İftarını MHP’nin Cumhuriyet Meydanı’nda kurduğu çadırda açan MHP Genel Sekreter Yardımcısı Abbas Bozyel, MHP Kars İl Başkanı Yaver Özcan ve il teşkilatına mübarek Ramazan ayında kurdukları iftar çadırıyla bu geleneği yaşattığı için teşekkür ettikten sonra gazetecilerin gündemle ilgili sorularını cevapladı.
“PKK’NIN HEDEFİ TÜRKİYE TOPRAKLARI ÜZERİNDE BÜYÜK KÜRDİSTAN HAYALİDİR”
İlk olarak PKK meselesine değinen Bozyel, “Ülkemizi tehdit eden terörün artık insan öldürmekten ziyade coğrafi hedeflerini hayata geçirmek istemesidir. Yani Türkiye topraklarının üzerinde bir toprak talep etmesi, tabirci caizse bir koyundan iki post çıkarma anlayışı sonucunda Türkiye topraklarının üzerinde toprak talep ediyor. Akabinde devlette, Anayasada iki farklı unsurdan bahsediyor. Yani iki ayrı devlet, iki ayrı kurucu unsur ve sonucunda farklı bir devletten bahsediyor. Peki Türkiye’de bu, bizimde yüzyıllardır iç içe yaşadığımız ve milletimizi meydana getiren unsurların birisi olan, adına ‘Kürt’ diye nitelendirildiği için söylüyorum; Kürt kardeşlerimizin bir talebi mi bu hadise. Elbette ki Cumhuriyet dönemi öncesinden ve bugüne kadar başlatılan isyanların tamamında uluslararası güç merkezlerinin kışkırtmaları ve bu kışkırtmaları için paravan olarak kullandıkları taşeron örgütler vardır. Bugün PKK’da onlardan birisidir. Etnik bölücü terör örgütü olarak uluslararası güç merkezlerinin coğrafyamız ve komşu coğrafyalardaki hakimiyet kavgalarını hayata geçirmede önce ileri karakol görevi şimdi ise cinayet makineleri olarak görev yapmaktadır. Bu öncelikle böyle bilinmelidir. Yani bizim topraklarımızı da içerisine alan büyük bir Kürdistan hayali hayata geçirmektir.” dedi.
“TÜRKİYE’NİN BAŞI ZATEN ETNİK BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜYLE SIKINTIDA”
Suriye’deki gelişmelere de değinen Bozyel, “Maalesef adına Arap Baharı denilen ta 2002 yılından itibaren 22 devletin sınırlarının değişmesini, yönetimlerin değişmesini ihtiva eden Büyük Orta Doğu (BOP) adı altında nihai hedef olarak da Türkiye’yi içerisine alan geniş kapsamlı bir projenin taşeronluğunu maalesef AKP hükümeti yapmıştır. Bunun eş başkanı olmaktan her zaman gurur ve şeref duyduğunu ifade etmiştir. Mısır’da, Libya’da, Tunus’ta Suriye’de ve vesaire ülkelerde hem yönetimlerin el değiştirmesini hem de bundan önceki Fransız ve İngilizlerin çizdiği sınır gibi eni sınırları içine alan bir uygulamanın tetiğine basmışlardır. Bu anlamda Türkiye maalesef yüzyıllar boyunca önderlik ettiği, öncülüğünü ettiği komşu ülkelerdeki halkların bugün kan ve gözyaşı deryasında boğulmasının da bir noktada müsebbidir bugünkü hükümet. Kendisi ifade etti. Ve ilk defa Türk devlet geleneği ve tarihinde yer olmayan bir şekilde o ülkelerde yönetim değişikliğini yapacak ve iç savaşı çıkartacak olan örgütlere bavullarla yardım yapıldı. Türkiye’nin başı zaten etnik bölücü terör örgütüyle sıkıntıda iken, terör örgütünün İran’daki Pejak, Suriye’deki PYD kolu yani yan örgütleriyle haşır-neşir olduğu ve o topraklar üzerinde onları eyleme sürüklediği bilinmesine rağmen sik kalkar da Irak’ın kuzeyindeki Peşmerge yönetimiyle bir de bu işi halletmeye kalkarsanız o zaman tabi ki elinize, yüzünüze, gözünüze bulaşır.” diye konuştu.
