplu Sözleşme sürecinde 
Kamu İşvereninden gelen ilk teklifin anlamı; 
2020 için yıllık toplamda  %6.60, 
2021 için yıllık toplamda  %5.57 oranın da zam yapılması, 
iki yıllık toplamda ise  %12,54 oranında maaş ve ücretlere artış yansıtılmasını teklif etmektir. 
Bu durumda kamu görevlilerine ve 
onların yetkili temsilcisi konumunda 
konfederasyona ve sendikalara şu denilmektedir;
”2020’de maaş ve ücretlerinize enflasyon beklentisinden daha düşük oranda zam yapılmasını kabul edin. 
Şekere, elektriğe, doğalgaza tek seferde %15 zam yapıldı fakat maaş ve ücretlerinize dört seferde %12’nin biraz üzerinde zam yapılmasını 
normal kabul edin. 
Yetmez, “gecikme zammı aylık %2,5, 
yıllık %30 iken maaş zammınızın 
yıllık %6’lar ve iki yıllık toplamda %12’ler seviyesinde olmasına aldırış etmeyin” deniyor. 
Merkez Bankasının 2020 ve 2021 için enflasyon hedefi %5, 
aynı yıllara ait enflasyon tahminleri ise %9,5 ve %5,9 iken 
aynı yıllara ait beklenti anketlerinin sonucu ise 
sırasıyla %13,9 ve %11,5 olarak kayıt altına alınmış. 
Bu rakamların yanına da son 10 yıllık süreçte 
enflasyon hedef ve tahminleri ile gerçekleşen enflasyon arasında zaman zaman 
2 kata kadar farklılıklar oluştuğu bilgisini de paylaşmak gerekiyor.
Diğer taraftan 
2019 yılında uygulanan yeniden değerleme oranının %23’ün üzerinde olduğunu ve 
mevcuttaki tutumu devam ederse 
2020 yılında uygulanacak yeniden değerleme oranının da %27-%30 bandında olacağı gerçekleri de gün gibi ortadır. 
Bir başka ifadeyle, kamu tarafı bazı harçlara ve ücretlere gelecek yıl yaklaşık %27 oranında zam yapılacaktır.
Ayrıca, 
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte 
Hükümetin bütçe teklifinin 
Meclis tarafından kabul edilmemesi halinde 
“bir önceki yılın bütçesinin ilgili yıldaki yeniden değerleme oranı kadar artırılması”  uygulamasına geçilmiştir. 
Buna bağlı olarak,  
2020 yılı bütçe teklifi Meclis tarafından kabul edilmemesi halinde 
2019 bütçesinin 2020 yılı için belirlenen yeniden değerleme oranı kadar artırılması söz konusu olacak. 
Böyle bir durum gerçekleşirse; 
2020 yılında Hükümetin bütçesine yaklaşık 
%27 civarında zam yapılırken 
kamu görevlilerinin maaşlarına ise 
%3,5+%3 zam yapılması gibi bir garabet ortaya çıkacaktır. 
Bütün bu veriler üzerinden şunu söylemek gerekir ki; 
“Memuru enflasyona ezdirmeyiz” vaadi Hükümet tarafından öncelikle 
teklif bandında korunması gerekir. 
Bir başka anlatımla 
Hükümetin ilk teklifinin 2020 ve 2021 için sırasıyla 
Merkez Bankasının beklenti anketindeki 
%13,9 ve %9,5 oranları dikkate alınarak şekillendirilmesi ve masaya getirilmesi gerekirdi. 
Diğer taraftan, 
toplu pazarlık masası sadece maaş ve ücret zamlarıyla sınırlı bir pazarlık masası değil. 
Masada, haklar, sosyal hak ve yardımlar, özlük hakları ve çalışma şartları da 
pazarlığın kapsamında değerlendiriliyor. 
Hükümetin masaya sunduğu ilk teklifte 
 ek göstergeden, 
 kademe derece sınırlamasının kaldırılmasına, 
 teklifimizde yer alan taban aylığa seyyanen zamdan,
 refah payına
 sözleşmeli personelin kadroya geçmesinden, 
 kılık-kıyafet yasağının kaldırılmasına, 
 gelir vergisi mağduriyetinin son bulmasından 
 dayanışma  aidatı ve toplu sözleşme ikramiyesine, 
 yerel yönetim seçimleri sonrası iş güvencesine ve sendikal haklara yönelik saldırılardan  
 keyfi ve eziyet edici geçici görevlendirmeye 
 genel toplu sözleşme kapsamındaki bir çok konu başlığı 
hiçbir şekilde dikkate alınmamış ve 
bunlarla ilgili teklif içeriğine yer verilmemiştir. 
