Ödül: “2 bine yakın ruhsatlı ilacın yarısı antibiyotik”
Kars Bölgesi Veteriner Hekimler Odası Başkanı Ercan Ödül’ün 18-24 Kasım “Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası” dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin dünyada antibiyotiği en çok kullanan ülkelerden biri olduğunu söyledi.
Türkiye’de kullanılan 2 bine yakın ruhsatlı ilacın yarısının antibiyotik olduğunun altını çizen Ödül, “Antibiyotikler hayvanlara sadece veteriner hekimlerin kontrolü altında verilmeli, büyüme faktörü olarak veya hastalıkları önlemek için antibiyotik kullanılmamalıdır. Antibiyotik ihtiyacını azaltmak için hayvanlar aşılanmalı ve gerekirse antibiyotiklere alternatif uygulamalardan yararlanılmalıdır” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından alınan kararla 18 Kasım’ın içinde yer aldığı haftanın ‘Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası’ olarak kutlandığını, bununla birlikte Avrupa düzeyinde ise 18 Kasım tarihinin ‘Antibiyotik Farkındalık Günü’ olarak devam ettiğini belirten Kars Bölgesi Veteriner Hekimler Odası Başkanı Ercan Ödül, “Antibiyotik farkındalığı yaklaşımının en önemli parçası kuşkusuz, antimikrobiyal direnç kavramıdır” dedi.
Ödül, ANTİBİYOTİK’İ TANIMLADI
Kemoterapinin, konakçıya zarar vermeksizin veya çok az zarar vererek vücudunda bulunan bakteri, iç ve dış parazit, virüs, protozoa gibi zararlıların gelişmesini durduran veya öldüren maddelerle yapılan bir sağaltım şekli olduğunu anlatan Ödül, “Çeşitli mikroorganizmaların sentezleyip kültür ortamına salıverdikleri maddelerle diğer hastalık yapıcı etkenlerin gelişmesini engellemeleri veya öldürmeleri antibiyotik terimi ile ifade edilir. Antibiyotikler; Antibakteriyel ilaçlar olarak da bilinirler; bakteri, rickettsia, chlamydia, bazı iç ve dış parazitlere karşı etkilidirler” bilgisini verdi.
“ANTİBİYOTİKLER HANGİ AMAÇLARLA KULLANILIR?”
Ödül, bu soruya şu yanıtı verdi: “Öncelikle hasta hayvanların tedavi edilmeleri gerektiği için kullanılan antibiyotikler, enfeksiyöz hastalıklarla mücadele ve bulaşıcı hastalıklarda bakteriyel etkenin yayılmasını önlemektedir.”
Hastalıkların tedavisini, “Profilaksi, Hastalıkların yayılmasını önleme, Zoonoz hastalıkların insanlara geçişini önleme, Yüksek kalitede ve güvenilir hayvansal gıda, Gıda kaynaklı hastalıklardan korunma” olarak tanımlayan Ercan Ödül, antibiyotik tüketim boyutu konusunda da şu bilgiyi verdi:
“2019 yılı Eylül itibariyle Ülkemizde Veteriner hekimliğinde ruhsatlı ürün sayısı bin 853’tür. Bunlarında 848’ü antibakteriyel ilaçtır. İnsan hekimliğinde antibiyotik kullanımı yönüyle OECD verileriyle (2015 yılı için) Türkiye ilk sırada yer almaktadır. Antibiyotik direnci konusunda ise Yunanistan’dan sonra 2. sıradadır. ABD’de üretilen antibiyotiklerin %70’i (15-25 bin ton) hayvan yetiştiriciliğinde tedavi dışı amaçlarla kullanılmaktadır. ABD’de hayvancılık alanında antibiyotik kullanımı, tıp alanındaki tüketimin 8 katıdır. 2010 yılı itibariyle tüm Dünya’da çiftlik hayvanlarında en az 63.200 ton antibiyotik kullanıldığı ifade edilmektedir. Dünyada nüfusun artması ve gıdaya olan talebin de yükselmesi, sonuçta antimikrobiyallerin kullanımının da artmasına neden olacaktır. Bu doğrultuda olacak şekilde 2010 yılından 2030 yılına kadar % 67’lik bir artışın olacağı tahmin edilmektedir.”
ANTİBİYOTİK DİRENCİ
Ödül , açıklamasında; antibiyotik direncinin ne olduğunu, halk sağlığı yönüyle antibiyotik direncinin önemi hakkında şu bilgiyi verdi:
“Patojen mikroorganizma veya suşun, antimikrobiyal (antibiyotik, antifungal, antiviral, antimalaryal ve antelmintik) ilacın kullanıldığı doz aralığında, ilaç tarafından etkilenmemesi direnç olarak tanımlanır. Direnç bakteri ve diğer mikroorganizmaların bir özelliği olup, genel anlamıyla onların ilaç (antibiyotik) tarafından etkilenmemesi demektir. Antibiyotiklere dirençli bakteriler bir yandan kendisine önceden etkili ilaçların etkinliğini ve sağaltımın yararlılığını azaltırken, bir yandan da hayvandan hayvana veya hayvandan insana geçen hastalıkların yaygınlaşmasına yol açarlar. Bu yönden konu, halk sağlığı bakımından da çok önemlidir. Antibiyotiklere dirençli bakterilerden kaynaklanacak şekilde AB ülkelerinde her yıl en az 25 bin insanda ölüm vakası görülmektedir. ABD’de ise bu sayının CDC kayıtlarına göre en az 23 bin olduğu bildirilmektedir. Yine konunun önemini ortaya koymak adına AB, ABD ve Hindistan verileri ile dünyada her 4 dakikada 1 insan antibiyotik dirençli mikroorganizmaların oluşturduğu hastalıklardan ölmektedir. Hindistan’da ise bu sayı çocuklarda 9 dakikada bir ölüm şeklindedir. Yine bu konuda ileriye dönük yapılan bir çalışmada; İngiltere’de 2014 yılı itibariyle gündeme gelmiş ve 2 yıllık bir çalışma sonunda ekonomist Jim O’Neil tarafından hazırlanan raporda eğer önlem alınmazsa antibiyotik dirençli bakterilerden ileri gelen hastalıklardan dolayı 2050 yılına kadar 10 milyon insanın öleceği” ifade edilmiştir.”
