25 kişilik kadın grubundan oluşan Kitap ile Sohbet ekibi; Sarıkamış, Ani Ören Yeri, Çıldır Gölü ve il merkezinde tarihi yerleri gezerek Orhan Pamuk’un “KAR” romanı söyleşisinin ardından öğrencilere kartısayi malzemelerinin teslimi için Namık Kemal İlkokulu’na geçtiler. Kitap, defter ve resim iş tekniklerinde kullanmak üzere çeşitli malzemelerin bulunduğu kutular okul idaresine teslim edildi.

Yasemin Sungur, İstanbul’dan geldiklerini, 7 yıldır “Kitap ile Sohbet” ismini taşıyan bir gurup olduklarını ve İstanbul’da Sunay Akın’ın Oyuncak Müzesinde toplanarak kitap okuduklarını ardından da okudukları kitaplardaki konular üzerine aralarında sohbet ettiklerini söyledi. Kendilerini kitaba adayan gönüllü kadınların çocuklara hediye ettikleri kırtasiye malzemelerini de kendi bütçelerinden karşıladıklarını ve tamamının kendilerini bu işe adadıklarını ifade etti.

Kitap okuyarak kendilerini sürekli geliştirdiklerini, hayata daha güzel ve anlamlı bakmaya çalıştıklarını ve okudukları kitapların peşinden yolculuğa çıktıklarını da kaydeden Sungur, “Kitap bizi nereye çekerse oraya gidiyoruz.” diyerek, bu seferde Orhan Pamuk’un “Kar” romanından esinlenerek Kars’a geldiklerini vurguladı. Sungur, Kars’ı görmemiz lazım dedik iyi ki de geldik. Çünkü ülkemizin en doğusunda var olan çok da önemli bir kentimiz. Ben kendi adıma bugüne kadar ziyaret etmediğim için çok üzüldüm. Bunu yapmış olunca da çok sevindim, özellikle tarihi dokuyu çok sevdim.” dedi.

ÖZGECAN İÇİN GÖZYAŞI DÖKTÜ

Geçtiğimiz günlerde Mersin Tarsus’ta katledilen Özgecan Aslan’ı hatırlayınca gözyaşlarına hakim olamayan Yasemin Sungur, konuşması sırasında sık sık ağlarken bir yandan da önemli mesajlar verdi. Sungur, Özgecan’a yapılan bu hunharca saldırıyı kınadıklarını belirterek, “Aslında çok acı bir olay. Gelin burada Özgecan’ı da analım. Özgecan aslında bir fidandı. Ben çok etkilendim. Bir Anadolu kentinde okuyor, bir Anadolu ailesinin çocuğu. Kimbilir oraya nasıl zor koşullarda geldi. Ve kendini bilmez, kimliğini bilmez biri tüm erkekleri karalayan bir duruma sokuyor bizi. Bu olaylarda bizi erkeklere karşı bir duruma getiriyor. Bu da çok kötü bir durum, çünkü biz birlikte varız. Ve biz anneler doğuruyoruz o erkekleri ve hiçbir anne kötü çocuk yetiştirmez. Hiçbir anne çocuğunun kötü olmasını istemez. O erkekler bunu anneden almıyor, toplumun içerisinde ki o zehri alıyor. Sistem sorunu anneyi suçluyorlar, anne sorunu değil. Günlerdir hepimizin enerjisi düşük. Okumamaya çalışıyoruz; bulunduğumuz coğrafyaya uyum sağlayalım diye. Ama dönüp dolaşıyoruz aynı haber. Ben hatta dedim ki bu kitapları okula armağan ederken Özgecan’ı analım çünkü o bir fidandı ve kim bilir hangi üniversitelerde, nerelerde görev yapacaktı. Psikoloji mezunu olarak hangi çocuklara hizmet verecekti kimbilir. Kısmet olmadı ama inşallah Özgecanlar daha çok artacak daha çok kız çocuğumuz üniversiteye gidecek.” diye konuştu.

Yasemin Sungur daha sonra şunları söyledi:

“Ülkenin neresinde bir kadın varsa bilmeli ki diğer kadınlar onun dostu ve arkadaşı. Bir ses çıkartırsa ona ulaşacak binlerce kadın çıkar. Ülkemiz özellikle son zamanlarda kadın şiddeti konusunda bizi daha duyarlı hale getirdi. Son yaşanan cinayette bizi son günlerdir daha duyarlı hale getirdi. Hepimiz dokunsan ağlayacak durumdayız evet genç bir üniversite öğrencisi bindiği bir araçta katledildi. Çok kötü bir şekilde. Bu bütün kadınları korkutan, ürküten ve birazda kızdıran, öfkelendiren bir şey. Ama kadına öfkelenmek yakışmaz kadın doğuran, koruyan, büyütendir, yetiştirendir. Biz o rolümüz ile hayatta durmaya çalışacağız ve orada destek olmaya çalışacağız birbirimize. Erkeklerinde bu konuda kendilerini geliştirmesi için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Burada sözüm bütün kadınlara nerede, nereye ulaşabiliyorlarsa bir okul kitaplığı, bir şehir kitaplığı gidip ziyaret edip kitap okumaya başlasınlar. Kitap bizi gerçekten geliştiren ve ufuk açan bir şey.”