1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. "Olmadı Candan Badem"
Olmadı Candan Badem

"Olmadı Candan Badem"

Fotoğraf sanatçısı ve araştırmacı yazar Yıldırım Öztürkkan, Candan Badem'in “Çarlık Rusyası Yönetiminde Kars Vilayeti” kitabını ağır bir dille eleştirdi.

A+A-

“Sevinçle okumaya başladığım kitabı hüsranla kapattım.” diyen Öztürkkan, “övgü ile söz edilen kitapta hiç yanlış yok mu” dedi ve yanlışları ortaya koydu.

 

Yıldırım Öztürkkan’ın kaleminden işte o yazı :

 

20’ye yakın bilim adamı yanlış yazmış ; ama ne hikmetse Candan Badem hep doğru yazmış.

İşte size övgü ile söz edilen şahsın doğru mu yanlış mı  cetvelinden birkaçı :

 

Candan Badem derki Ruslar Kars’ı işgal ettikleri dönemde  camilere yardım yapmış dini vecibelerini yerine getirmek için vatandaşı sıkmamış bütün camiler açık” ama verdiği istatistikler öyle söylemediği gibi  mevcut camilerin sistemli bir şekilde kapandığını görmek istemez herhalde. Hafız Kurban Yurtseven hocamızın söyledikleri doğru diye kendisi teyit eder ; ama Hafız Kurban’ın  şiirini görmezden gelir. Tamamı 12 kıtadır. Evliya Camiini Tavla ettiklerini niye yazmaz.

 

Kafir Moskof  tavla etmiş burayı

İki buçuk yıldır giymiş karayı

Kesmişler atlara yer yer arayı

Bozulmuş Minber buldum ben bugün.    

           

Bozulmuş bahçesi gübreyle dolmuş

Güzel medresesi virane olmuş.

halı, kilimin çalmış(Afiser- Rus Subayı)

Kuru taş duvara geldim ben bugün

.

Dokuz yüz  seneden kalma alemler

Anların yağması verir elemler

Bu zulmü şerh edemez kalemler,

Yad ederek bağrım deldim ben bugün.

 

Candan Badem der ki  :

 

1879’da ahaliyi göçe zorlarlar,  göçen şahıslara her ne hikmetse mülklerinin parasını öderler .

 

Bu nasıl bir savaştır ki : Gideceksin   o bölgeyi savaşla alacaksın  içinde yaşayanlara sizin mülkünüzün değeri bu kadar alın paranız diyeceksiniz. Göç edenler yalan söylüyor da yazarımız doğru  biliyor.

 

İşte bir örnek  :

 

Karahanoğulları Kars’ın en zengin insanlarındandır. Kazımpaşa, Halitpaşa kavşağında süper bir dükkanları var.  O zaman tam olarak Rus yıkımı başlamamış (1890’ da başlar  )  bu şahısların mülküne hiçbir istimlak bedeli ödenmeden, Kaleiçi’ndeki 3 katlı konağı Rus hükümet konağı yapmışlar mülkleri sökülmüş gözleri yaşlı bir şekilde mecburen  Erzurum’a göç etmişler . Kaynak Karahanoğlu tarihçesi Müştak Hatifi Karahanoğlu-Fahrettin Kırzıoğlu

 

Candan Badem derki Çalıştırdıkları  işçilere para veriliyor.”

 

Ruslar, Kars ilindeki Türkleri türlü yollarla yok etmeye ve buralardaki eski Türk yapıları, anıtları birer bahane ile yıkmışlardır. Rus cephe kumandanlığı emriyle Kars ilindeki erkekler, jandarma ve kazak kuvvetleriyle toplattırılarak, Kars tabya ve yeni tahkimat işlerinde, şoselerde, yol boyları ve köprü inşaatlarında zorla çalıştırıyorlardı. Yollarda ırgat olarak çalıştırılan Türklerin ayda bir defa bile evlerine gidip yıkanma ve çamaşırlarını değiştirmelerine bile izin verilmeden zorla çalıştırılmış yol ve barınak çadırlarından ayrılanlar kurşuna dizilirmiş bu yüzden korkunç  bir bit salgını yüzünden  ilerleyen tifüs  binlerce kişinin ölümüne sebep olmuştur.  Bu çalışanlar içinde bulunan Kağızmanlı Âşık Sezai yi bu sıradaki Rus imha siyasetiyle zulmünü ve bitlerden çekilen zorluk ile uğranılan felaketi şu gülünç destanla bizlere anlatmaktadır.” [1]