Kars Bölgesi Veteriner Hekimler Odası Başkanı Ercan Ödül, antibiyotik direncinin nedenleri hakkında şu açıklamayı yaptı:
“Antibiyotiklerin antibiyogram yapılmadan ve rastgele dozlarla insan ve hayvanlara verilmesi. Kaliteli ve etkin antibiyotikler yerine düşük kalitede antibiyotiklerin kullanılması. İnsan ve hayvanlarda hastalık önleme ve kontrol stratejilerindeki eksiklikler. Küresel antibiyotik kalıntı tarama ve izleme programlarındaki yetersizlikler. Ulusal ve uluslararası düzeyde kanun desteği ve işbirliğinin eksikliği. Yeni ürün araştırma ve geliştirilmesinde eksiklikler.”
ANTİBİYOTİK DİRENCİNİN AKTARMA YOLLARI
Ödül, antibiyotik direncinin hangi yollarla aktarıldığı konusunda şunları söyledi: “Hayvansal ürünler. Dışkı ve benzeri hayvansal atıklar. Kontamine su ve toprak. Hayvansal ürünlerin hazırlandığı kontamine yüzeyler. Bazı olaylarda hayvansal üretim tesisleri çevresindeki sinek ve haşereler. İnsanların seyahat etme kolaylığı ve sıklığı.”
Veteriner hekimlikte antibiyotik gereksinimini azaltmak için hastalıkların sürekli kontrol edilmesini ve antibiyotik kullanımının yanı sıra bütüncül (holistik) yaklaşımlarda bulunulmasını öneren Ödül hedefin, antibiyotiklerin sağaltıcı etkisini yükseltmek ve dirençli mikroorganizmaların oluşumunu en aza indirmek olması gerektiğinin altını çizdi.
“TEK SAĞLIK İÇİN TEK SES”
Kars Bölgesi Veteriner Hekimler Odası Başkanı Ercan Ödül, açıklamasının sonunda şu görüşleri dile getirdi:
“Antibiyotikler sadece hekimler tarafından reçete edildiğinde kullanılmalı, hiçbir zaman başkalarının antibiyotikleri kullanılmamalı ve antibiyotikler başkalarına verilmemelidir. Enfeksiyonlar; ellerin düzenli yıkanarak, yiyeceklerin hijyenik olarak hazırlanarak, hasta insanlarla yakın temastan kaçınarak ve aşılar düzenli yaptırılarak engellenebilir. Dolayısıyla hastalıkların önlenebilmesi için temel hijyen bilinci arttırılmalıdır. Enfeksiyon önleme ve kontrol tedbirlerinin politikaları, programları ve uygulanması etkin kılınmalı, kaliteli ilaçların uygun bir şekilde kullanılması ve satışı düzenlenmeli ve teşvik edilmeli, bu konuda bilgilendirme çalışmaları yapılmalıdır. Sadece ihtiyaç duyulduğunda antibiyotikler reçetelenmeli ve uygulanmalı, hastalara antibiyotiklerin doğru şekilde alınması, antibiyotik direnci ve yanlış kullanımın tehlikeleri hakkında bilgi verilmelidir. Yeni antibiyotiklerin, aşıların ve diğer araçların araştırma ve geliştirme yatırımları artırılmalıdır. Antibiyotikler hayvanlara sadece veteriner hekimlerin kontrolü altında verilmeli, büyüme faktörü olarak veya hastalıkları önlemek için antibiyotik kullanılmamalıdır. Antibiyotik ihtiyacını azaltmak için hayvanlar aşılanmalı ve gerekirse antibiyotiklere alternatif uygulamalardan yararlanılmalıdır.
Dünya Antibiyotik Farkındalık haftasında Hükümetlerin Tek Sağlık yaklaşımını benimsemelerini veya güçlendirmelerini teşvik etmek için Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Avrupa ve Orta Asya Bölge Ofisi ve Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü Orta Asya Alt Bölge Temsilciliği ile güçlerini birleştiriyor. Antibiyotiklerin Veteriner sahada enfeksiyonların tedavisi yanında büyümeyi stimüle etmek ve enfeksiyonlara karşı koruyucu amaçla daha fazla kullanılması. Aynı antibiyotik guruplarının hem insanlarda hem de gıda değeri olan hayvanlarda kullanılıyor olması. Gıda zincirinin hem hastalıkların önlenmesi hem de ilaç kalıntısı konusunda yerinin yadsınamayacak değerde olması. Antimikrobiyal Direnci önleme noktasında yapılacak çalışmalar tek sağlık yaklaşımı içerisinde ele alınmalı, yürütülecek çalışmalar bir merkezde toplanarak koordinasyon sağlanmalıdır. Sorun, kısa vadeli bir yaklaşımla çözülebilecek nitelikte değildir. Dolayısıyla uzun süreli mücadeleyi hedef alacak bir kararlılıkla çalışmalar gerçekleştirilmelidir.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.