Tacettin DURMUŞ
COVİD 19 salgını nedeniyle; 23 Şubat 2021 tarihinde gerçekleştirilen Ahilik Kutlamaları Merkez Yürütme Kurulu Toplantısında 34. Ahilik Haftası kutlamalarının tarihi 13-19 Eylül 2021 olarak belirlendi.
Ahilik Haftası dolayısıyla, Ticaret İl Müdürlüğü tarafından Kars Halk Eğitim Merkezinde etkinlik düzenlendi. Etkinlikte Vali Vekili Mehmet Zahid Doğu ve Ticaret İl Müdürü Adem Beyribey, yaptıkları konuşmada ahilik geleneğini anlattı. Kafkas Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler öğretim elamanı araştırma görevlisi Cüneyt İpteş, ‘Anadolu’da iktisadi düşünce ve Ahilik” konulu konferans verdi.
Gerçekleştirilen etkinliklerde; şehrin ahisi Kazim Demirbaş ve ahi adayları Öztürk Gençler ve Hüseyin Ayağ’a kuşakları Vali vekili Mehmet Zahir Doğu tarafından bağlandı. Şehrin kalfası Ali Haydar Oğul ve ahi adayları İsmail Dilaver ve Doğan Adikti’ye kuşakları İl Jandarma Komutanı Albay Hıdır Ayçiçek tarafından bağlandı. İlin çırağı Can Uşar’a ve çırak adayları Kağan Birdal ve Emre Kırtay’a kuşakları Cumhuriyet Başsavcısı Soner Aygün tarafından bağlandı. Plaket ve hediyeler verildi.
BEYRİBEY “AHİLİK KÜLTÜRÜ VE GELENEĞİ YAŞATILMALIDIR!”
Yılın ahisi, kalfası ve çıraklarına kuşakların bağlanmasının ardından Kars Ticaret İl Müdürü Adem Beyribey yaptığı konuşmada, Ahilik kültürüne ve geleneğine sahip çıkılması ve yaşatılması gerektiğini söyledi.
Ahilik sanatının, ticaretin ve mesleğin olgun kişilik, güzel ahlak ve doğrulukla yoğrulduğu, kökleri çok eskilere uzanan bir gelenek olduğunu söyledi.
Ahilik geleneğinin yüzyıllar boyu toplumumuzun sosyal ve ekonomik omurgasını oluşturan bir örgütlenme şekli olduğunu da hatırlatan Adem Beyribey “Anadolu'da Ahilik Ahi Evran tarafından kurulmuştur. Anadolu Selçuklularından Osmanlı İmparatorluğu’na geçiş sürecinde Ahilik son derece önemli bir rol oynamıştır. Sanat ve meslek yönüyle de toplumun ekonomik yapısnı hazırlarken ahlaki yönüyle de devlet yapısının temel niteliğini belirlemiştir. Osmanlı hükümdarlarından Orhangazi ve oğlu 1. Murat Ahi ocaklarında kuşak kuşanarak Ahi olmuşlardır. İmparatorluğu'nun son dönemine kadar Ahilik meselesi mesleki mesleki bir yaklaşımla eğitim, dayanışma, örgütlenme ve denetim konularına eğilirken bir taraftan da o devirlerde müşteri odaklı bir yaklaşımla fiyat, kalite ve standart konularında çok ciddi çalışmalar yapmıştır. Günümüzde Avrupa Birliği üyelik süreci ile ilgili olarak önümüze gelen sınai ve ticari normlar ve standartlar yaklaşımı özünde Ahilik kültürümüzün bir parçasıdır. Günümüzde tüketici şikayetleri değerlendiren ve tüketici haklarını koruyan kurumumuz benzeri dernekler ve sivil toplum kuruluşları vardır. O dönemlerde bu tür menzillerin olması dikkat çekicidir. Ahilik sadece iktisadi hayatı yönlendiren bir kurum olmanın ötesinde temelinde vatan ve millet sevgisi bulunan Türk milletine has sosyoekonomik bir sistemdir. Bu bağlamda bizlere düşen görev Ahilik kültürüne ve geleneğine sahip çıkılması ve yaş atılmasıdır.” Dedi.