Benzer şekilde 
hizmet kollarındaki yetkili sendikalar tarafından sunulan teklif metinleri üzerinden 
bir değerlendirme yapılarak hizmet kollarına yönelik 
bir teklif içeriği de oluşturulmamıştır.
Bu bakımdan Kamu İşvereninin teklifi sonrasında 
“ne makul ne de makbul bir teklif var 
sadece malul bir teklif var” dedik. 
Zira bu teklif içerdiği oranlar boyutuyla yetersizlikle ve adaletsizlikle maluldür. 
Bu teklif, 
Yeni Türkiye’yi görme, Büyük Türkiye’yi yansıtma, 
Güçlü Türkiye’yi yaşatma noktasında maluldür. 
Bu teklif, refahı tabana yayma, gelir dağılımında adaleti sağlama  açısından maluldür. 
Bu teklif, 
“Türkiye’nin kamu görevlilerinin beklentilerini karşılayacak cüssesi, alın terinin hakkını teslim edecek bütçesi yok”  cümlesine inanmamızı beklemek nedeniyle 
fikren, ilmen, ahlaken maluldür. 
Bizler, kamu görevlilerinin standardını yükseltecek, dertlerini küçültüp bitirecek teklif beklerken karşımıza çıkan teklif 
“vaat ettiği standart düşük, ürettiği skandal büyük”  niteliktedir.  
Biz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin 
ilk toplu sözleşmesinin, imzaya çağıran bir içerikle yürütülmesini beklerken, 
nizaya ve sahaya çağıran bir teklifle karşılaştık. 
Bu teklifin tamamlanmaya, 
ilavelerle zenginleştirilmeye ihtiyacı var. 
İşveren ve emek kesimini birbirinden uzaklaştıracak 
bu teklifi bir kenara koyup uzlaşmayı sağlayacak 
yeni bir teklif için yeterli zaman, 
bu teklifin maliyetini karşılayacak bütçede imkan var olduğuna inanıyoruz. 
Biz, eski Türkiye’nin vehimlerinden beslenen değil 
Yeni Türkiye’nin güvenine yaslanan bir teklif istiyoruz. 
Türkiye’nin gücüne bizim kadar inanılırsa, 
Türkiye’nin büyüklüğüne bizim kadar itibar edilirse, 
Türkiye’nin yeni paradigmal çerçevesi bizim gibi anlaşılırsa;  
anlaşmamızda, adil paylaşmamızda, 
birlikte ve huzur içerisinde yaşamamızda çok daha kolay karşılanacaktır.
Biz, örgütlü gücümüzü yetersiz tekliflere tepki vermekten kaçınmayız. 
Fakat biz örgütlü gücümüzü için değil 
hak ettiğimizi bize teslim edecek teklifleri 
takdir etmek için kullanmak istiyoruz. 
Yeni bir teklif ve yeni bir eşik bekliyoruz. 
Türkiye’ye inanıyor ve Türkiye’nin gücüne itibar ediyoruz. 
Memur-Sen ….    İl temsilciliği olarak 
ilimizdeki Memur-Sen teşkilatlarıyla birlikte toplu sözleşme sürecini 
yakından takip etmeye, 
bizleri memnun edecek her konuda 
destek, üzecek ve gerecek her konuda tepki vermeye hazır olduğumuzun bilinmesini istiyoruz. 
Diğer taraftan ilimizdeki parti yöneticilerinin, belediye başkanlarının özellikle iktidar partisine mensup milletvekillerinin  toplu sözleşme noktasında sorumluluk almalarını Hükümet kanadına yönelik baskı ve beklenti iradesi oluşturmak noktasında bizlerle birlikte hareket etmeleri çağrısında bulunuyoruz. 
Emeğin hakkının verilmesi noktasındaki 
niyet ve gayretlerimizde 
bereket, irade ve çalışmalarımızda 
örgütlü güçten neşet eden kudret temenni ediyoruz.”

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.