Milli Eğitim Müdürü basınla buluştu
Kars Milli Eğitim Müdürü Yıldırım Alkış basın mensuplarıyla kahvaltılı toplantıda bir araya gelerek ilin eğitim planlarını masaya yatırdı.
Öğretmenevi’ndeki toplantıya Alkış’ın yanında Milli Eğitim Şube Müdürleri Osman Urlunç, Cemalettin Güven, Kars Kuzeydoğu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yücel Sezer, Cemiyet Genel Sekreteri Burhan Akyıldırım, ulusal ve yerel basın temsilcileri katıldı.
1.5 ay önce göreve başlayan Milli Eğitim Müdürü Yıldırım Alkış basınla düzenlediği ilk toplantıda, eğitimde yapılması gerekenler, il ve ilçe okul ziyaretlerinde tespit edilen sorunlar, önümüzdeki süreçte uygulanacak projeler ve eğitimde adalet sistemiyle ilgili bir dizi konuyu ele aldı.
Milli Eğitimin çok önemli olduğunu söyleyen Alkış, sadece milli eğitim müdürleri, şube müdürleri, okul müdürleri veya öğretmenleri değil, herkesi yakından ilgilendirdiğini belirtti. Basın mensuplarını, diğer kamu kurum ve kuruluşlarını da çok ilgilendiren eğitimin, çocuğu olan herkesi de ilgilendirdiğini ifade eden Alkış, böylelikle eğitimin olmazsa olduğunu bir kez daha vurguladı.
Nereye gidilse, hangi kuruma bakılsa, hangi problem kaldırılsa “Eğitimsizlik, ya da eğitim şart” gibi sözler sarf edildiğine de dikkat çeken Alkış, bu memleketin bir adım daha öteye gitmesi için özelde de Kars’ın bir adım daha öteye gitmesi için eğitimin şart olduğunu fakat bunun slogandan daha öteye gitmesi gerektiğinin de altını çizdi.
KARS İÇİN NE YAPABİLİRİZ?
Alkış, geride kalan Şubat ayının proje ayı olduğunu, tüm kurumlarla ve üniversiteyle, STK’larla görüşüldüğünü, medya aracılığıyla duyurulduğunu hatırlatarak, “Dedik ki arkadaşlar siz Kars’ta yaşıyorsunuz. Kars’ın da eğitimle ilgili problemlerini çok iyi biliyorsunuz. Hepinizin de kendine göre çözüm önerileri var. Öyleyse lütfen bu bilgilerinizi bizimle paylaşın. Gerçekten de çok olumlu dönüşler oldu. Şu anda da biriken bu proje dosyalarının tahliliyle uğraşıyoruz. Çok ilginç ve yerinde güzel tespitler geldi. Bizde bunlardan yola çıkarak ‘Kars için ne yapabiliriz?’ ele alıyoruz. Bizler Kars’a hizmet etmek istiyoruz. Kars gerçekten de çok önemli bir il. Şehir medeniyeti, tarihi, kültürü olan köklü bir şehir ama buraya gelmeden önce basından takip ettiğim kadarıyla aynı ivmeyle devam edememiş ve bir duraksama yaşamış. Şimdi ben arkadaşlarımla bir öz eleştiri yaptığımda diyorum ki, Doğu ve Güneydoğu illerine bakıldığında öğretmen ihtiyacı en az olan ilimiz Kars. derslik ihtiyacı en az olan ilimizde Kars. Ama; sınavlardaki yansımasına bakarsak istediğimiz oranda yansımayan ilimizde Kars. bunun de sebebini bulmamız lazım ve çözümünü üretmemiz lazım.” diye konuştu.
HİÇBİR ÖĞRETMENİ ÇOK HAKLI BİR MAZERETİ OLMADIKÇA YERİNDEN OYNATMAMAYA GAYRET ETTİK
“Göreve başladıktan sonra bizimle birlikte 466 yeni öğretmenimizde görev başladı” diyen Alkış, “Bu öğretmen arkadaşlarımız uyum seminerlerinin ardından görev yerlerine gittiler. Elimizden geldiğince hiçbir öğretmeni çok haklı bir mazereti olmadıkça yerinden oynatmamaya gayret ettik. Mümkün olduğunca öğretmenlerimizin okullarının bulunduğu yerde ikamet etmesini adeta zorladık. Kalacak yer yoksa, ev yoksa, lojman yoksa o zamanda ilçeden veya ilden geliş-gidiş yapabilmelerini sağladık. Çok çok haklı bir gerekçesi olmadıkça da, raporu veya eş durumu olmadıkça da hiç kimseyi yerinden oynatmadık.” şeklinde konuştu.