DOĞU “HAK İLE SABIR DİLEYİP BİZE GELEN BİZDENDİR”
Vali Yardımcısı Mehmet Zahid Doğu’da konuşmasında “Hak ile sabır dileyip bize gelen bizdendir, ahlak ile çalışıp bizi geçen bizdendir” diyen Ahi Evran-ı Veli, bu anlayış çerçevesinde esnaf teşkilatlanması olan Ahiliği müessesesini kurmuştur. Ahilik, üretim ve alışverişi bir kar sağlama faaliyetinden öte bir maneviyat imtihanı olarak görmüştür.
Ahilik kültürü ve felsefesi; insanı esas alan, insanlar arasındaki ticari ve toplumsal ilişkilerde; dürüstlük, güvenirlilik, iş ve meslek ahlakına saygı, hak ve hukuka riayet etme, saygılı, şefkatli, cömert ve güler yüzlü olma ilkelerini esas almıştır. Bu insani değerler de toplum tarafından bir yaşam tarzı olarak kabul edilmiştir.
Ahilik kültür ve felsefesinde, toplumun refahı ve sosyal sorumluluk önemli ve öncelikli bir ilke olarak kabul edilmiş ve bu bağlamda yeterli ve kaliteli mal ve hizmet üretimi teşvik edilmiştir. Ayrıca; mal ve hizmet üretiminde kaliteyi yükseltmede, üretici ve sanatkarlar arasında dayanışma, işbirliği ve etkileşimi artırmada önemli bir motivasyon kaynağı olmuştur.
Anadolu’ya özgü bir kurum olan Ahilik kurumunu meydana getiren milletimiz, o dönemde birlik, beraberlik, kardeşlik, dostluk, hoşgörü ve insan sevgisini esas alan bir anlayışla, bir çatı altında birlikte yaşayabilmeyi, iş ve meslek sahibi olabilmeyi öğretmişlerdir.
Ahiliğin oluşturduğu köklü dayanışma geleneği, ecdadımızın dünya medeniyetlerinin beşiği Anadolu’yu yurt yapmasına büyük katkı sunarken, aziz milletimizin tarih boyunca karşı karşıya kaldığı tüm zorluklarla başa çıkabilmesi kabiliyetinin de temel dayanaklarından birisini olduğunu söyleyebiliriz.”dedi.
Bugün baktığımızda; günümüz dünyasında halen tartışılan toplam kalite yönetimi, tüketici hakları, sivilleşme ve kadın hakları gibi insani değerler, 13’üncü yüzyılda Anadolu Türkleri tarafından “Ahilik Vizyonu” olarak uygulanmış ve diğer ülkelere de örnek olmuştur.
Bugün, toplumda ahilik geleneğini yani; saygı, sevgi, yardımlaşma ve dayanışma duygularını yerleştirirsek eğitimimiz daha farklı, yaşantımız daha düzgün hale gelecektir. Fakir fukaranın, yetimin, engellinin yani toplumu oluşturan dezavantajlı bireylerin de halinden anlayan bir yapı oluşacaktır. Maalesef günümüzde zaman zaman yaşadığımız gibi toplumu etkileyen bir krizle karşı karşıya kalındığında stoklama olmayacak, gereksiz fiyat artışlarına gidilmeyecek, dolayısıyla ekonomik istikrar bozulmayacaktır.
Sonuç olarak; ahiliği geçmişten gelen bir gelenek olarak kabul edip, sadece Ahilik Haftası’nda kutlamaktan ziyade; ailesine, çevresine, vatanına, milletine ve dünyaya yararlı bir nesil yetiştirebilmemiz için iyiyi, doğruyu, güzeli, barışı, kardeşliği, birlik-beraberliği benimsemiş olan ahilik sisteminden, günün şartları doğrultusunda en iyi şekilde faydalanılmasının bir gereklilik olduğunu düşünüyorum.” Şeklinde ifadeler kullandı.