Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yürütülen koruyucu aile programında, her çocuğun bir ailesi olması gerektiğinin önemi anlatılarak, sağlıklı bir toplum ve mutlu yarınlar için sahip olduğumuz en değerli varlıklarımızın çocuklarımız olduğuna vurgu yapıldı.

Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü salonunda gerçekleştirilen toplantıya, protokol mensuplarının eşleri, kurumlarının kadın müdireleri ve bazı STK temsilcileri katıldı.

Bakanlıkça hazırlanan tanıtım filminin de gösterildiği ve sunumun yapıldığı tanıtım toplantısında konuşan Merak Öksüz, ‘Lütfen kırık kalplere dokunmaktan kendimizi alıkoymayalım’ çağrısı yaparak Kars’ta koruyucu aile sayısını artırmak adına çalışmaların yoğunlaştırılacağını söyledi.

HER ÇOCUK BİR MUCİZEDİR

Her çocuğun bir mucize olduğunun altını çizen Öksüz: “Kimsesiz çocukların kimsesi bizler olabiliriz. Bir çocuğun hayatını değiştirdiğimizde bizimde hayatımız değişir. Çocuklarımız bizim gözbebeklerimiz. Toplum olarak çocuklarımızı geleceğimizin teminatı olarak görüp hayatımızın merkezine yerleştiririz. Kendi hayatlarımızı bir kenara koyup onların istek ve ihtiyaçlarına göre evrilip şekil alırız. Hayat her zaman bizim istediğimiz gibi devam etmeyebilir. Şüphesiz her aile çocuklarıyla birlikte aile bütünlüğü içinde yaşamını sürdürmek ister. Bazı aileler zihinsel, bedensel, boşanma ya da ölüm gibi sosyal sorunları nedeniyle aile bütünlüklerini devam ettiremeyip çocuklarının zorunlu ihtiyaçlarını bile karşılayamaz hale gelir. Bazı çocuklar ise biyolojik aileleri tarafından ihmal ve istismara uğramakta olup sağlıklı gelişimi açısından biyolojik ailesinden uzaklaştırılması acil önem teşkil etmektedir. Hangi gerekçe ile olursa olsun ailesinden ayrılarak kurum bakımı altına alınmış olan çocuklara verilebilecek en iyi hizmet onun kendi ailesinin yanında bakımının sağlanabilmesi için gerekli koşullar sağlanana kadar başka bir aile yanında bakımlarının sağlanmasıdır. Bu aile öncelikle akraba yanı olmalıdır. Akrabadan sahip çıkacak kimse yok ise bunu devletin ya da talep edilmesi durumunda devletin uygun göreceği kimseler üstlenmeli. Talepte bulunan koruyucu aileler korumaya aldıkları çocukları evlerinin asil üyesi gibi görüp koruyup kollamalıdır.

Bu nedenle tüm dünyada korumaya muhtaç çocuklar için en çok tercih edilen bakım şekli, ülkemizde de koruyucu aile bakımıdır. Koruyucu aile bakımının, çocuğa sağladığı aile ortamı çocuğun psiko-sosyal gelişiminin sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Çocuklar kendilerini koşulsuz sevebilecek, destekleyecek, güven verebilecek sosyal ve maddi ihtiyaçlarını karşılayabilecek sıcak bir aile ortamına gereksinim duyarlar. Koruyucu aile statüsünde yanımıza aldığımız yavrularımıza hiçbir eksiklik hissettirmeden onları geleceğe hazırlamalıyız. Zira ülkemizin geleceği iyi yetiştirilmiş çocuklardır. Kimsesiz çocukların kimsesi bizler olabiliriz. Bir çocuğun hayatını değiştirdiğimizde bizimde hayatımız değişir. Her çocuk bir mucizedir.” Dedi.

MÜDÜR ACAY: “KARS’TA 440 ÇOCUK KORUNMAYA MUHTAÇ HALE GELMEDEN AİLELER YANINDA DESTEKLENİYOR”

Tanıtım toplantısında konuşan Kars Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Aydın Acay da çeşitli sebeplerle aile bütünlüğü bozulan yani korunmaya muhtaç hale gelen çocukların tarihin her döneminde olduğu gibi günümüzde de olmaya da devam ettiğini söyledi.