ÖNCE İNSAN VE ADALET
Önce insan unsurundan yola çıktıklarını, bunu her zaman kendilerine şiar edindiklerini de kaydeden Alkış, bulunda sloganda kalmamasını, uygulamaya geçmesini arzuladıklarını ifade ederek, “Biz bir insan kardeşliğinden bahsettik. Yeni her şeyin üzerinde insan olacak ve adalet olacak. Şu anda 300 civarında ücretli öğretmenimiz var. Tabi bu sayı peyderpey aşağı düşecek. ‘Peki ücretli öğretmenler ne olacak?’ denildiğinde bu bilindiği gibi ülke politikası. İnşallah onlarda sınava girerler ve kazanır kadrolarını alırlar. İlçe gezilerimizde şunu fark ettim. Kars merkez ile ilçeler birbirine çok benzeşiyor. Artılar, eksiler var ama merkezle ilçeler arasında bir uçurum yok. Denetmen arkadaşlarımızla, ilçe milli eğitim müdürlerimizle, gittiğimiz ilçelerde kurum müdürleriyle, öğretmenlerle, öğrencilerle ve velilerle bir araya geldik. Sadece konuşmadım. Aynı zamanda da o arkadaşları dinledim. Çok da olumlu dönüşler aldım.Önce rehberlik yapacağız ama denetimde olacak. Yüzde 99 rehberlik, ödül, yüzde 1’de gerekiyorsa tabi ki ceza. Yani adaletin gereği; yapanla yapmayan, çalışanla çalışmayanı bir tutarsak o zaman olmuz. Mutlaka denetim mekanizması da çalışacak.” dedi.
BUDAK’I UNUTMADI
Bir önceki Milli Eğitim Müdürü Fevzi Budak’ı da unutmayan Alkış, “Ben buraya gelmeden basından “Fevzi Budak giderayak ilimize iki okul kazandırdı” haberini okumuştum. O okullardan birisi Bilim Sanat Merkezi idi ve şu an resmen açıldı. Fakat biraz onarım işi var İnşallah onu da telafi edeceğiz. Ama şu an aktif yani fiilen var. Ancak Sosyal Bilimler lisesi olarak açmayı düşünülen daha önce Üniversitenin kullandığı Sağlık Yüksek Okulu’nde çok ciddi sıkıntılar var. Şu anda incelemede. Büyük bir ihtimalle incelemenin neticesi çürük raporu gelecek. Biz içine girdik, gezdik ve gördük ki normal bir insan bakışıyla bile endişe verici. Çok ciddi çökmeler var. Ne yapılacağı konusunda elbette ki raporun neticesinde karar verilecek. Bununla ilgili yeni bir karar almamız gerekebilir.” ifadelerini kullandı.
OKULLAR HAYAT OLSUN
Tüm okullarda gerek proje aşamasında gerekse diğer konularda yazıştıklarını, ülke genelinde güzel örnekler çalışması olduğunu hatırlatan Alkış, bunu il bazında da hayata geçirmeyi planladıklarını anlattı. Güzel örnekleri bulup değerlendirmeyi hedeflediklerini de kaydeden Alkış, şunları söyledi:
“Okullar hayat Olsun projesi kapsamında çalışmalar yapacağız. Biz okullarımızı halktan soyutladık. Arkadaşlara diyordum ki ‘komşunun çok önemli toplantısı varsa, çok önemli bir töreni varsa okulu kullansa ne olur?’ Baktık ki hiçbir şey olmaz. Gelsin icabında törenini, toplantısını, yemeğini, nişanını okulumuzda yapsın. Ya da basın mensupları bir toplantısını uygun gördükleri bir okulda yapsın. Belediyemiz, muhtarımız okulda yapsın toplantısını. Yani biz özet olarak şunu diyoruz; Bizim öğretmenlerimiz ve idarecilerimiz sadece okulun idarecisi veya öğretmeni değil, mahallenin veya köyün de öğretmeni ve idarecisidir. Okulumuzda sadece öğretmenlerimizin okulu değil, mahallenin, köyün, şehrin okuludur. O zaman çok daha rahat bir iletişim ve organize olunacaktır. Böylelikle de sahiplik duygusu gelişecek. Köyde toplantısı veya nişanı olan sadece okul aile birliği ile görüşecek ve işini görecek. Okul aile birlikleri gerekirse masraflarla ilgili cüzi bir talepte bulunabilir de bulunmayabilir de. Bu okul aile birliklerinin vereceği karardır. Okulda düğünü yapabilir, toplantısını yapabilir, misafirini bile kabul edebilir. Okulun öğrencisi olmayanlar bile gelip okulun bahçesini kullanabilirler. Mesai saatleri dışında öğretmenlerimiz okullu olmayan çocuklara ayırdığı zamanla ilgili ücret bile alabilecekler. Bunun şu anda çalışması devam ediyor. Kütüphanelerimiz, laboratuarlarımız vatandaşın hizmetinde olacak. Yani mahalleli canı isteği zaman kıraathaneye gider gibi okulun kütüphanesine gidip kitaplarından yararlanabilecek. Oturup internetinden, yazıcısından yararlanabilecek. Yani bakanlığımızın “Okullar hayat Olsun” projesi böyle imkanları da getirecek. Tabi bu da kontrollü olacak. Okulu halka açıyoruz diye kontrolsüz girişler olmayacak. Vatandaşlar okullardan azami derecede yararlanabilecekler.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.