Prof. Dr. Hacali Necefoğlu : Kars ve Batı Azerbaycan
Batı Azerbaycan’a Dönüş Kars Formu’nda, Kafkas Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hacali Necefoğlu önemli bir konuşma yaptı. İşte Prof. Dr. Hacali Necefoğlu’nun "Kars ve Batı Azerbaycan" sunumu...
KARS VE BATI AZERBAYCAN
1917 yılı Bolşevik devriminden 20 gün sonra büyük Azerbaycan edibi Celil Memmedguluzade “Molla Nesreddin” dergisinde yayınladığı “Azerbaycan” makalesini bu cümlelerle başlıyordu:
“Ax unudulmuş vǝtǝn, ax yazıq vǝtǝn!
Dünyalar titrǝdi, alemlǝr mayallaq aşdı, fǝlǝklǝr bir-birinǝ qarışdı, millǝtlǝr yuxudan oyanıb gözlǝrini açdılar vǝ pǝrakǝndǝ düşmüş qardaşlarını tapıb, dağılmış evlǝrini bina etmǝyǝ üz qoydular.
Bǝs, sǝn hardasan, ay biçarǝ vǝtǝn?!”
Mirzǝ Cǝlil kǝndi-kǝndinǝ soruğu “Haradır (Neredir) Azǝrbaycan?” sorusunu böyle cevaplıyor:
“Azǝrbaycanın cox hissǝsi İrandadır ki, mǝrkǝzi ibarǝt olsun Tǝbriz şǝhǝrindǝn; qalan hissǝlǝri dǝ Gilandan tutub, qaǝdim Rusiya hökumǝti ilǝ Osmanlı hökumǝti daxilindǝdirlǝr ki, bizim Qafqazın böyük parçası ilǝ Osmanlı Kürdistanından vǝ Bayaziddǝn ibarǝt olsun.”
1918 yılına kadar Azerbaycan bir coğrafi ad olup. İlk İslami kaynaklarda “orası eskiden beri Türklerin ülkesidir” kaydı sabittir. Bu coğrafyada Türklerin egemenliği bin yıldan fazla sürmüştür: Saci, Selçulu, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Safevi, Osmanlı, Afşar, Kacar devletleri bu coğrafyaya hâkim olmuşlar. Fakat 19. yüzyılın başlarında Azerbaycan’ın Aras’ın kuzeyinde kalan kısmı Rusya imparatorluğu tarafından işgal olunmuştu. İşgal sonrası Osmanlı ve Kaçar devletlerinden yüzbinlerle Ermeni nüfus bu bölgeye yerleştirilerek İrevan (Revan) Hanlığı topraklarında “Ermeni Vilayeti” oluşturmuştu.
Birinci Dünya Savaşı sonlarında, 1918 yılında Azerbaycan coğrafi terim olmaktan çıkıp siyasi hüviyete kovuştu. 28 Mayıs 1918’de Azerbaycan Cumhuriyeti’nin İstiklal Beyannamesi ilan edildi. Maalesef 23 ay sonra Bolşevik işgali sonucu bu cumhuriyetin toprakları komünist rejimi tarafından Ermenilere peşkeş çekildi. Sovyetler Birliği’nin dağılma sürecinde Rusların yardımıyla ermenilerce işgal edilen topraklarımız 2020 yılında 44 günlük vatan savaşı sonucu yiğit Azerbaycan oğulları tarafından azat edildi ve 15 Ekim 2023'te Muzaffer Ali Baş Komutan İlham Aliyev’ın Hankendi’de Azerbaycan bayrağını göndere çekmesiyle Karabağ’ın tamamında egemenliğimiz yeniden sağladı.