Müdür Acay konuşmasında, Kars’ta hali hazırda 440 çocuğun korunmaya muhtaç hale gelmeden aile yanında kaldığına da belirterek, özellikle son yıllarda ülkemizde korunmaya muhtaç çocuklar için sunulan hizmetlerin son derece kaliteli etkin ve verimli olduğuna vurgu yaptı.

Yine Kars’ta 44 çocuğun 8 çocuk evinde kaldığını ve her evde ortalama 6 çocuk bakılmakta olduğunu, yine her evin 3 bakıcı annesi ve 1 grup sorumlusu bulunduğunu belirten Kars Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Aydın Acay, “Korunmaya muhtaç hale gelen çocuklar için bizim önceliklerimiz var. Çocuğu yaşadığı çevreden kopartmadan (tek ebeveyn olabilir, büyük babaları olabilir, büyük anneleri olabilir, neneleri veya dedeleri olabilir, dayıları veya amcaları, teyzeleri veya halaları olabilir) hayatlarını devam ettirmeleridir. Yukarıda saydığımız aile bireylerinden hiç biri yoksa yada çocuğun bakımını üstlenen yoksa çocuğu kurum bakımı altına alıyoruz.  Kurum bakımında ise ülkemizde villa tipi dediğimiz çocuk evleri siteleri, çocuk evleri veya çocuk destek merkezlerinde bakılmaktadırlar. İlimzde ise 44 çocuk 8 çocuk evinde kalmakta ve her evde ortalama 6 çocuk bakılmaktadır yine her evin 3 bakıcı annesi ve 1 grup sorumlusu bulunmaktadır. Bu bakıcı anne arkadaşlarımız evdeki hizmetleri yerine getirmekte grup sorumlusu arkadaşlarımız ise daha çok çocuğun eğitim, sosyal, sportif, kültürel ve mesleki anlamda ki gelişimleri takiplerini yapmaktadırlar.  Yapılan hizmetlere bakıldığında eski sistemdeki yurt veya yuva hizmetleri ile karşılaştırıldığında çok ilerlemeler görülmektedir. Ancak yine de yetmediği görülmektedir.  Çünkü ne yaparsak yapalım ailenin özellikle de anne yada babanın yerini tutamıyoruz.

KORUYUCU AİLE HİZMET MODELİNİN DAHA VERİMLİ OLDUĞU GÖRÜLMEKTEDİR

Son yıllarda gelişmiş birçok ülkede uygulanan ve ülkemizde ise sayın cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın değerli eşleri Emine Erdoğan Hanımefendi himayelerinde başlatılan koruyucu aile hizmet modelinin daha verimli olduğu görülmektedir Bu hizmet modeli ile çocuğun koruma kararı kaldırılmadan. Çocuk evlatlık verilmeden kendi geleceği ile ilgili hakları korunması şartı ile yine devlet koruması altında olup yakın akrabaları veya herhangi bir aile yanında yaşama imkanı sağlanıyor tabi bu durumda iki tarafında rızasının olması gerekiyor hem çocuğun hemde ailenin, bu yaşam biçiminde çocuk bir aile ortamında kalacağı için, çocuğun zihinsel ve ruhsal gelişimine daha olumlu katkı sağladığı görülmektedir. İlimizde ise 2 aile yanında 5 çocuğumuz koruyucu aile hizmeti almaktadır ve bu ailelerin ikisi de yakın akraba koruyucu ailedir. Amacımız bu tür toplantılar ile hem koruyucu ailenin tanıtımını yapmak ve mümkün ise koruyucu aile sayımızı arttırmaktır. Sizler koruyucu aile olmazsanız dahi burada izleyeceğiniz videolar ve sunumlardan sonra emin ki bu konu hakkında bildikleriniz artacak ve çevrenizdeki insanlara anlatabileceksiniz. İstiyoruz ki her çocuğun biyolojik olmasa da bile bir koruyucu ailesi olsun. Ayrıca bugünün 20 Kasım dünya çocuk hakları günü olması münasebeti ile başta şehitlerimizin çocukları ve dezavantajlı çocuklarımız olmak üzere bütün çocuklarımız çocuk hakları gününü kutluyorum” şeklinde konuşmasını tamamladı.