MHP Kars Eski İl Başkanı Oktay AKTAŞ'ın Kaleminden...
Sayın Başbakan eğer Türk devleti size bir kimlik dayatsaydı siz bu ülkeye nasıl Başbakan oldunuz?
Demokratik paketten çıkan iki önemli cümle; okullarda okunan Andımız’ın kaldırılması ve kamuda kıyafet serbestliği oldu. Andımız bir genelgeyle kaldırıldı. Bunun tek nedeni “Türk” kelimesi geçmesidir. Bu cümleden kimler rahatsız oluyor acaba? Şimdi sırada İstiklal marşı mı var? Çünkü “Kahraman ırkıma” diye başlıyor.
Türk’üm diye başlayıp, “Ne mutlu Türk’üm diyene ile biten, Türk gencinin kimliği yok ediliyor. Bu Türk kimliğine yapılan en büyük ihanettir. 8 Ekim 2013 Tarihi Türk Tarihine kara bir gün olarak yazılacaktır.
Artık kimliksiz, kişiliksiz ve özürlü bir neslin yaratılması için, tüm şartlar yerine getirildi. Kimliklerde din hanesinin boş bırakılması, okullara Hıristiyanlığın ders olarak girmesi ve Kelime-i Tevhidin ikinci kısmının kaldırılması gibi adımların düşünülen sakat neslin oluşumu için atılmış bir adımdır.
Başbakan Erdoğan andımız’ı bu paketle paketleyip kaldırırken yaptığı konuşmada: “Türk Devleti bir kimlik dayatamaz” diyerek de ekledi. Yani devletin çatısı altında yaşayan herkesin Türk kimliğinde birleştirmesinden rahatsız olmuş sayın Başbakan. Türk Devleti kime ve kimlere kimlik dayatmış Sayın Başbakan. Eğer Türk devleti bir kimlik dayatsaydı siz bu ülkeye nasıl Başbakan oldunuz?
Sayın Başbakan’a sormak istiyorum:
Türk Devleti kimlik dayatmışsa peki siz kim adına ve kimler adına hangi kimliği dayatıyorsunuz?
Sayın Başbakan Andımız’ı kime sorarak kaldırdınız?
Bu konu da bir referandum yaptınız mı?
Bir anket sonuçları veya araştırma raporları mı var elinizde?
Yoksa birilerinin isteği ve telkiniyle mi kaldırdınız?
“Ben yaptım, ben böyle istiyorum” oldu anlayışına hani karşıydınız. Hani demokrattınız, hani özgürlükçü idiniz. Hani milli iradeye saygılı idiniz hani halkın görüşleri sizler için önemliydi?
Sayın Başbakan ne değişti. Kimler istedi, kimler yap dedi ve kimler adına Andımız’ı kaldırdınız?
Neden her konuda halka soralım deyip şimdi ne değişti de Andımız’ı kimseye sormadan bir kanun hükmünde kararnameyle kaldırdınız?
85 yıla yaklaşan bir süreden beri okunan, bir ırki söylem olmayan sadece mensubiyet söylemi olan ve Türk milletinin mayası hükmünde olan Andımız’ı ne kadar kolay yasaklıyorsunuz?
Türk milletinin bu konuda görüş ve düşüncesinin size göre hiç bir önemi yok mu?
Sayın Başbakan partilileriniz sizi padişah olarak görüyor ama Padişahlar bile tebdili kıyafet ile vatandaşın arasında dolaşarak verdikleri kararlara halkın tepkilerini merak ederdi. Ama size göre Türk milletinin görüşünün hiç önemi yoktur. “Ben ne karar verirsem o olur” diyorsunuz. “Herkes benim istediklerime uymak zorunda” anlayışı içindesiniz.
Türk milletine sorma gereği duymadığınız bu konuyu bölücü başı Öcalan’ın istediği için mi kaldırdınız? Ya da Amerika’nın ve Avrupa Birliği’nin Andımız’ı Hükümetinizden yasaklamanızı istediği için mi kaldırdınız?