Bugün Azerbaycan Cumhuriyeti Ermenistan’dan farklı olarak komşularına toprak iddiasında bulunmuyor. Azerbaycan Cumhuriyeti’nin bugünkü sınırları onun siyasi coğrafyasıdır. Azerbaycan’ın fiziki coğrafyasını Mirze Celil tasvir etmişti. Bu fiziki coğrafyanın sınırlarını aşan, Kerkük’e kadar ulaşan Azerbaycan kültür coğrafyası da mevcuttur. Azerbaycan Türkçesinin, Azerbaycan edebiyatının, Azerbaycan sanatının yaygın olduğu bir coğrafya. Ezelden Türk yurdu olan Kars da bu coğrafyanın bir parçasıdır.
Di gör ki, Ermenilerin gözü halen bu topraklardadır. Kadim Türk şehri İrevan’daki kafede oturup Kars’ı hayal ediyorlar. İrevan’da, Gümrü’de, diğer şehirlerde restoran, kafe, otellere “Kars” adı veriyorlar. Bırakın Ermenistan’ı, Rusya’nın birçok şehirlerinde bu adda işletmelere sahiptirler. Rusya piyasasında Kars adlı konyakları, Van adlı şarapları, Aktamar adlı sigaraları satılmaktadır. Unutmuyorlar ve unutturmuyorlar.
Son zamanlar Kars’ta açılan restoran, kafe, otel, eğlence yerlerinin isimlerine bakalım: Puşkin, Dostoyevski, Raskolnikov, Tolstoy, Katerina, Moloko vs. Yüz yıl önce dedelerimizin bırakmaya mecbur oldukları toprakları unuttuk mu? Neden Kars’ta o toprakları hatırlatacak isimlerini taşıyan İrevan oteli, Göyçe restoranı, Eleyez kafesi, Gümrü pasanesi, Aşık Alesker Kahvesi yoktur?
Geçenlerde bir tarihçinin kitabına rastladım: “Geçmişten Geleceğe Uzanan Köprü KARS”. Avrupa Birliği desteği ile hazırlanmış. İçeriği “Ermenistanda, Gürcistan’da, Rusya’da Yaşamış veya Yaşamakta Olan Karslılar”ın hayat hikayeleri. Kimdir bu Karslılar? Birini örnek vereyim. 1897 Kars doğumlu Ermeni milliyetçi şairi Yegişe Çarents. 1915’de 18 yaşında Taşnak çetelerine (kitapta “6. Ermeni Gönüllü Birliği” yazıyor) katılarak Van’ı Müslümanlardan temizlemeğe gitmiş Çarents. Ve Türkiyeli tarihçi onun bu hareketini Ermenilerin “ulusal kurtuluş mücadelesine destek vermek” gibi takdim ediyor. 15 yıl önce adı geçen şairin Kars’ta ev müzesini kurmak için uğraşanların Aşık Alesker’in Göyçe mahalının Ağkilse köyündeki anıt mezarının ermenilerce tahrip edildiğinden haberleri yok muydu?
Rus işgali döneminde çarizmin iskân siyaseti bölgenin demografik yapısını değişmek idi ve bu amaçla imparatorluğunun çeşitli dini ve etnik gruplarını, o cümleden Molokanları Kars’ta iskân ettirmişti. Bunların bir kısmı milli mücadele döneminde diğer etnik gruplarla birlikte Rusya’ya geri döndüler, kalanlar ise geçen asrın 60’lı yıllarında gönüllü olarak Türkiye’yi terk ettiler. Halen onların gitmesine ağı deyip, Kars’ın kültürel olarak gerilediğini savunanlar var. Molokanlar konusunda belgesel ve hatta sanatsal filmler çekiliyor. Buna sözüm yok. Fakat Kars tanıtılmak istenilirken Kars’ın esas unsuru Türkler neden geri planda kalıyor, unutuluyor?
