5449 sayılı yasa ile ilk örnekleri 2006 yılında kurulmuş olan ve bugün 26 bölgede hizmet sunan Kalkınma Ajanslarının önemine vurgu yapan Tutar, “Kamu kesimi, özel kesim ve sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliğini geliştirmek, kaynakların yerinde ve etkin kullanımını sağlamak ve yerel potansiyeli harekete geçirerek, ulusal kalkınma planı ve programlarda öngörülen ilke ve politikalarla uyumlu olarak bölgesel gelişmeyi hızlandırmak, sürdürebilirliği sağlamak bölgeler arası ve bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmakla görevlidirler.” dedi.

Kalkınma Ajanslarının teknik birikimi yüksek, kurumlar arası koordinatör, kalkınmayı hızlandıran katolizer bir etken olduğunu da belirten Tutar, “Bölgelerin stratejik planlamasını yapan bir kurum olarak çalışmaktadır. Ajanslar doğrudan uygulatıcı kuruluşlar olmayıp, uygulamaları ve uygulayıcı kuruluşları, grupları, aktörleri destekleyen, uygulamalara kaynaklar sağlayan, bölgenin özün niteliklerini, potansiyellerini ortaya çıkaran, stratejik projelere destek veren bir mekanizmadır. Ajanslarda stratejik planlama yaklaşımı merkezi yer almakta olup, faaliyet gösterdiği bölgenin kalkınmasına etkili şekilde katkı sağlamak üzere araç ve yöntemler geliştirmektedirler. Merkezden yapılan planların ve makro düzeyde üst planların tüm bölgeler için geçerli olduğu bir model yerine Kalkınma Ajansları, yerel ve aktif bir mekanizma sunmaktadır.” diye konuştu.

Bölgeler arası eşitsizliği azaltmanın bölgesel kalkınmayı sağlamak bölgesel kalkınmayı sağlamak, bölgesel rekabeti ve rekabet gücünü gündeme getirmek demek olduğunu vurgulayan Tutar, “Rekabet gücü mikro ve makro ölçekte gerçekleşmektedir. Mikro ölçekte rekabet gücü işletmelerin büyümek ve kar elde etmek için sahip olduğu kapasite olarak tanımlanır. Buna göre işletmelerin istikrarlı ve karlı bir şekilde fiyat, kalite gibi açılardan uygun ürünler üretmesi ve rakiplerine karşı daha büyük bir pazar payı elde etmesi rekabet gücünün varlığını göstermektedir. Makro ölçekte bölgesel rekabet ise, bir bölgenin ulusal veya küresel pazar payında diğer bölgelerle yaptığı rekabetteki başarısı ile birlikte, yüksek ve sürdürebilir bir gelir düzeyi sağlama yeteneği olarak tanımlanmaktadır. Kalkınma Ajanslarının bu noktadaki görevi bölgesel rekabet gücünü artırılmasını sağlamaktır. Kalkınma Ajansları rekabeti, sürdürebilir kalkınmayı ve büyümeyi gözeten bir bölgesel gelişme yaklaşımını hayata geçirmeyi hedeflemektedir.” şeklinde konuştu.

Ağrı, Ardahan, Iğdır ve Kars illerinden oluşan bölgenin de içinde bulunduğu Doğu Anadolu Bölgesinde ise, bölgesel rekabet edilebilirlik açısından üzerinde dikkatle durulması gereken sektörlerden en önemlisinin hayvancılık olduğunu da kaydeden Tutar, daha sonra şunları söyledi:

“Hayvancılık sektörü, ülke ekonomisini geliştiren, birim yatırıma yüksek katma değer oluşturan ve düşük maliyet istihdam sağlayan bir sektördür. Türkiye’de halkın önemli bir kısmının geçim ve gelir kaynağı olan hayvancılık, düşük maliyetli istihdam yaratmasının yanı sıra, ülke istihdamının önemli bir kısmını karşılaması besin kaynaklarının kaliteli gıda ya dönüştürülmesi ve sanayi sektörünün birçok koluna girdi sağlaması açılarından büyük bir önem arz etmektedir. Doğu Anadolu Bölgesinin sahip olduğu hayvancılığa elverişli kaliteli ve geniş meralar bölgede hayvancılığı ön plana çıkarmaktadır. Bölgede hayvancılık ileri tekniklerle yapılmamakla birlikte halkın geçiminde önemli yer tutmaktadır. Bu nedenle hayvancılık sektörünün mevcut durumunun, bölgenin güncel nitelikte ki sorunlarının ihtiyaçlarının potansiyelin analizler ile ele alınması, bölgede en fazla istihdamı sağlayan sektörün anlaşılması açısından dikkate alınması gereken bir noktadır. Doğu Anadolu Bölgesindeki büyükbaş hayvancılığın sorunların giderilmesine ve sektörün geliştirilmesine yönelik olarak Serhat Kalkınma Ajansı olarak Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) ve kuzey doğu Anadolu kalkınma Ajansı (KUDAKA )işbirliği ile ve sektörün ulusal yerel temsilcilerinin geniş katılımı ile gerçekleştirmiş bulunduğumuz Doğu Anadolu Bölgesi’nde Büyükbaş hayvancılık Çalıştayı Ajansımızın konuyla ilgili kapsamlı çalışmasıdır. İlerleyen zamanlarda sektörün temsilcileri ile çözüm ortakları olan bizler, hep birlikte uygulanabilir çözüm önerilerin geliştirilmesi ve uygulanabilir modeller oluşturabilmesi için bu türden çalışmaları detaylandırarak sürdüreceğiz.”