Eğer bu doğruysa Amerika ve Avrupa Birliği’nin kimliğini dayatmış olmuyor musunuz?
Eğer ABD ve AB’ye, bölücülere sormadıysanız, Andımız’ı kaldırmanıza yönelik tebrik ve memnuniyetler neden sadece bu çevrelerden geliyor? Bu çevrelerin size ve hükümetinize övgü dolu sözlerinin altında yatan gerçek yoksa bu mudur?
Sayın Başbakan Amerika ve Avrupa birliği kimlik dayatınca iş başka mı oluyor? Amacınız, gayeniz var olan Türk milletini yok görmek mi?
On bir yıllık iktidarınız döneminde AB’ye girme hayali ile yaşadınız. Sayın Başbakan, Türk milletine ve devletine onlar istedi; onlar neler dayattıysalar siz ve hükümetiniz hemen kabul etmişsinizdir. İşte onlardan bir kaçı:
ATATÜRK’ÜN koydurduğu, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında ve imar kanununda yaptığınız değişiklikle “Türkiye’de ibadet yeri camidir” ibaresindeki cami ismini kaldırarak yerine “ibadethane” koyduran siz ve hükümetiniz değil mi? Bu ibarenin kaldırılmasını kimler isleti sizden?
Cumhuriyet tarihinde hiç bir iktidar, bir tane bile yeni kilise açmazken İmam hatipli Başbakan’ın imar kanununda yaptığı değişikliklerle açtığı on binlerce kilise dayatma değilse nedir? Azınlıkların mülklerini verip Sümela Manastırını da ibate açtınız. Bunların açılmasını kimler istedi?
Zinanın suç kapsamından çıkarılmasını ve domuz etinin serbestçe satılmasını sizin hükümetiniz getirdi. Yoksa millet mi istedi veya Avrupa Birliği mi istedi?
Cuma günü hutbelerde okunan “Allah katında tek din İslam’dır” ayetini ABD elçisinin isteği üzerine yasaklayan sizin hükümetiniz değil mi?
Bütün bunlar bir dayatma değilse nedir Sayın Başbakan.
Türkiye Cumhuriyeti, devletin çatısı altında yaşayanları, kendi vatandaşını “Türk Kimliği” nde birleştirmeyip herkesin alt kimliğini üst kimliğinin üstünde tutarsa bu ülkenin birliğinden ve beraberliğinden nasıl söz edebiliriz?
AKP on bir yıldır Batının taleplerini Türk milletine dayatıyor ve isteklerini uygulamaya geçiriyor.
AKP ve Batı Sevr’i dayatıyor.
AKP ve Batı Kiliseyi dayatıyor.
AKP ve Batı Ilımlı İslam’ı dayatıyor.
AKP ve Batı Medeniyetler infakını dayatıyor.
AKP ve Batı Haçlı olmayı dayatıyor.
AKP ve Batı Türk olmayı yok sayıyor.
AKP ve Batı Lozan’ı yok sayıyor.
Her Türk, elbette Türk milleti için çalışacaktır. Her Türk’ün varlığı, milletinin varlığına armağan olacaktır.
Varlıklarını Amerikan, Avrupa Birliği varlığına armağan edenler, Türk çocuklarının ve Türk gençliğinin varlıklarını Türk milletinin varlığına armağan edişlerinden neden rahatsız olmaktadır.
AKP Türk vatandaşlarına Batılı kimliği dağıtmaktan vazgeçmelidir. Hele de devlet kimlik dayatamaz” deyip, devletin gücünü kullanarak Batı adına Haçlı kimliği hiç dayatamaz.
Sayın Başbakan siz Batının eş başkanısınız. Bunları yapmanız gayet normaldir aslında.
Her Türk Andımız’ı kalbinde yaşatacak ve canlı tutacak sayın Başbakan. Bunu kaldırmaya gücünüz yetmeyecektir.
Varlığım Türk Varlığına Armağan Olsun.
Ne Mutlu Türküm Diyene...