1878 – 1894 yıllarında Kars’ta görev yapmış Batı Azerbaycanlı bir Türk’ün film gibi hayatı sinemacılar için ilgin bir senaryo materyalidir. O Türk, 1851 yılında İrevan Guberniyası’nda toprak ağası Necefkulu Bey’in ailesinde dünyaya göz açan İsa Sultan Şahtahtinski’dir. İlk eğitimini Nahçıvan’da alıyor. Tiflis Realnı Gimnazyumu ve St.-Petersburg Ziraat Enstitüsü’nden mezun olur, özel öğrenci olarak Paris ve Londra’da siyaset ve ekonomi, Zürih’te fen bilimleri dersleri alıyor, Zürih’te “Halkların iktisadi yaşamında ormanları rolü” konusunda tez savunarak doktor unvanı kazanıyor. 1876 yılında Tiflis’e gelerek o dönem için müterakki olan Tiflisskiy Listok gazetesinde çalışmağa başlıyor, gazetenin siyaset şubesinin müdürü oluyor. 1877 yılında Kafkas Almanak’ın neşri için izin alır ve yayınlıyor. Türk-Rus savaşının başlamasıyla seferberliğe alınıyor ve Kars’ta görevlendiriliyor. 1878’de Kars vilayeti askeri idaresinde özel görev memuru, aynı zamanda Kars ahalisinin Osmanlı hakimiyeti dönemindeki emlak haklarını ve mükellefiyetlerini belirleyen komisyon başkanı olarak atanıyor. Ekim 1878’de ise Kars şehir belediye başkanlığına getiriliyor. 1879 yılında Kars’la ilgili tartışmalı konuları tanzim etmek için İstanbul’da 3 aylığına görevlendiriliyor. 1880-82 yılları arasında Kars askeri valiliğinin sivil özel kaleminde çalışıyor, 1883 yılından hayatının sonuna kadar (1894) Kars askeri valiliğinde Özel Kalem Müdürü olarak görev yapıyor. 1882 yılının Ekim ayında Kağızman’da Müslüman çocukları için okul açtırıyor. Aynı yıl Kars’ta matbaa kurarak Rusça Kars adlı gazete neşretmeğe başlıyor. Gördüğümüz gibi Kars basınının temeli 142 yıl evvel Batı Azerbaycanlı İsa Sultan Şahtahtinski tarafından atılmıştır. 1891 yılında devlet memuriyetinde albay rütbesine denk dereceye yükselen İsa Sultan Şahtahtinski Osmanlı devletinin Mecidiye madalyası, Kaçar devletinin Şiri-Hurşit madalyası, Rusya devletinin çeşitli nişanları ve pırlanta yüzüğü ile mükafatlandırılmıştır. 1885 yılında emekli Yüzbaşı Allahyar Ağalarov’un kızı Sakine Hanılmla evlenen İsa Sultan Şahtahtinski 41 yaşında vefat ederken Sakine Hanım altı kız çocuğuyla dul kalmıştı. Bu hanımın ve çocuklarının da hayatları ayrı bir film konusu olabilir.
Kars 1920 yılında Bolşevik işgalinden sonra Türkiye’ye muhaceret eden Azerbaycanlıların geçiş mıntıkası olmuş. Onların bir kısmı da Kars’ta kalarak Cumhuriyet’e hizmet etmişler. Azerbaycan Milli Ordusunun albayı iken Türk Ordusuna Binbaşı olarak alınan Samet bey Refibeyli Saygın’ın kardeşi Eyup Bey Saygın ve aynı sülaleden Gaffar Bey Askeran Kars’ta önemli devlet görevlerinde çalışmışlar. Gaffar Bey’in dünürü, Azerbaycan Türk’ünün kültür ve sanatını Anadolu Türklüğüne taşımaya çalışan, Artist Settar olarak tanınan Settar Güldür’ün haytını, şehrin kültürel hayatına yaptığı katkıyı Kars halkı ne kadar biliyor?
