Olgunlu, “Kars’a kültürden yoksun turizm girmemeli!”
Anadolu Kültür Tarihçisi Ali Canip Olgunlu, turizm ile kültür arasında önemli bir bağ kurmak gerektiğine dikkat çekerek, kültürden yoksun turizmin şehrin öne çıkan değerlerini yıprattığını söyledi.
Tacettin DURMUŞ
Olgunlu, Anadolu’nun birçok şehrinde olduğu gibi Kars’ta da, kültürden yoksun turizm faaliyetlerinin yapıldığını belirterek, kültürden yoksun bir turizmin her şeyi değersizleştirdiğini de ileri sürdü.
Kültürden bestelenen turizmin ülkeyi tanıttığını ve sevdirdiğini, kültürden yoksun turizmin ise bu ülkeyi veya Kars’ı sadece turistlere gezdirdiğini ifade eden Olgunlu, turizmcilerin kültür insanlarını dinlemeleri gerektiğinin de altını çizdi.
Turizmin ‘servis’, kültürün ise ‘işin mayası’ olduğunu ve aynı zamanda turizmi nitelikli ve nicelikli insanların yapması gerektiğini de söyleyen Ali Canip Olgunlu, “Kültür, her şeyin varlık nedenidir. Sanat ise onun göstergesidir. Bir toplum şayet bütünsel anlamda kültürel miraslarına sahip çıkabilmeyi arzu ediyor ise ki etmelidir; mutlaka kültürel katmanlar arasında bağ kurmak durumundadır. Modern Türkiye Cumhuriyeti ile Osmanlı, Osmanlı ile Roma, Roma ile Helenistik dönemden aşağı doğru indiğimizde katman katman Göbekli Tepe’ye kadar gideriz. Yeryüzünde hiçbir coğrafya yoktur ki; sanayisi, insanın nezaketini ve zarafetini en üst seviyede ortaya koyan sadece kültür olabilsin. O coğrafya da açık ara Anadolu’dur. Dolayısıyla Kars odaklı Anadolu’muzun tamamı bir kültür coğrafyasıdır. Bu kültür coğrafyasını koruyabilmek için önce bizim, bizi öğrenmemiz ve tanımamız gerekir. Anadolu’daki tapınaklar da bizimdir, Homeros’un bizim olduğu gibi, camiler de, kiliseler de, cem evleri de bizimdir, Pir Hacı Bektaşi Veli'nin bizim olduğu gibi Yunus da bizimdir, Herodot da bizimdir. Bu manada ülkemizin de, Kars’ın da, Anadolusuzun da sanayisi kültürdür.
TURİZM İLE KÜLTÜR ARASINDA BİR BAĞ KURMAK GEREKİR
Turizm ile kültür arasında bir bağ kurmak gerekir ise ülkemizin doğusundan egesine, kuzeyinden güneyine her yerde; gerek coğrafi güzellikler, gerekse kültürel miras eserleri oldukça çeşitli ve zengindir. Bizlerin Anadolu'ya davet ettiğimiz turistlerimize ve Anadolu'daki Anadoluları, Anadolu'yu tanıtılabilmemiz için kültürden beslenmemiz gerekir. Kültürden yoksun bir turizm yıpratır. Kültürden yoksun bir Turizm her şeyi değersizleştirir. Kültür adı üstündedir o yapıcıdır ve yapar. Turizm ise elbette olmalıdır ancak turizmciler kültür insanlarını dinlemediler. Onların önerilerini hemen hayata geçirmelidirler. Çünkü turizm servistir, kültür ise işin mayasıdır. Turizmci dostlar bir şeyi servis yaparlarken neyin ne olduğunu bilmezler ise yıpratırlar. Kültürden beslenen turizm ülkeyi tanıtır ve sevdirir. Kültürden yoksun turizm ise sadece bu ülkeyi gezdirir. Gezenler unuturlar hiçbir katkı sağlamazlar ama sevenler katkı sağlarlar.