 

Moskofların yollarda zorla çalıştırdığı Türkleri Kıran Bitlerin destanı  

 

Kehle ordusunun destanıdır bu

Dinle candan vasf-i hali bitlerin

Felek kesesinden bir gün aparmış

Çekilmiyor derdi deli bitlerin.

 

Kafir Urus, etmiş İslam’ı bende

Koymadı er kişi Kars, Kağızman’da

Çalıştırır şoşta, yolda her yanda

Açıldı hoş-baht-ı bitlerin

 

Çevirdiler ırgatların yanların

Karınca tek sardı girbanların

İlikten, damardan emdi kanların

Uzandı kuyruğu ölü bitlerin.

 

Yaktı bu canım leyl ile nehar

Dalımadan  aşağı su gibi akar

Koltuğumdan girer boynumdan çıkar

Her yana plandır yolu bitlerin.

 

Bir yere cem olduk İslam fahlesi

Olduk ocak-yakmaz müflis mahallesi

Kimi kara kara camış kehlesi

Kimi ince, ince beli bitlerin.

 

Kendine bir yonga buldu her uşak

Kaşanmadan mecal yok ki konuşak

Sirkeler büyüdü oldu yavuşak

Günden güne artar dölü bitlerin.

 

Yaktız bu canımı vay garip kuşlar

Yataktan yatağa yolları işler

Karınca tek gezer, yılan tek dişler

Akrepten beterdir mili bitlerin.

 

Kimseler görmedi böyle bir hikmet

“Saldat”lar dan   beter verirler zahmet

Hasmı sabun imiş su ile avrat

Onunçün dili uzundur bitlerin.

 

Nerede ataş yansa sürer tütüne

Cem olurlar yatakların altına

Zalimler kanıktır insan etine

Dönüptür kütüğe dalı bitlerin.

 

Gezdikçe ayağı dikene benzer 

İnsanın ömrünü sökene benzer

Yedi yıl ısıtma çekene benzer

Her kime dokunsa yeli bitlerin.

 

Urus’un başına belalar yağa

Zulmü işledi dağ ile taşa

Niçe bin yiğidi saldı toprağa

Ünü aştı Rüstem –Zal’ı bitlerin

 

Sararttılar sezayi’nin gül rengin

Kaşınmadan yiyebilmez çömleğin

Ekleder etini sarar gömleğin

Kime yetişirse eli bitlerin… Bu şiir para verilmediğinin belgesidir.    

 

Candan Badem derki :

 

Vezin köyü “ Vezir köyü imiş”   oysa  bu köy 1579 yılında III. Murad tarafından Zeamet  olarak  Vaizoğlu ailesine devlet tarafından verilmiştir.

 

Candan Badem derki :

 

Duhoborları “Doukhobor” yazıyorlar…

 

Candan Badem Kitabında 15’e yakın Profesör’ü beğenmez (profesörlük markette satıldığı için beğenmeyebilir.) Bizim Türk yazarları beğenmiyor. O zaman ikna edici olsun diye kendisine  Doukhobor olan bir yazar ve kitabının adını vereyim. Bu şahıs demek ki Bağlı olduğu milliyeti  bile söyleyemiyor .

 

 Spirit Wrestlers Doukhobor Pioneers strategies for living

Koozma J.Tarasoff

 

Candan Badem derki :

 

Malakanlar Rusyadan başka yere gitmemişler

 

Nasıl oluyor da Amerika kıtasında  değişik eyaletlerde  bulunmaktadırlar. Üstteki kitap Kars’tan  Meksikaya giden  Doukhobor vatandaşındır.