1905 Gence doğumlu Settar 1923’te Azerbaycan’ın ünlü bestecisi Üzeyir Hacıbeyli’nin Arşın Mal Alan operetiyle Kars’ta seyircinin karşısına çıkmıştı. 1924’te Kars ziyareti sırasında onun oyununu beğenen Ulu Önder Atatürk bu tiyatro ekibini Ankara’ya davet ediyor. Sonraki yıllarda Kars’ta Köroğlu, Leyla ile Mecnun, Aslı ile Kerem, O Olmasın Bu Olsun, Elli Yaşında Civan, Şahsenem gibi Azerbaycan eserleri ile Anadolu Türk yazarlarının tiyatro eserleri sahneleniyor. Gümrülü Gülperi ile evlenen Settar Güldür 1925’ten 1933 yılına kadar onunla aynı sahneyi paylaşıyor. Yani Kats’ta1925 yılında Arşın Mal Alan operetinde Gülçehre rolü ile sahneye çıkan ilk kadın sanatçı Gümrülü Gülperi’dir. Gülçehre adını verdikleri ilk çocukları da 1939’da aynı rolle ilk kez sahneye çıkıyor.
20 yıl önce Kars’ta Settar Güdür Tiyatrosu’nun olmasını, sonra da geleneksel Settar Güldür Tiyatro Festivali’nin geçirilmesini, festivale İrevan Devlet Drama Tiyatrosu ile Şuşa Devlet Müzikli Drama Tiyatrosu’nun davet edilmesini arzulamıştım. Hele ki, bu yaşta olsam da o günü göreceğime ümidim vardır.
74 yıllık ömrünün 50 yılını tiyatroya adayan Genceli Settar Güldür’ün ve Gümrülü Gülperi’nin 10 çocuğundan biri olan Gülçehre Askeran, eşi Dr. Cengiz Askeran ile Kars’ın sosyal hayatında önemli ve öncü rol oynamıştır:
- 1955-87. Türk Kadınlar Birliği Kars Şubesi Başkanlığı
- 1960-80. Halkevi ve Halk Eğitim Merkezi Folklor, Sanat ve Kültür Kolu Başkanlığı
- 1959-70. Eğitim Kurumlarında Okul Aile Birliği ve Yardımlaşma Derneği Başkanlığı
- 1965-70. Çocuk Esirgeme Kurumu Başkanlığı
- 1965-70. Donanmaya Yardım Cemiyeti Başkanlığı
- 1967-70. Yardımsevenler Derneği Yönetim Kurulu üyeliği
- 1973-80. Anadolu Ajansı Kars Muhabirliği
- 1983-85. Milliyetçi Demokrasi Partisi Kars İl Başkanlığı (Türkiye’nin ilk kadın siyasi parti il başkanı)
- 1984-86 Kars Spor kulübü başkanlığı (Türkiye’nin ilk kadın spor kulübü başkanı).
Kars’ta Gülçehre Askeran Stadyumu bu fedakâr Türk kadının hatırasını yaşatacak bir mekân, aynı zamanda Kars halkının kadirbilenliğinin bir ifadesi olurdu.
1991’de Azerbaycan bağımsızlığını tekrar kazandıktan sonra milletimiz 70 yıllık aradan sonra yeniden birbirine kavuştu. Kafkas Üniversitesi kurulduktan bu yana elliden fazla Azerbaycanlı bilim ve sanat insanı Kafkas Üniversitesi’nin gelişmesine katkı sağlamıştır, bir kısmı halen hizmetlerini sürdürmektedir. Bunlardan biri de 15 yıla yakın Slav Dilleri ve Edebiyatları Bölümü öğretim üyesi, Batı Azerbaycan doğumlu Prof. Dr. Hurşit İsayev’dir. Ne acıdır ki, yüzbinlerle Batı Azerbaycanlı gibi Hocamız Kars’tan bir buçuk saatlik mesafede bulunan dede yurdundaki babasının mezarını ziyaret etmekten mahrum kalmıştır.
Bugün Batı Azerbaycan’la Doğu Anadolu’nun kavşağında bulunan Kars, Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin simgesine çevrilmiştir. Allah bu kardeşliği daim kılsın, devletlerimize zeval vermesin.
Prof. Dr. Hacali NECEFOĞLU
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.