ANADOLU'YA KÜLTÜRDEN YOKSUN TURİZM GİREMEZ
O yüzden slogan şu olmalıdır; ‘Anadolu'ya kültürden yoksun Turizm giremez!’ Ülkenin her yerinde öyle bir kültürel derinlik olmalı ki; gelen insanlar bir daha bir daha bir daha çok sevdiklerinden dolayı bir daha gelebilsinler. Bu maksatla Kars’ın da ülkemizin de genel problemi budur.
ANADOLU’DA TEK BİR KENT YOKTUR, ŞEHİRLER VARDIR. KARS’TA BİR KENT DEĞİL ŞEHİRDİR
Kültür ve turizmin az da olsa bir bağ kuramamasının bir örneğini vereyim: Benim hayatım Anadolu'da geçti. Her zaman ‘kent’ kavramından yıldım. Anadolu'da kent yoktur ve olamaz, şehirler vardır. Şehirler tarihidir ve şehirler yataydır. Şehirler sıcaktır ama kentler soğuktur ve dikine dikine giden modern çağın tasarımlarıdır. Kars’ta bir kent değil şehirdir. Ani de; ‘Ani Harabeleri, Ani Ören Yeri, Ani Antik Kenti’ değildir. Ani’ye harabe diyenler artık susmalıdır. Ani bir Ortaçağ şehridir.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI AYRI OLMALIDIR
Ülkede Turizm ve Kültür Bakanlığı ayrı olmalıdır. Bu iki bakanlık birbirinden ayrılmalıdır. Kültür Bakanı son derece derin ve yüksek birikimli olacak ama Turizm Bakanı da çok iyi bir iş adamı olacak. Ama Kültür Bakanlığından yoksundur. Ve bu iki bakanlık birbirinden ayrılmalıdır. Kültür Bakanı der neyin ne olduğunu; Turizm Bakanı da ona göre ülkeyi inşa ve servis eder. Ülkemizin her yerinde olduğu gibi Kars’ta da bütünsel anlamda kültürel miras eserlerimizi önce ayağa kaldırmalıyız. Akabinde de misafirlerimizi Kars’a davet edeceğiz. Çünkü eğer şehir hazır değilse davet ettiklerimiz gelirler ‘bu muymuş’ diye hayal kırıklığıyla geri giderler. Bu manada hazırlıklar yapılır ise turistler gelirler ve keyif alırlar ama hazırlıklar yapılmaz ise bin bir zahmet ile buraya getirdiğimiz insanların her biri birer turizm elçisidirler. Ama onlar ‘umduğumuz gibi değilmiş’ diye buradan geri giderler.
KARS, MARKA DEĞERİNİ KORUMALIDIR!
Hizmet sektöründe de bu şehrin markaları vardır. Kars, bir markadır. Peynir de bir markadır. Bu marka değerini korumamız lazım. Ama kültür olduğu zaman kültür bunları koruyarak servis verir. Ama Turizm Kars’a girdiği zaman bir peynirci yerine 100 tane peynirci daha açılır. Bu da peynirin marka değerini düşürür. Çünkü turizmci sadece satma derdindir. Kültür ise tanıtma ve sunma derdindedir. Bu ülkenin de Kars’ın da bir kanayan yarasıdır. Bu durum sadece Kars’ta değil Ege, Akdeniz, Trabzon, Manisa, Uşak, Antep ve birçok yer için geçerlidir. Marka değerini korusan markalaşırsın. Ama Kars’a gelen bugün 2 kilo peynir alır, daha sonra bu ne biçim peynir, bu ne biçim halı bu nasıl hizmet der ve gider bir daha da geri gelmez. Bu ülkede yaşayan herkesin bu ülkeye bir vefa borcu vardır. Vefa borcu da önce bizi bize tanıtmak, akabinde de dışarıdan gelecek olan dostlarımıza bu ülkeyi sevdirmektir.” dedi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.