“SURİYE, ALLAH KORUSUN ÇOK DAHA BÜYÜK SAVAŞLARI TETİKLEYEBİLECEK BİR GİRDABIN İÇERİSİNDEDİR”
Suriye’nin çok daha büyük savaşları tetikleyebilecek bir girdabın içerisinde olduğunu da vurgulayan Bozyel, “Bugün Suriye sadece ikiye veya üçe bölünmenin eşiğinde değildir. Bugün Suriye bu coğrafyada Allah korusun çok daha büyük savaşları tetikleyebilecek bir girdabın içerisindedir. Hem kendi içerisinde mezhepsel ve etnik kavganın çok genişleyebileceği ve komşu ülkelere sıçrayabileceği bir durumdadır hem de uluslararası tüm güç merkezlerinin ve komşu güçlerin yani başta Rusya olmak üzere bu coğrafyaya şu anda Baykuş gibi tünemiş başta Amerika ve yandaşları olmak üzere uluslararası güç merkezlerinin de karşı karşıya gelebileceği, daha tehlikeli risklerin olabileceği bir sonuca doğru gidiyor Suriye meselesi.” şeklinde konuştu.
“HÜKÜMET VEBAL ALTINDADIR”
Bugünkü hükümetin büyük bir vebal altında olduğunu da kaydeden Bozyel, “Suriye’de insan hakları adı altında sunulan bugünkü kan ve gözyaşı ortamında bu ülkelerde bugüne kadar ağabeylik yapan, sözü muteber olan, sözü senet olan her zaman kedisine karşı saygıyla davranılan ülkemizin, devletimizin dış politikası hangi sebeplerle bu noktaya geldi. Yani durup durukken komşularla sıfır problem adı altındaki uygulama nasıl oldu da etrafımızda bir tek dost ülke bırakmayacak bir hale büründü. Bu çok önemli bir ayrıntı ve çok önemli bir hadisedir. Daha düne kadar bize büyük mezalim yaşatmış ve Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sini elinde tutan, Ermenistan ile açılım adı altında Zürih’te yapılan görüşmelerin akabinde bizim itibarımızı nasıl ayalar altına alabilecek gelişmelere çanak tutuldu. Bütün milletimiz şahittir. Peşinden ne oldu? Peşinden işte görüyorsunuz Arap Baharı adı altında bu toprakların yer altı ve yer üstü kaynaklarını kendi kontrolü altına almak isteyen, kendi küresel güçlerini ve iktidarlarını, hakimiyetlerini nice 10 yıllar içerisinde sürdürmek isteyen, bugünkü eli kanlı Amerika ve yandaşlarının projesinin öncüsü olarak bugünkü hükümetin büyük bir vebali vardır. Elbette ki hükümetin er-geç Türk milletine hukuk önünde ve sandıkta bunun hesabını verecektir. Ama bir şeyi görüyor sonuç itibarıyla bu hükümet; hem iç politikada milleti birbirine ayrıştıran ve düşman kılan, birbirlerine husumet dolu gözlerle bakmasına vesile olan politikası, ekonomik anlamda yolsuzluğa, yokluğa ve talana dayalı uygulaması, dış politikada da sıfır sorun politikası adı altında etrafımızda bir tek dost ülke ve halk bırakmayan uygulaması, maalesef bizim en az bin yıllık bu topraklardaki devlet irademize, terbiyemize ve millet gerçeğimize ve medeniyetimize aykırı şeylerdir.” açıklamasında bulundu.
“MİLLET TEDİRGİNDİR”
Milletin tedirgin olduğuna da işaret eden Bozyel, “Yanı aşımızda yeni oluşumlar oluyor, Suriye’de yeni oluşumlar meydana geliyor, PYD orayı ele geçirdi, Suriye’nin boşattığı alanları PKK’nın kolu ele geçirdi, onun askerleri Irak’ın Kuzeyindeki Peşmerge reisleri tarafından eğitildi ve oraya gönderildi. Gazetelerde ve medyada iddia edildiği üzere muhalifler hükümetin gözetiminde ve inisiyatifinde Türkiye’de bulunuyor. Irak en sonunda İran’ın Mehabet bölgesiyle Türkiye’nin de Güney Doğusun Allah korusun sıçrayacak olan çok büyük bir uluslararası komployla karşı karşıyayız. Bu komployu bildiği halde deve kuşu gibi başını kuma sokan hükümette birinci derecede sorumludur. Bunu bir muhalefet anlayışı sebebiyle söylemiyorum. Bu ülkenin bir vatandaşı ve aynı zamanda geçmişte bir milletvekili ve şu anda bir siyasetçi kimliğimle söylüyorum. Biz bunları söylemek zorundayız. Birilerinin hoşuna gidecek diye gerçekleri de ifade edememezlik edemeyiz. Çünkü bu sıkıntıyı yaşıyoruz.” ifadelerini kullandı.