 

Candan Badem derki :

 

“Kars’ın ızgara plan’ından başka  neyi var “

 

Ordinaryüs Prof Zeki Velidi Togan 1964 yılında Kars Kalesi’nden şehre doğru baktığında şu ifadeyi kullanır : “Sanat düşmanı Rus idaresi 1890 yılında  şehri saran 220  burçluk dış surları sökerek Osmanlının Han, Hamam, dükkan ve Camilerini sökmüşlerdir. Bin yıllık Selçuklu ve Osmanlı kentini 40 yıllık kara günlerde mahvederek şehrin dokusunu bozmuşlardır”. Kars ili ve çevresinde Ermenilerin kültür terörünü görüp de yazmayan  Candan Badem, Rohat Alakom’un Kitabında Ermenilerin şehri nasıl ateşe verdiklerini , şekerlerin bile ele geçmesini istemeyen Ermeniler, Caddelere Kar yağmışçasına septiklerini görmezden gelir.

 

Bunun içindir ki Kars’ta Osmanlı ve Selçuklu Eserleri azdır eğer bunlar sistemli bir şekilde  yok edilmeseydi  Candan şimdi ızgara planının dan övgü ile  bahsedemezdi.

 

Kars da 1910 yılındaki Çar tarafından açılışı yapılan13 metre yüksekliğindeki  Anıt’ın Kaidesindeki Rus generallerini yazar ; ama  üstündeki figürleri niye yazmak istemez.?

 

Onu da ben yazayım kitabına katkı olur.

 

Burada “kırk yıllık kara günler” dediğimiz işgal yıllarında, Rus ve Ermenilerin, şimdi Kars’ta “Fethiye Camii” olarak adlandırılan kilisenin meydanına diktikleri devasa abidenin üzerindeki heykeller, rölyefler ve semboller hatırlanmalıdır. Ünlü Kars Heykeli’nin üzerinde ne güvercin uçuran bir Rus askeri ne de elinde çiçek buketi bulunan Ermeni kızları varmış. Sanat kompleksinin ortasında yer alan kaidenin üzerinde bronz ve granitten iki heykel varmış. Bunlardan biri Kars kalesine Rus bayrağını çeken askerin heykeli imiş. Bu Rus askerinin figürü, ayağının altında Osmanlı sancağı ve elinde Rus bayrağı, Erzurum-İstanbul yönüne ilerleyen şekildeymiş. İkinci heykelin figürü ise Çarlığı temsil eden bir kartalın, gönderini kırarak düşürdüğü Türk bayrağını gagası ve pençeleriyle parçalıyor hâldeymiş. Kilisenin meydanındaki bu kocaman abidenin etrafına ise Osmanlı topları diziliymiş. Abidenin ve kilisenin açılışına gelen Çar II. Nikolay’ın emri ile bu toplar ters olarak sıralanmıştı. Bundan murad, kiliseyi ve abideyi görmeğe gelen kimselerin topların üzerindeki Osmanlı tuğralarını görerek Türklere ait olduğunu anlamalarını temin etmekmiş!

 

Şimdilik bu kadar…

 

Eleştirmek kolay, Bir insan birisini eleştirirken, en az onun seviyesinde olması lazım değil mi ? 20’ye yakın ilim adamını beğenmezseniz sizi hiç kimse beğenmez. Not : Prof. Dr. M.  Fahrettin Kırzıoğlu 5-6 üniversiteye 1 milyona yakın kitap bağışlamış olup, sizin saçınızın sayısından fazla kitap okumuştur. Kendisi hayatta olmadığı için meydanı boş zannetmeyiniz. Arkasından konuşmak serbest olabilir. Beş sene evvel nerede idiniz. Merak etmeyiniz. Kitabınızın daki eleştirilere fazlasıyla cevap vereceklerdir. Bir döneme ışık tutmuşsunuz  güzel, takdir edilmeniz gerekirken yersiz, manasız ve kinaye eleştiri ve tenkitleriniz etik değil. Bu da kitabınızı anlamsız ve manasız kılmaktadır. Bıraksaydınız da sizin kitabınıza göre, başkalarını başkaları eleştirseydi, okuyucuları da cahil zannetmeseydiniz. Sevinçle okumaya başladığım kitabınızı hüsranla kapattım. Olmadı be Candan.



[1] -Edebiyatımızda Kars Işıl Matbaası 1958 İstanbul, F.Kırzıoğlu  sayfa 111

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.