Milliyetçi Hareket Partisi Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Üyesi Settar Kaya’nın, “AKP teşkilatları işçi alımına başlamış!....” yazısı:
İlimizde yayınlanan Kafkas Haber ajansı (www.kha.com.tr) adlı internet gazetesinde “KAĞIZMAN’DA 44 KİŞİYE GEÇİCİ İŞ İMKÂNI” başlıklı haberin içeriği aynen şöyle.
“Kars’ın Kağızman İlçesinde, Kağızman devlet Hastanesi, Kağızman Anadolu Öğrenci Yurdu ve Kağızman karayollarında geçici olarak çalıştırılacak olan 44 işçi, AK PARTİ TEŞKİLATINDAN Mehmet KARADENİZ ve Sulattin GÜNDAY tarafından işe başlatıldı.
İlçe başkanlığından yapılan açıklamada; Müteahhit firma ile görüşerek 44 vatandaşımıza geçici olarak iş imkânı sağlamış olduk.
Elektrik Teknisyeni, bilgi işlem, güvenlik ve temizlikte çalıştırılmak üzere bu arkadaşlarımız görevlendirilmişlerdir.30 kişi ise yedek olarak belirlenmiştir” denildi.
Aynı haber 12 Ocak 2012 tarihli HÜRYURT gazetesinde de yer almıştır.
Aslında bu haber “malumun ilanıdır”. “İleri demokraside” işler böyle yürüyor. Kağızman İlçe yönetimi işgüzarlık etmiş, bu açıklamayı yapmıştır.
Yargıtay 9.Hukuk Dairesi bu tür işçilerin “Taşeron değil, Kamu işçisi “olduğuna karar vermiştir. Bu işçileri İstihdam eden kurumların da “asıl işveren”olduğuna hükmetmiştir.
Dinleyen kim? Yargı da bizim, yasama da bizim, yürütme de bizim anlayışıyla hareket ediyorlar. AKP devlettir, Devlet AKP’dir. Gerisi teferruattır!
Biz yine de aşağıdaki soruların cevabını merak ediyoruz.
1.Parti İlçe Teşkilatları ne zamandan beri devlet kadrolarına eleman tayinine yetkili kılındılar?
2.Bu işleri alan Müteahhit firma ile İlçe Teşkilatı arasında nasıl bir ilişki bulunmaktadır?
3.İşe alınan elemanlar hangi ölçütlere göre belirlenmiştir? Bu elemanlardan bir menfaat temin edilmediğini kim garanti edebilir?
4.Benzer eylemlerden dolayı bugüne kadar kaç tane muhalefet partisine ait belediyeye baskın yapılmıştır, hâlihazırda kaç kişi bu tür suçlardan dolayı cezaevindedir?
Hak’kı, hukuku, adaleti dilinden düşürmeyenlerin bu soruların cevabını vermeleri gerekir.
Her vesile ile geçmişi karalayanlara, geçmişten bir örnek vererek konuyu kapatalım.
Tansu Çiller’in başbakanlığı döneminde DYP Iğdır İl Başkanı, Başbakanın aracını durdurarak bir şeyler konuşur. Başbakan gittikten sonra gazeteciler ne konuştuğunu sorarlar. “Oğlumun DLH’ ya genel Müdür yapılmasını istedim”diyerek dürüstçe cevap verir. Kızılca kıyamet kopar. İl Başkanı bir saat sonra görevinden istifa eder. Dikkat ediniz talep yerine getirilmemiş, sadece istenmiş.
Başbakanın değimiyle “neredeen,nereye”!.....